İhanet!..

A -
A +
Elin oğlu, "iki farklı öne geçince", futbolun "nizam / intizam" diye özetleyeceğimiz disiplinini çöpe atarak, panik içinde, oyunu "kişisel kurtarıcı" kapışmasına dönüştüren rakibe "6-7 gollük hezimetler" hediye etmeyi "görev sayan" bir ciddiyetle "profesyonelliğin bütün gerekleriyle işini yaparken", genelde "Biz ne yapıyoruz"; işte perşembe gecesi Trabzonsporluların yaptığını!..
Yani, "tam bir laubalilik içinde" ve de oyun, "her kapılan topla yüzde yüz gollük kontrataklara dönüştüğü hâlde", gol üstüne gol kaçırarak ve de "her kaçan gole gülerek" işi "mahalle takımı ciddiyetinin de altına düşürerek", herkesin  "cebe iyice konmuş" gözü ile baktığı 3 puanın sadece birini, son 6 dakikanın iki dakikası içinde iki gol yiyip, "bir beraberliğe razı olan" futbolcular yüzünden, bizlere TV başında ve tribünlerdeki Türk insanına, "Aman dördüncü gol de gelmesin" duaları ettirerek!..
Yooo, bunun adına "şanssızlık" da denmez, "beceriksizlik" de denmez, hele hele "futbolculuk" hiç denmez, peki ya ne denir?..
Kimse gücenmesin, alınmasın, futbola, profesyonelliğe, giydiği formaya ve o formaya tutkulu milyonlara "ihanet" denir!..
Perşembe gecesi, Trabzonspor - Lazio maçının ikinci yarısında, TV başında işte bu "ihanet" dizisini seyrettim; hem Trabzonspor ve Trabzonsporlular adına, Türk Futbolu ve Türk insanı adına üzüldüm, o "bordo-mavili futbolcular" adına da utandım!..
Yazık oldu, hem de çok yazık!..

 Soru!..
Söz "Trabzonspor'dan açılmışken", bir başka "üzücü" tabloya da dikkat çekmek istiyorum!.. Bana göre "daha düne kadar" Trabzonspor, "Türkiye'de yerli / yabancı  kalecilerin en iyi 4'ünden ikisine sahipti, hata belki de ilk ikisine!.."
Sonra "biri Beşiktaş'a gitti!.."
Şimdi, "giden" de, "kalan" da, hem de "en kritik maçlarda hatalı gol yeme yarışı yapıyorlar" sanki!..
İşin uzmanlarına bir sorum var; "bu acı gerçek", sadece "Takım içi rekabet, futbolcuyu hazır tutmanın şifresidir" sözü ile açıklanabilir mi?..

Oğuz Sarvan!..
Artık "reyting için" TV ekranlarında "yapılması serbest hâle gelen" ve de RTÜK'ün "boş verdiği" her türlü çamur, hakaret, "köprü altı" dalaşmaları, iftira yarışmalarına bakıyorum, bazı gazetelerimiz ve de meslektaşlarımız da "dahil olmak için" her şeyi yapar hâle geldiler!..
İşte, "bu çirkin yarışmadan", Merkez Hakem Kurulu Başkanlığı sırasında "görev zihniyeti ve uygulamaları" sebebiyle ağır şekilde eleştirdiğim sevgili Oğuz Sarvan da nasibini aldı, üstelik, "hiç ama hiç" hak etmediği, uzağından bile geçmediği, geçmeyeceği, dahası "hayatı boyunca çok hassas olduğu" bir konuda iftiraya uğrayarak!..
Ona "Geçmiş olsun", son derece "değişik" bir olayı, "bir iftira paketi hâline getirip" haber yapanlara da "Utanın" demek, bir gazeteci olarak görevim!..

Önemli bir soru!..
"Reddediyorlar" ama kimseleri inandıramıyorlar; "Mancini ile İtalyan Milli takımı konusunda sözleşmeye 'Tazminat ödemeden gidebilir' maddesi koymadık!.."
"Doğru olabilir",  ama "koymamak" neyi değiştirecek; cümle alem Mancini'nin, "İtalyan Milli Takımı'na hoca olmak istek / beklenti ve tutkusunu biliyor!.."
Soru; peki "teklif gelir ve giderse", sözleşmede "Tazminat öder" maddesi var mı?..
Soru; "Terim ve ekibine göre, bavulla fazla euro ödenmeye başlanan" bir Hoca, "yarın kalkıp giderse" ve "tazminat da ödemezse", bunun adına ne denir; cevap;  bal gibi "kapitülasyon!.."
Aylardır sevgili Serdar Ali Çelikler'in "bir gerilim dizisi gibi" yazıp geldiği, "Düyûn ve sermaye artırımı" ile başı dertte olan bir başkan ve yönetime de, onlara "hiç yabancı gelmeyecek" bir "yabancıya ayrıcalık verme" hakkını fazla görmemek gerek, öyle değil mi?..

Yapılana bakın!..
"Akıllı" bir teknik adam, Fatih Terim gibi, "bir yıl önce küme düşme hattının üzerinde dolaşarak, ligi eksi averajla ve 8'inci bitirebilen" bir takımı alıp, iki yıl üst üste Süper Lig şampiyonu yapan, "yıllardır hem skor ve hem psikolojik olarak" ezildiği Fenerbahçe'yi yenerek iki Süper Kupa alan ve de şampiyonluklarının birini onun stadında kutlayan ve "kupayı da orada kaldıran", dahası Şampiyonlar Ligi'nde gruptan çıkan, Real Madrit galibiyetli çeyrek final oynayan, İngiltere'den Arsenal galibiyetiyle kupa getiren bir hocanın yerine "neden" gelir?..
Ya, "Daha iyisini yapabilirim" diye gelir, ama daha gelir gelmez "Bakın Galatasaray 5 puan geride" diyerek işe başlayan bir hocanın "böyle bir iddiasının olmadığı" aşikâr!..
Ya da "başka nedenleri" de vardır!..
İşte, "Neden gelir" sorusuna iki okuyucumdan gelen maillerden çıkarabildiğim cevaplar!..
Bir okuyucum diyor ki; "Daha gelir gelmez bir spor gazetemiz, onu Fatih Hoca'nın tahtına oturttu ve 'İmparatore' dedi; 'K'im' bu 'paratore' acaba?.."
Öteki okuyucum ise  mailinde düşündüğü cevabı vermiş; "Mani - Cini!.."
Ben "Mancini gibi bir hocanın nedeninin  bu maillerdekiler olduğuna inanmıyorum ve ona yakıştırmıyorum" ve "yakışacağını" da sanmıyorum; öyleyse "neden bu mailleri sütunuma aldım?.."
Ünal Aysal ve arkadaşlarının "yaptıkları büyük hata ile", sadece Terim'e feda etmekle kalmayıp, gelen "Mancini gibi" bir hocayı da daha başta "ne duruma düşürdüklerini" anlatmak için!..
Terim'e de yazık ettiler, inşallah Mancini'ye ve Galatasaray'a yazık etmemişlerdir; yaşayıp göreceğiz!..

Kulislerde ne var?..
Ali Dürüst'ler, Abdürrahim Albayrak'lar için, onları yönetimden tasfiye ettikten ve Florya ile arasından kaldırdıktan sonra, "Aracılar gitti" diyebilen bir "Galatasaray Değerleri" savunucusu bir Başkan'ın, ağır tepkilere karşı "Beğenmiyorlarsa oy vermezler" demeye başladığı bu günlerde, artık "İstanbul'daki Galatasaray Kulisi'nden mesajlar aldığım", Galatasaray'ın eski yöneticilerinden olan dostumun, işte son haberi:
"Fatih Terim krizinin böyle sonlandırılmasının sebeplerinden birinin de, 'Eğer Üçüncü Sermaye Artırımı gerçekleşmezse, Ünal Aysal'ın hatta mayısı beklemeden, bırakıp gitme düşüncesinin olduğu' yönündeki iddialar Galatasaray kulisinde seslendirilmeye  başlandı. 'Başkan'ın beni istemiyorlar, bu tepkileri hak etmedim' diyerek gideceği söyleniyor. Galatasaray yazıyorsun, bu ihtimali de aklından çıkarma; zira Borsa'nın açıkladığı 'eksi 300 trilyona yaklaşan' kısa vadeli ödemeler açığını, sermaye artırımı gerçekleşmezse, ancak Riva arazisini satarak dengeleyebilirler, ona da Galatasaray Genel Kurulu izin vermez; hadi Allahaısmarladık!.."
Bilmem ki, "bu söylentiler" neyi ifade ediyor ve de hayra alamet mi?..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.