Milyonlarca doları ceplerine indirip, "büyük yıldız" diye omuzlarda taşınarak transfer edilip de sahada "dolaşmaktan başka bir şey yapamayan" futbolcuları bir tarafa bırakıp, durup dinlenmeden "şeytan taşlar gibi" teknik direktör taşlıyoruz!.. Bunu hepimiz yapıyoruz!.. Neden?.. Bir yığın sebebi var!.. Ama bir sebep var ki, işte o, yaptığımız bu büyük yanlışı hep yüzümüze vuruyor!.. Zira, teknik direktörü eleştirmek kolay!.. Maçları doğru dürüst seyretmeye gerek yok. Sonuca bak, otur bilgisayarın başına döşen!.. Halbuki "oyuncuları yazabilmen, eleştirebilmen için" maçı dört gözle seyretmen bile yetmez, bir de "istatistik verilere ihtiyacın var"; kaç top almış, kaçını olumlu kullanmış, kaç top kaybetmiş, kaç hatalı pas vermiş, kaç doğru pası var, kaç şut atmış, vs..vs.. Türk spor medyasında "bunu yapan" hemen hemen "bir kişi" vardı; sevgili Ferdi Leflef'i yok etmek için her şeyi yaptık; bir yığın futbol hokkabazı TV ekranlarında "Karagöz - Hacivat" mukallitliği yaparken, o evinde oturuyor!.. Bir yığın futbol cahili spor sayfalarında "bakla gibi" imzalarla yazı yazarken, o "haftada bir gün" bile yazı yazmaktan mahrum ediliyor; neden?.. Çoğumuzun "ne kadar yanlış, hatalı ve bilgi temeline oturmayan", takıntılarımızla, komplekslerimizle, cehaletimizle yorumlar yaptığımızı "futbol biliminin itiraz edilemez verileri" ile ortaya koyduğu için!.. "Amatör bir mahalle takımı" dedikleri bir ekip karşısında ve de kendi evinde oynadığı bir karşılaşmadan sonra "Takımı nasıl savunma yapmayan adamlarla doldurursun" diye yerden yere vurulan Zico'nun, aradan 5 gün geçmeden bu defa "deplasmanda oynanan" bir lig maçında "aynen" futbol ûlemamızın "önerdiği" bir takımı sahaya çıkarttığı ve "onların istediği gibi" oynattığı hâlde, bu defa gene "aynı" futbol ûleması tarafından ipi çekiliyor!.. Satır aralarında yazılıp çizilen ya da "birkaç cümle ile" geçiştirilen "futbolcu gerçekleri" ise oyundan ve sonuçtan adeta koparılıyor!.. Fenerbahçe futbolunun nerede ise "yarısı" olan Alex - Appiah ikilisinin neden bu kadar kötü oynadığının üzerinde durulmuyor, mesela, İngiltere'ye gitmek istediği dedikoduları ayyuka çıkan Appiah'ın birdenbire dibe vuran futbolunda, bu iddiaların arkasında olan gerçeğin ne derece rol oynadığı sorulmuyor, araştırılmıyor, mesela "daha 10 maç bile olmadan yepyeni bir ülkeye ve yepyeni kurulan bir takımın başına gelen" bir teknik direktör için "Derhal gitmeli" deniyor da, bu "erken görüntü" süreci içinde, bu ûlemadan, de Souza - Kezman ikilisinin Nobre - Anelka ikilisini mumla arattığını söyleyen yok, Lugano - Edu ikilisinin bir "Luciano etmediğini" yazan var mı?.. Bunlara yazılıp söylenirse, "zülfiyare dokunulmuş" olmayacak mı?.. Bunların yazılıp çizilmemesinin ve konuşulmamasının asıl sebebinin, bunlar yazılıp konuşulursa, "ne kadar yanlış transferler yapıldığının ve Fenerbahçe'nin 50 milyon dolardan fazla parasının nerede ise sokağa atıldığının açık seçik ortaya konulmuş olacağı ve bundan da Aziz Başkan'ın fena hâlde alınacağı" düşüncesi olduğu ve spor medyamızın da "böyle" bir yorumu hak ettiği doğru değil mi?.. Öyleyse, "Vur Zico'ya", hedef şaşsın; "Yabancı sınırı kalksın" diyen bir Başkan'ın foyası ortaya çıkmasın!.. Gülüyorum; yıllarca Beşiktaş için "Sergen ile Tümer beraber oynar" diye ahkâm kesenler, şimdi "Tümer ile Tuncay aynı takıma konur mu?" diye kıyamet kopardılar, sonra da Sivas maçında "Tümer oyunda iken" Tuncay'ın kenara alınmasına yapmadıklarını bırakmadılar; vah ki, ne vah!.. Aynı futbol hokkabazlığını, Beşiktaş üzerine, Galatasaray üzerine yorumlarda da yapıyoruz; hem de hiç yüzümüz kızarmadan!.. Sadece "Hakan Şükür" konusunda son bir haftada yazılıp çizilenler bile "hokkabazlığın hangi boyutlara ulaştırıldığını" ortaya koyuyor!.. "Hakan oynarsa Beşiktaş yener" iddiasıyla ortaya çıkanlar, "Hakan'ın Galatasaray'ın maçtaki en iyi üç oyuncusundan biri ve Galatasaray'a maçı kazandıran penaltının baş oyuncusu olduğu gerçeği" karşısında "kazı çevirip" yakıyorlar; "Baki Mercimek'i unutmuştuk!.." Be kardeşim "derdin Hakan Şükür değilse", neden başta demiyorsun ki; "Baki Mercimek oynarsa, Galatasaray kazanır!.." Ama senin derdin Hakan'la; takmışsın kafana, eline verilen kalemi "acımasızca, insafsızca kullanıyorsun"; Türk futbolunun uluslararası standartlardaki en büyük futbolcusunu, yanına yaklaşılamayacak muhteşem bir istatistik tablosunun sahibini yok etmek için her şeyi yapıyorsun, bu nasıl vicdan?.. Futbolumuz giderek irtifa kaybediyor; futbol medyamız ise tam bir türbülansın içinde, neredeyse yere çakılacak; çok yazık!..