İnan Kıraç'ın verdiği ders!..

A -
A +

Futbol takımı, "kendilerini de, yönetimi de kurtaramayan" önce Rijkaard'ın sonra Hagi'nin elinde perişan!.. Florya, spor basımızdaki "Sezginperverlerin kulakları çınlasın", Galatasaray TV'deki "çakma" aklama programlarında "Florya benden sorulur" diyen Sportif Direktör'ün mirası olarak perperişan!.. Başkan bir "taraftar haklı", bir "taraftar haksız" ve "Ben konuşayım ama herkes sussun" diyecek kadar şaşırmış; paramparça ve darmadağın yönetim Galatasaray'ın tarihinde görülmemiş bir perişanlık içinde!.. Manevi değerler dibe vurmaya, maddi değerler, Galatasaray tarihinin "en büyük açık ve borçları" ile "resmi" bilançolara konmaya devam ediyor; yayın gelirlerinden, sponsorluk gelirlerine kadar "kulübün maddi geleceği" yıllar sürecek bir temlik furyasının pençesinde!.. Böyle bir mali tablo içinde, "bitmiş, tükenmiş" futbol kadrosunun sezon başında dörtte üçünün değişmesi gerekiyor; ama nasıl olacak?.. Taraftar, seyirci kan ağlıyor; övünülen stada artık "8 bin kişi" bile gelmiyor; gelenler de başkana, yönetime ve takıma veryansın ediyor!.. Galatasaray çok uzun yıllardan sonra, gelecek sezon Avrupa'da da olmayacak; yani stat "gene" boş kalacak!.. Peki, "bu yönetim devam ederse" ne yapacak; "bugüne kadar ne yaptı" ise onu!.. "Bu ahval ve şerait altında", hâlâ "Galatasaray örf, âdet ve geleneklerinden" söz ederek, "Galatasaray camiasını uyutmak isteyenler" ve de anlatılan "büyüklere masallar" ile "uyumayı tercih" edenler var!.. "Galatasaray bu yönetimle gitmez, harekete geçin" çağrıları, "birkaç kişi hariç", Galatasaray'ın binlerce genel kurul üyesinin bir kulağından girip, ötekisinden çıkıyor; herkes sütre gerisinde seyrediyor, uyuyor!.. O "birkaç kişi" de bir araya gelip, "ciddi bir hareket" başlatamıyor!.. İşte "böyle" bir ortamda, "bir adam" çıkıyor; "Başkan istifa etmelidir, istifa etmezse, genel kurul olağanüstü toplantıya çağrılmalı ve seçim yapılmalıdır" diyor; "dağınık ve bir araya gelemeyen" muhalefet öncüleri ile konuşuyor, onları "Ünal Aysal formülü" üzerinde ikna ediyor!.. Ünal Aysal, "Galatasaray'ın başkanlık koltuğuna oturabilecek ve kulübü bugünkü durumundan kurtarabilecek" bir kişi; güçlü bir yönetim kadrosu ve "sezon başında yapılması gereken büyük transfer harcamalarını karşılayacak" taze para ile gelirse, "Galatasaraylıların yüzünü güldürecek" bir başkan adayı!.. Olması gereken, "bu yönetim mutlaka gitmelidir" diyenlerin, "o" adama, yani İnan Kıraç'a "bu cesur ve ciddi adımı attığı için" teşekkür etmesi değil mi?.. Tam tersine "bu formül onunsa, biz karşıyız, İnan Kıraç kendi ortaya çıkmaz, bir aday bulur, seçtirir, ipleri eline alır, onu kukla gibi kullanır; bu defa da öyle yapacak" tepkisi!.. Madde bir; bana, Galatasaray tarihinde "bir tane başkan gösterin" ki, "İnan Kıraç seçtirmiş ve kukla gibi kullanmıştır!.." Madde iki; diyelim ki, "böyle örnekler var"; peki ama "bu defa neden öyle olsun"; İnan Kıraç da bir Galatasaraylı değil mi; "böyle bir fetret devrinde, kulübe faydalı olacağına inandığı bir kişiyi başkanlık için ikna etme" hakkı yok mu?.. Madde üç; Ünal Aysal gibi bir insan, başkasına kukla olur mu; Aysal ile beraber yola çıkacak olanların içinde "kim" İnan Kıraç'ın kuklasıdır?.. Madde dört; Can Kıraç, yıllar önce "Gözlem Gazetesi grubu" olarak (O zaman yazarımızdı) Çeşme'de bir yemek sohbetinde, bizlere rahmetli Vehbi Koç'un "yanında çalışanların tatil günlerindeki hobi çalışmaları için bile kendisinden izin almaları gerektiğini" söyleyerek, "kendisini nasıl uyardığını" anlatmış, biz de hayretler içinde kalmıştık!.. Hiç düşünmüyor muyuz ki, Vehbi Koç, "Galatasaray başkanlığı gibi, yoğun ve stresli bir mesai isteyen, sık toplantılar, seyahatler isteyen" bir görev için, "İnan Kıraç'a izin vermemiş" olabilir mi?.. "Koç grubundan ayrıldıktan sonra" da, yaşı ve "asıl" sağlığı yüzünden elbette "iyi de yapabileceği" ve her Galatasaraylının "rüyasını süsleyen" Galatasaray Başkanlığı'na "Ben de adayım" diyerek çıkamamış olabilir mi?.. Galatasaray camiasına "eğitim-kültür-sosyal yapılanma" konularında "büyük" hizmetler veren bir kişiyi, şu veya bu sebeplerden sevmeyebiliriz, elbette o da insandır, hatalar yapmıştır, yanlışları vardır; ama ortadadır ki, sağlık problemleri ile boğuşurken, bu yaşına rağmen, cesaretle "ortaya çıkmış" ve "bu yönetime hâlâ destek veren" eski bir yığın başkana karşılık, Galatasaray Kulübü üyelerine, "Birleşin, güçlü bir başkan adayının öncülüğünde güçlü bir yönetim kurun" ve "Polat istifa etmezse, seçimli bir genel kurul çağrısı yaparak, bu yönetimi değiştirin" demiş, bunun da "ilk ciddi adımını" atmış; Galatasaraylılara "ne yapmaları gerektiğini gösterip" evine dönmüştür!.. Kutluyorum kendisini; "gerçek" bir Galatasaraylı olduğunu gösterdi!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.