Hülagû Han mısın?..

A -
A +

Şu medyaya bak!.. Bir Galatasaray Başkanı (Ali Tanrıyar), hem de "şampiyonluk kutlamalarının yapıldığı gece", gazetecilere ve TV kameralarına "Galatasaray'ı sevmeyen ölsün" demişti de kıyametleri kopartmıştı ya, işte o medya!.. Şimdi, "Fenerbahçe ile Beşiktaş arasındaki" Mehmet Topuz kavgasını adeta "kan davasına dönüştürmek için", Topuz'u "Roberto Carlos" ile "eş tutan" bir gösteri histerisi içinde yapmadığını bırakmayan bir Başkan'a ve yönetimine "Ne yapıyorsun arkadaş" bile diyemiyor, aksine "canlı" yayınlar yapacak, "özel" sayfalar düzenleyecek kadar "çifte standart" yarışına girerek, "Topuz'un transferini, Beşiktaş'ın çifte kupalı şampiyonluk gösterisinin önüne koyacak" kadar ileri gidiyor!.. Dahası, Aziz Başkan, daha dün "Beşiktaş forması giyip", üstüne üstlük "50 milyon euro da verseler Fenerbahçe'ye gitmem, ben doğma büyüme Beşiktaşlıyım" diyen bir futbolcuya, canlı yayını "beraberce seyrettiğim" ünlü bir "Fenerbahçeli spor yazarına bile", gülerek "Bizim Başkan amigoluğa da soyundu galiba, bak alkışları nasıl başlatıp, nasıl yönetiyor" dedirtecek bir tutum içine girecek kadar "gözünü karartmışken!.." Hele hele "Galatasaray'ı sevmeyen ölsün" diye kıyameti koparan "aynı" medyanın, "koca" Fenerbahçe Başkanı'nın, Topuz gibi, "döne döne başı dönmüş" bir futbolcuya "Bir gün herkes Fenerbahçeli olacak" şapkasını giydirmesini alkışlarla karşılamasına ne demeli,?.. Bu sözün, bu şapkanın anlamının, "Galatasaray'ı sevmeyen ölsün" sözünden "aşağı kalır" tarafı var mıdır?.. Üstelik, o söz "şampiyonluk gecesinde, şampiyonluk sarhoşluğu içinde söylenmişken?.." Ya, "Tezgah var" sözü üzerine Adnan Polat için "yazmadığını bırakmayan" spor medyamın, "Efes Pilsen-Fenerbahçe basketbol maçından sonra", bağıra çağıra, yönetimin "en ağır toplarının ağzı" ile açık açık "Efes'i şampiyon yapmak için tezgah kurulmuş" mealindeki açıklamalarını "sus pus karşılaması" ne anlama geliyor?.. Yok efendim, "Efes, ligden çekilme tehdidinde bulunuyormuş da, onun için federasyon ve hakemler Efes'i şampiyon yapmaya karar vermişlermiş!.." Bakıyoruz, "bu ağır iddiaya karşı", anlı ve de şanlı medyamız "tııısss", yıllardan beri "Aziz Yıldırım destekli ve korumalı" Turgay Demirel Federasyonu "tıssss!.." "Mavi boncukçu" Doğan Hakyemez, yorumunda, "talimatta açık açık yazan kasti faul hükmünü uyguladı" diye "hakem ve kararı için" söylemediğini bırakmıyor ve "maçın sonucunu adeta şaibeli olarak ilân ediyor" ama kimse dönüp "Ne diyorsun" arkadaş demiyor!.. Demediği gibi, yılların uluslararası hakemi, Merkez Hakem Komitesi üyesi, dahası MHK Başkanlığı yapmış Necip Kapanlı kardeşim de Nasrettin Hoca fıkrasını günümüze taşıyıp, "Hakemin kararı haklı" ama "Fenerbahçe de haklı" demiyor mu, insan ne diyeceğini şaşırıyor!.. Neymiş, "Başka hakemler bu talimat hükmünü uygulamıyorlarmış", bu hakem nasıl "böyle" bir karar verirmiş?.. Neymiş, "maç içinde belki bu karar verilebilir miymiş" ama "son saniyede" olur muymuş?.. Siz, şu kafalara, bu zihniyetlere bakın!.. İşte, sporumuzun, işte medyamızın hâli!.. Hakem, "talimatın yazdığını harfi harfine uyguladı" diye, kıyamet kopuyor!.. Neden kopuyor; "Altıncı maçta hakemler, Fenerbahçe'yi kollasınlar ve şampiyonluk yedinci maça kalsın" diye!.. Yedinci maçta da Allah kerim!.. Nasılsa "Bir gün herkes Fenerbahçeli olacak!.." O maçta da "Fenerbahçeli olma sırası" bakarsınız, hakemlere gelir!.. "3 Yıl şampiyonluk sözü" veren Aziz Başkan, "lig başlamadan" sahneye çıktı; herkese, "medyasıyla beraber" tam bir gözdağı verdi!.. Hayırlı olsun!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.