Galatasaray yönetimi tam bir "amatörler topluluğu!.." Teknik Direktör Fatih Terim de "transfer özürlüsü!.." Galatasaray'ın son yıllarda "oyuncu alış verişlerinde" devamlı olarak "hep yek" atmasının, bilmem ki mantıklı "başka bir izah tarzı var mı?" Bıraktım, "dışarıda, başka kulüplerde olanları", kendi takımlarının içinde olanlardan, kimin ne yaptığından, kimlerle görüştüğünden, nelere söz verdiğinden haberleri yok!.. Sevgili Engin Atay kadar yok, sevgili Adnan Aybaba kadar yok!.. Böylesine bir tablodan ortaya ne çıkıyor? Galatasaray takımı, futbol olarak da, futbolcu olarak da, ama çok daha önemlisi itibar olarak da devamlı kan ve güç kaybediyor!.. Bakınız ortada bir Ümit Karan - Berkant olayı var ki, izleyen futbol kamuoyu için tam bir komedi; ama Galatasaray adına "anlamlı" bir dram!.. "Özel hayatları" herkesin ağzında sakız olmuş bu iki futbolcunun "müzmin sakat" olduğu da ortada!.. Sakatlıklarının sebebi ve "tedavilerinin neden uzun sürdüğü" de biliniyor! Ve... Buna rağmen bu iki oyuncu, Galatasaray yönetimi ve Fatih Terim ile oynadıkça oynuyor; küçük düşürüyor, "restleri, sözleri, ilkeleri" pas pas ediyor ve kameralar karşısında, spor yazarlarının önünde, internet sitelerinde "güle oynaya" hikâyeler anlatıyor! Bitmedi; ona buna, o kulübe, bu kulübe "haberler gönderip" resmen ve alenen "bizi alın" diyorlar, Galatasaray'da "mutsuz olduklarını" söylüyorlar, hatta kalkıp "transfer görüşmelerini yaptıklarını" açıklıyorlar, hatta biri, Galatasaray'a "iddia bakımından kalan" tek kulvar olan kupa maçı öncesi, rakip takımın teknik direktörü ile gecenin geç saatlerine kadar oturup sohbet etme fütursuzluğunda bulunuyor, hem de yanına "kendisiyle birlikteliği ve gece hayatı sebebi ile" zılgıt yemiş bir başka Galatasaraylı futbolcuyu da alıyor; sonuç... Yönetim de, Fatih Terim de sus pus.. "Şu güne kadar mühlet, bu güne kadar imza" açıklamaları da yenilip yutuluyor; "sezon sonunda görüşülecek" açıklaması ile, Galatasaray'ın üzerine "ilkesizlik ve çaresizlik" pankartı adeta bağıra bağıra asılıyor! Beceremeyeceksen, gereğini yapamayacaksan, nedir o "mühlet" restleri, "imza" gözdağları? Yoksa... Göz göre göre, Galatasaray'ı küçük düşürme gösterileri mi? Eğer, Galatasaray yönetiminin içinde, "profesyonel" olarak düşünen ve "ne olup bittiğinin farkında olan", biraz "becerikli" bir yönetici olsaydı, bakın o ne yapardı: Ümit Karan'ın ve Berkant'ın artık Galatasaray'a "yâr olmayacağını" çoktan anlar, "onları" ara transferde pazarlamak ve Galatasaray'ı da "bunlara para ödemekten kurtarıp", aksine kulübe para kazandıracak senaryoyu sahneye koyardı! Beşiktaş'ta Ahmet Dursun gitmiş, İlhan Mansız sahada dolaşıyor ve "Uzak Doğu transferi" ile kafası karışmış olduğundan, takımdan kopmuş... Fenerbahçe'nin Beşiktaş'a yetişmesi korkusu, siyah-beyazlı dağları iyice sarmış... Beşiktaş yönetiminde ve teknik heyetinde "Ümit Karan hayranlığı" var; işi bitirmişler ve sezon sonunda "bedava" alacaklar! Ama şu anda, Ümit Karan'a ihtiyaç duydukları ortada!.. Otur, pazarlık et!.. Sezon sonuna kadar kirala, sonra da ne yaparlarsa yapsınlar... Hatta "anlaşma olursa", belirli bir "bonservis bedeli karşılığı" sat gitsin, Beşiktaş'a!.. Fenerbahçe ve Daum da Berkant'ı mı istiyor; aynı uzlaşmayı onlarla da yap!.. Hem oynatmayacağın Ümit Karan ile Berkant'ın mâli külfetinden kurtul, hem de kasana üç-beş kuruş koy... Fatih Sonkaya'nın istediği para ile senin verdiğin para arasındaki farkı kapa ve onu al!.. Nerede böyle "ferasetli" bir yönetici? Hepsi korkuyor; ya Ümit Karan gider Beşiktaş'ta, Berkant gider Fenerbahçe'de iyi oynarsa, Galatasaray'a gol atarsa??? Bir söz vardır; "Korkak bezirgan ne kâr eder, ne ziyan!.." Bunlar "kâr" edemedikleri gibi, "ziyan" edememeyi bile beceremiyorlar!.. Vah... Galatasaray'a... Kimlerin eline kalmış?..