Hukuk mu, guguk mu?..

A -
A +

Futbol Federasyonu'nun, Kadı Karakuş'a "mezarında kalmışsa, üç - beş kemiğini bile ters döndürecek" kararının yankılarıyla beraber "gelişmelerinin de sürdüğü" bir süreçte, beni çok memnun eden bir mail aldım. Spor Hukuku Enstitüsü Başkanı Avukat Kısmet Erkiner, şöyle diyor mailinde: "Türkiye'de SPOR HUKUKU'nu yerleştirmek ve geliştirmek, bu alanda bilgili eleman yetiştirmek için 2008 yılında kurulmuş olan SPOR HUKUKU ENSTİTÜ'müz, Galatasaray Üniversitesi ve Türkiye Futbol Federasyonu ile birlikte 2009 -2010 SPOR HUKUKU SERTİFİKA PROGRAMI'nı tertiplemiş bulunmaktadır. Bu Sertifika Programı tertipleniş gerekçesini spor ve hukuk camialarımızdan gelen taleplerden aldığı kadar, 2008 Spor Şurası Kararlarından ve TC Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu Raporunda yer alan ifadelerden almaktadır. 2009 - 2010 Spor Hukuku Sertifika Programı Gerekçesini, Program müfredatını, Ders verecek uzmanların isimlerini ve diğer bilgileri Enstitü'müz internet sitesi www.sporhukuku.org adresinde 'Faaliyetler' ve 'Haberler' başlıkları altında bulabileceksiniz." Maalesef, Türk Sporu'nun hukuku, nedense "Türk Futbolu'nun hukuku" gibi görülüp, "Türk Hukuku - FIFA Talimatları - UEFA Talimatları" arasına sıkışıp kaldıkça, Türk Hukuku ile FIFA ve UEFA talimatları arasındaki "büyük çelişki ve boşluklara çare bulunmadıkça", üstelik "futboldan ötesi 'hukuk' denilince spor sayılmadıkça ve o sporların hukuklarının üzerinde kimse durmadıkça ve kafa yormadıkça", işin nereye vardığı ortada da, nereye gideceği meçhul!.. Düşünebiliyor musunuz; Ankaraspor "Disiplin Kurulu'nun ve Federasyonun verdiği kararlara itiraz edecek", nereye gidecek; "Tahkim Kurulu'na!.." Tahkim Kurulu'nu kim seçmiş; federasyon!.. "Gerektiğinde üye de değiştirilerek, Federasyonun kararlarının onaylanmasını kim ve nasıl önleyecek"; cevabını verin bakalım; böyle hukuk mu olur?.. Dahası, "Mahkemeye gidemezsin"; zira "tescil konusu çok açık", elin kolun bağlı!.. Peki, "CAS'a gideyim" diyorsun, gülüyorlar; "O sadece uluslararası anlaşmazlıklara bakar, bu kendi iç meselemiz!.." "Ya FIFA" diyorsunuz, "Onda da durum pek farklı değil" diyerek sizle dalga geçiyorlar!.. Yani, "Federasyonun kararına, Federasyonun seçtiği Disiplin Kurulu'nun kararına, bu kararı onaylayan Tahkim Kurulu kararına, bu kararların çoğunun haksız olduğunu bile bile, kasabın bıçağına boynunu uzatan koyun gibi uyacaksın"; hukuka bakın siz!.. İşte bu sebeple, bu ülkede "Spor Hukuku uzmanlarının çoğalması, Federasyonlarda, Disiplin Kurulları'nda, Tahkim Kurulları'nda yer alması", dahası "tüm spor branşlarını kapsayacak şekilde" kurulacak bir "Spor Temyiz Kurulu'nun iskeletini teşkil etmeleri", içine düştüğümüz "hukuksuzluk ve çelişkiler" yumağının çözülmesine yardımcı olacaktır!.. Enstitüyü kutlarım!.. Doğru mu?.. Uzunca bir süredir "aynı konularda bir yığın mail alıyordum", ama son günlerde "gazetelerde çıkan birkaç haberi" okuyunca, bu defa, bu "ilginç" iddianın üzerinde durmaya karar verdim!.. "İstanbul'da yaşamadığım" ve de "araştırma imkânım olmadığı için" iddiaya muhatap olan kişi ve kuruluşun isimlerini yazmayacak, sadece "inşaatla ilgili bir meslek kuruluşu" ve "onun İstanbul Şubesi Başkanı" diyeceğim!.. İddialara göre, "bu" kuruluşun İstanbul Şubesi Başkanı, "başka işi gücü yokmuş gibi", yllardır durmadan "Galatasaray Kulübü'nün proje ve yatırımlarını engellemek, durdurmak ve geciktirmek için" elinden geleni ardına koymuyormuş ve hatta "idare mahkemesinden, idare mahkemesine koşuşturup duruyormuş!.." Gene "iddialara göre", bu kişi "bir başka kulübün fanatik taraftarı (belki de üyesi) imiş" ve de "tuttuğu" kulübün "çevre kurullarının, SİT kurullarının itirazlarına, kararlarına rağmen" yaptığı, yapmakta olduğu, hatta "ruhsat bile alınmadığı iddia edilen" bazı proje ve yatırımlarına hiç ama hiç sesini çıkarmıyormuş!.. İddialara göre, mesela "o kulübe, Ataşehir'deki altın değerinde büyük bir arsanın kiralama ve satış kıyağı konusunda" nedense "dut yemiş bülbüle dönüyormuş!.." "Böylece" yetkilisi olduğu "ulusal" kuruluşa, "tarafsızlık" ilkesinden ayrı düştüğü görüntüsünü veriyor; "görevi tek taraflı yapma, yetkiyi tek taraflı kullanma" iddiasının da "kuruluşa yapıştırılmasına yol açıyormuş!.." Bütün bunlar doğru mu?.. Neden İstanbul'daki "sevgili meslektaşlarım", kendilerine de ulaştığına inandığım bu iddiaların üzerine gitmezler?.. Ve "neden" Galatasaray Kulübü "bu iddialar" ile ilgili olarak "tek kelime etmez"; duymaz, görmez ve konuşmaz?.. "Tık" yok!.. Futbol Federasyonu'na "defalarca" sordum: "Transferin son günü Ankaraspor'dan Ankaragücü'ne geçen 6 futbolcunun bonservis bedelleri nedir"; eğer "bu bedeller Türk futbolundaki standartlara uygun değil" ve de "sembolik rakamlar" ise, "bu açık kıyak ve güçlendirme operasyonuna Futbol Federasyonu nasıl göz yummuş ve bu futbolcuların lisanslarına vize vermiştir?.." Eğer "bedeller sembolik ise", bu durum, sadece "bir maçlık" değil, "tüm bir sezon boyu" için "anlaşmalı maçlar" anlamına gelmiyor mu?.. Federasyon neden susuyor ve kamuoyu vicdanını rahatlatmak için "bonservis bedellerini" neden açıklamıyor?.. Alkışlıyorum!.. Alex ve Lugano'nun medyadaki röportajlarında "verdiği pozlar ve kıyafetleri" Başkan Aziz Yıldırım'ın tepkisini çekmiş ve "futbolcuların röportajlara ara vermelerini" istemiş!.. Kutlarım Aziz Başkanı, "Fenerbahçeli futbolcu, kılığıyla, kıyafetiyle, verdiği pozlarla, diğer bütün spoculara örnek olmalıdır" ve kulübünün değerini, kalitesini çok iyi bilmeli ve "buna uygun" bir hayat tarzını, kılık ve kıyafetiyle, sakalıyla, saçıyla seçmelidir!.. Elbette Galatasaraylısı da, Beşiktaşlısı da, Tabzonsporlusu da!.. "Büyük kulübe mensup olmanın gereği budur" ve Aziz Başkan "çok doğru" bir tavır almıştır!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.