Hoca ve hurafe!..

A -
A +

Neymiş; "Galatasaray Yönetimi şimdiden anlaşma yapmamak sureti ile Gerets'i ortada bırakmış, eğer Galatasaray şampiyon olamazsa, sebeplerin başında bu gelecekmiş!.." Vay canına saygıdeğer okuyucularım, vay canına!.. Sevgili Levent Tüzemen kardeşim başta, "bir bölümü Galatasaraylı bazı yazarlar ve yorumcular" böyle düşünüyor ve durmadan "böyle" yazıyorlar!.. Sanki "Gerets'in gönüllü menajeri" gibiler!.. Çıkıp da demiyorlar ki: "Gerets, sözleşmesinde ön şart olmadığı halde, daha ligin ilk yarısı oynanırken 'Benim mukavelemi yenileyin' diye ortaya çıkmakla hata yaptı, kendi kendini ortada bıraktı. Hakkında camiada, taraftarlar arasında, spor medyasında ve hatta yönetimde bunca tereddüt ve eleştiri varken, sezonun sonunu beklemeden ve sezon sonunda arzu edilen başarıyı sağlamadan, Galatasaray Yönetimi'nin onunla sözleşme yapmasının mümkün olmadığını, olamayacağını Gerets gibi tecrübeli bir hocanın anlaması ve ona göre davranması gerekirdi. O aksini yaptı; Avrupa'nın hiçbir ülkesinde alamayacağı parayı Galatasaray'dan aldığı için, 'Sözleşmemi uzatmazsanız iyi olmaz' demeye gelen açıklamalarla baskı ve emrivaki yapmaya çabaladı. Gerets'in bu tutumunun bedelini, Galatasaray Futbol Takımı ödeyecek." Futbolcunun oynatılarak kazanılacağını, sporcuda öz güvenin ancak böyle oluşturulacağını, bu yapılmaz da, hata yapan oyuncu hemen yedek kulübesine, hatta tribüne gönderilirse, daha da kötüsü, kötü bir sonuç alındığında taraftara, medyaya bizzat hocası tarafından hedef gösterilirse, genci, yaşlısı, tecrübelisi, tecrübesizi, Hakan Şükür'den, Heinze'a, Carrusca'dan, çifte Mehmet'lere, Aydın'dan, Okan'a, Necati'den, Hasan Şaş'a futbolcular, kendilerine hata üstüne hata yaptıracak psikolojik baskıyı bütün şiddetiyle hissedecek ve verimleri elbette düştükçe düşerken, hata yüzdeleri yükseldikçe yükselecektir!.. Heinze'yi "özellikle yazdım"; bu futbolcuyu Gerets ne hâle getirdi; şimdi Fransa'da neler yapıyor; ortada!.. Buyurun, son maçta "harika bir kafa golü atan" Hakan Şükür için, hem de "kaburgasının kırılmasının üzüntüsü ve moral bozukluğu içinde" olduğu bir sırada söylediği; "İyi ki seyirci yoktu, zira İliç'in orta yapacağını hissettim, Hakan'a 'koş ileriye' diye bağırdım, yorgun olan Hakan da duydu, koştu ve golü attı." Yani; Gerets "Koş" diye bağırmasa ve Hakan duymasa, o gol atılmayacaktı; öyle mi?.. Bitmedi, daha da kötüsü ve çirkini: Yani, "daha 45 dakika dolmadan" Hakan Şükür "yorgun" öyle mi?.. Yoksa, "bu sözler" ikinci yarı başlarken spor yazarlarına, "Çok iyi çalıştım, sakatlıklarım geçti, kendimi dinç ve güçlü hissediyorum" diyen Hakan Şükür'ü "Daha 45 dakika dolmadan yoruldu" demeye geldiği açıkça belli olan bir açıklama ile, "yalancı çıkarma" çabası mı?.. "Rakamlar" ve "istatistikler" ortada; Türk futbolunun "gelmiş geçmiş" en büyük futbolcusu ve golcüsü için yaptığına bakın, Belçikalı hocanın!.. Sevgili kardeşim Hıncal Uluç, pazartesi gecesi "90 Dakika" programında "Şaka yapmış olabilir" itirazlarına rağmen, "bu konunun üzerinde dururken" ve "Şaka da olsa, böyle şey olmaz" derken ne kadar haklıydı!.. Söyleyin ey "spordan, futboldan, hocalıktan, teknik direktörlükten bir parçacık anlayan" dostlarım, söyleyin; aslında Gerets'in "bilinç altını ortaya döken" bu sözler, "gerçekten şaka bile olsa", böyle bir ortamda söylenir mi?.. Hakan Şükür gibi bir futbolcu bu duruma düşürülür mü?.. Belçikalı, iki yıldır dünya âleme "büyük hocalığının ispatının adeta Hakan Şükür'ün burnunu sürtmek olduğunu" göstermeye çalışıyor; yeter artık!.. Ve Başkan Özhan Canaydın, "eski" bir Belçikalı bekin, Hakan Şükür başta, Türk futbolunun "en büyük başarılarına imza atan" futbolcularla ve Galatasaray futbol takımı ile "oyuncaklarıymışçasına oynamasına göz yumuyor", üstelik bir "kırık plâk" gibi, dönüp dönüp "Hocanın arkasındayım" demekten başka bir şey yapmıyor; olacak şey mi?.. Ey "Galatasaray futbol takından sorumlu olan" sevgili Adnan Polat, "Yukarılardan vahiy geliyor" anlamına gelecek "son derece yanlış, son derece tehlikeli ve son derece riskli" sözler edip, ortalığa "patlaması önlenemez" bir bomba bırakacağına, "Fenerbahçelileri telaşlandıracağım" derken, "inanmış insanları rencide eden" bir pencere açacağına, açıkçası böyle bir büyük hatanın içine düşeceğine ve "ipe sapa gelmez" böylesine "garip" işlerle uğraşacağına, "Gerets" adlı Belçikalının ne yaptığına bak ve bu hocanın "Galatasaray'ı nereye sürüklediğini" gör, tedbirini al!.. "Takıma bugün de, yarın da yararlı olacakları", eğitim bilimi (pedagoji)'nden nasibini almadığı gösteren bir uygulama ile bu hâle getiren ama mesela "Galatasaray'ı çok maçta 10 kişi oynatan" ve "ileriye doğru bir pas verdiği görüldüğü gün" nerede ise Galatasaray Yönetimi'ne "deve kurban ettirecek" bir görüntü veren İnamoto'yu ise, "başının ve takımın üstünde taşımaya devam eden" bir Gerets'in, "büyük kulüp hocası olduğunu söylemek" mümkün mü?.. "Böyle" bir hoca ve Adnan Polat'a da, Galatasaray'a da hiç yakışmayan hurafelerle Galatasaray şampiyon olacak öyle mi?.. Gülmeyin Galatasaraylılar; ağlayın!.. > OCALU boşluk yorumunu yaz Turkcell, Telsim, Avea 2866'ya gönder (4 SMS/ 8 Kontör)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.