İçler acısı....

A -
A +

Haber: "Galatasaray'da futbolculara üç aydır ödeme yapılamıyor... Artık isyan ediyorlar..." Haber: "Galatasaray'da basketbolcular üç aydır para alamıyorlar... İki defa antrenmana çıkmadılar... Brezilyalı pivot ülkesine kaçtı..." Haber: "Galatasaray Divan Kurulu toplantısında Başkan Özhan Canaydın 'verdiği sözleri tutmamakla' suçlandı. Canaydın'ın 'yapılacak olan projelerle ilgili konuşmalarını' bir CD'de toplayan Kemal Onar'ın , toplantıda bu CD'yi kendisine vermesi üzerine, başkan 'Ben hiç yalan söylemedim. İnandıklarımı sizlerle paylaştım' dedi. Divan Kurulu üyeleri de gündeme gelen projelerin havada kaldığını belirterek, 'Sonu cek - cakla biten konuşma ve proje istemiyoruz. Bir şey söyleniyorsa yapılsın, ya da hiç söylenmesin' dediler." Haber: "Fenerbahçe maçı öncesi futbolcularına medya yasağı koyan Hagi, Divan Kurulu üyesi, eski Galatasaray ve Milli Takım Teknik Direktörleri'nden spor yazarı Coşkun Özarı'nın futbolcularla röportaj talebiniz reddetti. Araya giren yönetici Fatih Gökşen ve daha sonra da Ergun Gürsoy'un isteklerini de kabul etmedi. Ergun Gürsoy gerginleşen hava içinde 'Adam başımıza padişah kesildi' dedi." Haber: "Galatasaray Teknik Direktörü Hagi, Brezilyalı Felipe'yi istiyor. Felipe'nin alınmasıyla Galatasaray bir taşla iki kuş vuracak. Hem FIFA'daki 3 milyon dolarlık davadan kurtulacak, hem de Hagi'nin istediği 10 numaraya kavuşacak. Ne var ki, yönetim bu konuda ikiye bölündü; bazı üyeler, FIFA'ya giden bu oyuncuyu istemiyor. Futbol şubesi sorumlusu Fatih Gökşen 'Daha iyi, daha genç, daha ucuz 10 numaralar var, onlardan birini alacağız' dedi." Buyurun, "koca" Galatasaray ile ilgili olarak, Fenerbahçe ile oynanacak "çok kritik" bir derbi maçı öncesi spor sayfalarında çıkan haberlerin "sadece" bir bölümü... Attıkları zaman mangalda kül bırakmayan, "sporcuların alacaklarını kuruşu kuruşuna ödedik, ödüyoruz" diyen ama "aylardır bunun tersini yaptıkları" ortaya çıkan başkan ve yöneticiler!.. Basketbola, voleybola "yıllardır doğru dürüst bir sponsor bulamayan" yönetimler, inim inim inleyen sporcular, salonlardan kaçan seyirci, "başı öne eğik" taraftar!.. Ya, TV ekranlarına kurulup "Galatasaray'da kimsenin parası kalmaz, ne var bunda? Galatasaray UEFA Kupası'nı müzesine götürürken de futbolcular aylardır para alamamışlardı" diyen anlı - şanlı yorumculara ne demeli? Ya, "Hocanın istediği" 10 numaraya karşı çıkıp da "daha iyisi var" diyebilen "yedek" yönetim kurulu üyesine? Ya "yedek" yönetim kurulu üyesine, "futbol sorumlusu" unvanı ile "konuşma yetkisi" verilmesine? Ya, yıllarca "teknik direktörlük yapmış" koca Coşkun Özarı'nın, 'Hoca'nın koyduğu yasağı "delme girişimine?" Ya, Hagi'nin "Özarı'ya izin verirse" , sıraya girecek "diğer röportaj talepleri karşısında düşeceği durumu" bile düşünemeyecek kadar "şarklı" kafalara sahip "garplı olduğu zannedilen" bir büyük kulübün yöneticilerine? Ya, "Hocamız karar vermiş, kararını açıklamış, onun sözünün yerde kalmasına müsaade edemeyiz" diyeceğine "Hagi'den tükürdüğünü yalamasını talep eden" ve Hagi'nin çok haklı olarak "Hayır" demesi üzerine "Adam başımıza padişah kesildi" diyecek kadar kendisini kaybeden Ergun Gürsoy'a? Evet; ne demeli, ne demeli, ne demeli? Hayret ediyorum; "bu yöneticiler" ve "bu başkan" , hâlâ Divan Kurulu toplantılarında üyelerin karşısına "hangi" yüzle çıkabiliyorlar; hangi yüzle sokaklarda dolaşabiliyor, taraftarın yüzüne bakabiliyorlar? Kimse onlara "yalvar yakar" olmadı, kimse onlara "Galatasaray'ı siz yönetin" diye ricacı olmadı!.. Kendileri çıktılar "Biz yapacağız, edeceğiz" diye göreve tâlip oldular; yalvar yakar oy istediler ve aldılar!.. Hele hele Başkan Canaydın'ın "arama konferansları" yaparak, "10 yılda bilmem kaç Süper Lig şampiyonluğundan, Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu'na, futbol dışı branşlarda kendi ayakları üzerine durmaya, ultra modern stada, Avrupa organizasyonlarına, dünyanın en büyük ve güçlü kulüplerinden biri olmaya kadar" vaat etmediği şey kalmadı! Yapa yapa sevgili Kemal Onar'a "tutulmayan vaatler CD'si yaptırdılar"; o kadar!.. Tamam, "vaat ettin" , yani "yapacağını" zannettin; yapamadın!.. "İki yıl daha deneneyim" dedin; zar zor seçimi kazandın; görülüyor ki o da olmadı.. Artık ısrar niye; "Bırak, yapabilecek olanlar gelsin!" Tabii, "gerçekten Galatasaray'ı seviyorsan!.." Ya da, "yapacağını göster" ; hiç olmazsa, sporcularının paralarını öde!.. "Özellikle yabancı sporcular" ; tıpkı Faruk Süren - Mehmet Cansun dönemlerindeki gibi, "para alamadıkları için" idmanlara çıkmayıp, hatta futbol takımının hocası Fatih Terim'in cebinden verdiği paralarla maç oynayarak ya da "İllalah" deyip ülkelerine kaçarak Türkiye ve Galatasaray için "çok düşmana malzeme olacak" menfi propagandanın kahramanı olmasınlar!.. Özhan Canaydın; kendine de yazık ettin, Galatasaray'a da!.. "Samimi" ve "örnek" fair play çabaların da olmasa "gönül rahatlığı" ile diyeceğim ki: Bir değil, bin çuval inciri "hakikaten" berbat ettin!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.