İlhan Cavcav - Yılmaz Vural olayı patlak verince ve de haber, yorum çarkı "Gençlerbirliği'nin değişmez başkanının aleyhine işlemeye başlayınca", düşündüm; "Cavcav gerçekten haksız mı?.."
Ve "bunca yılın spor yazan bir gazetecisi olarak", bu soruya "Evet" diyemedim!..
Arşivimi karıştırdım; "rakamsal bir haber" karşıma çıktı, "geçen yılın ağustos ayında" Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği (TÜFAD) Genel Sekreteri Alaaddin Naganlu demiş ki; "Türkiye'de 20 bin 946 teknik adam bulunuyor. Bunlardan 17 bin 444'ünün TÜFAD'a üye ve faal olarak görev yapabilecek durumda. Buna karşılık Türkiye'de 13 bin 265 futbol takımı var ve de Zorunlu Antrenör Gelişim Semineri'ne katılıp Türkiye Futbol Federasyonundan çalışma izni alabilen teknik adam sayısı 11 bin civarında. Bu tabloya göre, her takıma bir antrenör bile düşmüyor. Her kulübe seçme hakkının tanınması gerektiğini de düşünürsek 26 bin antrenöre ihtiyacımız var."
Demek ki neymiş; "Teknik direktörü bıraktım, antrenörler ve kaleci antrenörleri dahil, takımların seçme hakkını karşılayacak sayıda teknik adamımız yok", futbolumuzda!..
Bitmedi; "Kulüplere seçme hakkı tanıyacak teknik adam hunisi, taban takımlardan, Süper Lig'e doğru çıktıkça daralıyor, işte Nagunlu'nun ortaya koyduğu tablo; "2013-2014 sezonunda Süper Lig'de 328, PTT 1. Lig'de 224, Spor Toto 2. Lig Kırmızı Grup'ta 163, Beyaz Grup'ta 198, Spor Toto 3. Lig 1. Grup'ta 136, 2. Grup'ta 143, 3. Grup'ta 164 olmak üzere profesyonel liglerde bin 356, amatör kulüplerde ise 5 bin 473 teknik adam (teknik direktör, yardımcı antrenör, kaleci antrenörü) görev yaptı."
Sanırım, bugünlerde "bu rakamlar birazcık artmıştır", ama dikkat edin, TÜFAD Genel Sekreteri'nin açıkladığı futbolumuza başka türler ürpertici gerçekler" de var; "Amatör kulüplerinin ekonomik imkânsızlıkları nedeniyle 4 bine yakın faal antrenör sezonu dinlenerek geçiriyor. Özellikle gençlik geliştirme kategorisindeki takımlardaki çocuklarımız, diplomasız kişilere emanet ediliyor."
Ve de "asıl acı gerçek" geliyor, Nuganlu'dan; "Avrupa'da profesyonel liglerdeki antrenörlerin aldığı ücretler de, alt liglerde de tatmin edici rakamlar var. Türkiye'de altyapıda 500 - 1000 liraya çalışan antrenörler var."
Ben ekleyeyim; İzmir gibi ülkenin üçüncü büyük kentinde, hem de "anlı şanlı" kulüplerimizin alt yapılarında "500 - 1000 liraya çalışan", bu parayı bile "muntazaman alamayan", dahası "kendilerine teslim edilen çocukları" antrenman sahalarına götürecek minibüslerin parasını cebinden ödeyen hocalar tanıyorum, hem de "teknik direktör" lisanslı!..
Futbolumuzun, sporumuzun içinde debelendiği sorunların tamamı gibi, "teknik adamlar ve kulüplerle ilgili bu acı tablonun da asıl sebebini söylüyor" son söz olarak TÜFAD Genel Sekreteri; "Kulüpler, Dernekler Kanunu ile yönetilmemeli!.."
İşte bütün mesele; Türkiye'de kulüpler, yani sporun temel kuruluşları, "hâlâ çıkarılamayan Kulüpler Yasası yerine", sadece "şekli düzenleyen" Dernekler Kanunu ve Medeni Kanun gibi "20'nci yüzyıldan kalma" kanunlarla yönetiliyor ve de kulüplerimizi "başkan" olarak nitelenen "sportif diktatörler" yönetebiliyor. İşte en anlı şanlı örnekleri; İlhan Cavcavlar, Aziz Yıldırımlar, Yıldırım Demirörenler; Ünal Aysallar, İbrahim Hacıosmanoğluları!..
Kim oluyor, "onların nezdinde", Yılmaz Vurallar, Aykut Kocamanlar, Ersun Yanallar, Ertuğrul Sağlamlar, hatta Şenol Güneşler, Mustafa Denizliler, Fatih Terimler?..
Ey Sayın Spor Bakanım, söyleyin bizlere; "İlhan Cavcav haksız mı?.."
***
Not: Bütün okuyucularımın yeni yıllarını kutlar, 2016'nın milletimiz için huzur, sağlık ve mutluluk içinde geçmesini dilerim. ÖU.