Hüngür Hoca!..

A -
A +

"Onun gözyaşlarını" unutmamız için daha yeterli zaman geçmedi!.. Şunun şurasında 15 gün ya oldu ya olmadı; "bizimki" görün bakın, neler yapıyor? Onun "büyük" bir teknik adam olduğuna hiç ama hiç inanmamıştım, ama "iyi bir insan olduğuna" kalıbımı basardım ve bu hususu hep yazıp geldim!.. Bundan sonra "onu da yazmayacağım!.." Hüngür Hoca, elbette ki, "profesyoneldi" ve elbette ki "bir takıma gidecekti!.." Hem de "kendisine en iyi imkanları sağlayacak" bir kulübün takımına... Bu imkanı da Hüngür Hoca'ya, daha "eski takımı ve kulübü için döktüğü göz yaşları kurumadan" bir başka kulüp verdi!.. Hüngür Hoca da, "çok haklı olarak" imzayı atıp göreve başladı!. Elbette ki, Hüngür Hoca'nın yeni takımında "başarılı olabilmek için", inandığı, beğendiği, tanıdığı futbolcuların transfer edilmesini istemek gibi bir hakkı da vardı, olmalıydı!.. O da bu hakkı kullandı; kullanmaya da devam ediyor!.. "Beraber olmak istediği" futbolcuların 5-6 tanesi de "ayrılırken hüngür hüngür ağladığı" eski takımındandı; bu da gayet normaldi! Eski kulübü "zaten bu 6 futbolcunun 4 tanesi ile yolunu ayırmıştı"; birisi "yarım ağızla" olmak üzere iki tanesi ile ilgileniyor ve "anlaşma zemini arıyordu!.." Hüngür Hoca, "eski kulübünün yolunu ayırdığı dört futbolcuyu bir yana bırakarak", daha "yeni kulübüne imza bile atmadan", her nedense "eski kulübünün beraberce yola devam etmek istediği iki futbolcunun peşine düştü!.." Hadi diyelim ki "bir tanesinde de haklıydı"; zira "o futbolcuyu çok beğeniyor, ona çok güveniyor, onu futbola yeniden kendisinin kazandırdığına inanıyordu!.." Üstelik, "o futbolcu, zaten yeni geldiği kulübün çocuğu idi!.." Ama ya "öteki?" Yeni geldiği kulübün elinde aynı mevkide, "hatta birine ihtiyaç duyulmayacak kadar iyi" iki oyuncu varken, "eski kulübünün anlaşmaya çalıştığı futbolcuya el atmak" ne anlama geliyordu? Anlaşılıyordu ki, "iyi insan" Hüngür Hoca, "göz yaşları döktüğü" eski kulübünden intikam peşindeydi!. Ben, neredeyse 500 yıl "Osmanlı'nın hakimiyetinde yaşamış" Balkan ülkelerinin insanlarına oldum olasıya ısınamamışımdır ve onların "sözlerine de, göz yaşlarına da pek inanamamışımdır!.." "Ölen eşlerinin mezarı başında feryat - figan göz yaşı döktükten" birkaç ay sonra "düğün - dernek evlenen" insanlara benzerler!. Hüngür Hoca, bunun son örneğidir!. Eski kulübünün, "bu hoca için çok üzülen bazı yandaşları", herhalde "gerçeği" görmüşlerdir; yarınlarda daha da çok göreceklerdir!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.