Hokus pokus!..

A -
A +

Galatasaray'ı Avrupa Kupaları'nda da, ligde de bu duruma, "korkan" ve "ne yaptığını, ne yapacağını bilmeyen" bir teknik direktörün "ön libero" diye dayatması artı "korkan" ve "ne yaptığını, ne yapacağını bilmeyen" bir Başkan'ın ona "inanması" ve "Galatasaray iyi oynuyor" palavraları getirmiştir!.. Aslında "Ayhan-Okan-Mehmet Topal-Mehmet Güven" gibi "ön liberoda" huzurlu, istikrarlı ve güvenli bir ortamda 5-6 maç "devamlı" oynatılırlarsa "devamlı" oynayabilecek oyunculara sahip bir takımın "ön libero sorununun olmaması" gerek ama, Galatasaray'da huzur da yok, güven de yok, hele hele "takımda, tertipte ve taktikte istikrar" hiç yok!.. Devamlı"takımla, taktikle ve tertiple oynayan", bir oyuncuyu "bir hata yaptığında yok eden", sonra da "şapkadan tavşan çıkarır gibi" birdenbire "gene takıma koyan" bir hoca ile karşı karşıyayız; bu oyunculardan liglerde, hele hele Avrupa Kupaları'nda üstün verim alınması bir yana, "verim alınması" mümkün mü?.. Transfer ayı öncesinden başlayarak "ön libero da, ön libero" diye tutturan Gerets'e sormak gerek: Galatasaray'ın para durumunu çok iyi biliyordun, bu yüzden futbolcularını ortada bıraktın ve onların sana sırt çevirmelerine sebep olan para boykotunu da yaşadın. "Ön libero" diye tutturup yönetime verdiğin isimleri Galatasaray'ın almasına mâli durumun el vermeyeceğini nasıl bilmezsin ve şampiyon olmuş takımın ön liberosu Saidou'yu nasıl kaçırırsın, daha doğrusu kaçmasına nasıl göz yumarsın? Gerets'e sormak gerek: İlk geldiğinde, Galatasaray lige fırtına gibi girmiş ve "tek ön libero ile" ama rakiplerine asıl üstünlük kurduğu hücum gücünü eksiltmeyerek farklı olarak öne geçmişti. Ama sonradan birileri kafana girdi, "korkmaya başladın", ille de "iki ön libero" ısrarı ile Galatasaray'ın rakiplerine karşı"dayanılmaz olan" hücum üstünlüğü kırıldı, Hakan Şükür ile Ümit Karan rakip hâle getirilip birbirine düşürtüldü ve ortaya bugünün "perişan" Galatasaray'ı çıktı, bunun müsebbibi kimdir? "İki ön liberolu" Galatasaray'ın Avrupa'da da, ligde de kaç gol yediği ve nasıl goller yediği ortada!.. Ligin 11 maçta 9 gol atabilmiş Rizespor'unun 22 dakikada Galatasaray'a iki gol birden atması, Galatasaray defansının perişanlığını cümle âleme gösterirken, bu takımın hocasının iflâsını da ilân etmiş olmuyor mu?.. "Çok üzücü. Yine bir korner atışından gol yedik. Hem de ilk dakikalarda" diyorsun, diyorsun da iki yıldır "kornerlerden, yan toplardan, duran toplardan yenen gollere bir çare bulamıyorsun"; yoksa çareyi bizler mi bulacağız?.. Söyleyeyim; Galatasaray'ın bu hâle düşmesine sebep, "saha içinde görü nmeyen" iki ön liberodur, onlar değişmedikçe bu probleme sadece bizler değil, zat -ı âliniz dahil kimse çare bulamaz, zira "bu" ön liberolar başkan Özhan Canaydın ve teknik direktör Gerets'dir!.. Galatasaraylı futbolculara "maç kasetlerini izlettirip hatalarını göstermişsin" ve de demişsin ki; "Kötü oynayan, hata yapan bir daha takım yüzü görmez!.." Hadi canım; zaten bugüne kadar "bunu yapa yapa" Galatasaraylı oyuncuları moral olarak bitirmedin mi, huzuru kalmayan takımı dilim dilim bölmedin mi; oyuncuları kazanacağına, onları "yok etmek için" elinden geleni ardına koymadın mı?!.. Soruyorum; hiçbir zaman "Galatasaraylıyım" demeyen, "gözünün dışarılarda ve daha iyi para veren kulüpte olduğunu" saklamayan, Ankara'da İlhan Cavcav gibi "kurt" bir başkanı rahat uyutmayan ve ona "İllallah" dedirten, Galatasaray'a geldiğinden beri de, (evlenene kadar) "hem de genç oyuncularıda beraberine alarak" gece çalışan magazin muhabirlerine bol bol malzeme temin eden, bu yüzden çok sık sakatlanan, transfer ayları öncesi Galatasaray yönetimlerini parmağında oynatan, "garip açıklamalar" ile takımın huzurunu kaçıran ve bölünmelere yol açan, dahası hiçbir hocası tarafından "istikrarlı" görülmeyen ve bu yüzden çok zaman "yedek kulübesinde oturtulan" bir futbolcuya karşı "Hakan Şükür gibi bir kaptanı" ve "Galatasaray'ın anıt adamını" harcamak isteyenlerle kol kola girip, "ona moral vereceğine, moralini kırmak için her şeyi yapan" bir hocayı alkışlamak mümkün mü?.. Soruyorum; geçen yıl "boykot olayındaki, tutumu sebebi ile" büyük ölçüde devre dışı bırakılan ve "ağabeylerin yönetiminde şampiyon olunması yüzünden" ağabeyleri "büyük bir kıskançlık" ile "bu yıl" cezalandırma ve yıpratma yolunu seçtiği "açıkça görülen" bir hocayı, Galatasaray yönetimi ve başkanının hâlâ iş başında tutmasının acaba sebebi, "bu hocanın Avrupa Kupaları'nda kaybettirdiği milyonlarca euro ya da dolara karşı", ona ödenecek "komik" bir para mıdır?.. Gerets diyor ki; "Kale önünde son vuruşları daha iyi yapmalıydık; neden çok gol kaçırdığımızın analizini yapmalıyız!.." Hedefi belli; Hakan Şükür!.. Gerets "dikkat edin", bu sözleri Ümit Karan'ın, Necati'nin gol kaçırdığı maçlardan sonra "hiç söylemiyor"; ne zaman ki "Hakan Şükür'ün gol kaçırdığı ve iyi sonuç alınmayan bir maç oluyor"; Gerets gürlüyor ve Hakan Şükür'ü herkese hedef gösteriyor; "İşte kötü sonucun suçlusu bu santrfordur!.." "Böyle" bir hoca, Galatasaray tarihinde yoktur!.. Korktuğu için "Ersun Yanal'ın milli takımda yaptığını" yapamıyor; Hakan'ı "yok etmek isteyen" Tamburacı'larla, Koloğlu'larla, Kanat'larla el ele vermiş "imalarla, açıklamalarla, hedef göstermelerle" onun "bırakıp gitmesini sağlamaya çalışıyor"; medyadaki Hakan düşmanlarına "bol malzeme hazırlamak için" elinden geleni ardına koymuyor; böyle hoca olur mu?.. Galatasaray "ligde en çok gol atan üç takımdan biri"; evet "daha fazla gol atabilirdi", atmalıydı, "kaçan, kaçırılan çok gol var", ama "şansın da Galatasaraylı forvetlere sırt çevirdiği" ortada; direklere çarpanlar, bir karıştan dışarı gidenler, çizgilerden çıkarılanlar yığınla!.. Ama, "asıl problem" ortadayken, Gerets saklamaya çalışıyor!.. Galatasaray, "ligin en çok gol yiyen" üç takımından hemen sonra geliyor!.." Hem de "iki ön liberoya", yani "kaleci hariç 6 defansif oyuncu ile oynanmasına rağmen"; işte problemin yarısından fazlası!.. Buna "çare bulamayan", duran toplardan "gol çıkaramayan", takımına kanat ortalarını öğretemeyen, taç atışını bile başaramayan bir takıma sahip olan, iki yıldır Galatasaray'ın "defans ile beraber asıl problemi olan 10 numara eksiğini tamamlayamayan" bir hoca ile karşı karşıyayız!.. Mevsim başında "Arda'yı istemiyorum, gene Manisa'ya kiralayın" diyen, Allah'tan "Ben kiralık futbolcu istemiyorum, Arda'yı alabilirseniz bonservisiyle alın" diye direten Ersun Yanal'ın isteğine "Arda'yı sattırmam" diyen Adnan Polat'ın direnmesiyle bu oyuncunun Galatasaray'da kalması sağlanabilen bir hoca ile karşı karşıyayız!.. Galatasaray UEFA Kupası'nı aldığında, üst üste 4 defa lig şampiyonu olduğunda Fatih Terim "tek ön libero ile oynardı", onu da orta sahadan geri dörtlünün önüne bir oyuncuyu çekmek yerine, geri dörtlüden bir oyuncuyu Popescu'yu "ön libero yaparak" gerçekleştirirdi!.. Ve Terim'in "bu" Galatasaray'ının, final dahil 9 maçlık bir seri ile, İtalyan, Alman, İspanyol ve İngiliz takımlarını "namağlup" geçerek ulaştığı UEFA Kupası'nda "yediği gol sayısı" sadece 6 idi!.. Şimdi "dörtlü defansın önünde iki de ön liberolu" Galatasaray, çoğunu ligin en alt sıralarında olan takımlarla oynadığı 12 maçta 16 gol ve 11 maçta 9 gol atabilen Rizespor'dan 22 dakikada iki gol yiyor ve bu takımın hocası hâlâ "hokus pokus" ile "bütün suçu" Hakan'a yüklemek için elinden geleni ardına koymuyor!.. İşte başkan Özhan Canaydın'ın "vazgeçilmez" hocası Gerets!.. Alkışlar!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.