İnsaf ve izan!..

A -
A +

Sayın Fikret Orman, yeni bir stadı açmanın ve de kritik bir maçtan galibiyetle çıkmanın gururunu yaşayacakken, rakip takımın hocasına yaptığınız ima ne demektir? 

Bu kadar insafsız ve izansız bir sözü, "sizi de, stadınızı da, kulübünüzü ve takımınızı da spor tarihine geçirecek bir maçtan sonra söylerken" hiç mi yüzünüz kızarmadı, Sayın Fikret Orman?
Ne demektir; "Hamza Hamzaoğlu enteresan derecede istekliydi" sözü?..
Ne yani, her şeyi bir yana bıraktım; "böyle tarihi bir günde, böyle tarihi bir maçı kazanmanın, tıpkı sizi, maçı kazanan takımınızı ve  de mesela bu statta ilk golü atan Gomez gibi, kendisini ve takımını da tarihe geçireceğini" düşünen ve "galibiyeti isteyen" bir hoca için "bu çok çirkin imalı bir sözü nasıl söylersiniz?.."
Üstelik "dürüstlüğü ve sporculuğu" herkesçe bilinen bir hoca için!..
Dahası, hem de bir gün önce, "doğma büyüme" Fenerbahçeli Aykut Kocaman'ın ve takımının "şampiyonluk yarışı yaptığınız" Fenerbahçe'yi Konya'dan "0 puanla gönderdikleri" bir ortamda?..
Bu sözünüzdeki "ima", kulübünüze de, takımınıza da, o geceye de, o maça da ve Beşiktaş Başkanı'na yakıştı mı?..
Siz, eğer "gerçekten Beşiktaş Başkanı iseniz", bırakın "Hamza Hoca'yı da, en iyi ve de maçtaki en istekli oyuncunuz Quaresma'nın biten bir maçın son saniyesinde kendisine ve takımına yaptığı ihanete bakın"; hem de bu kaçıncı?..
"Biri olumlu, öteki olumsuz" iki istekli de pazartesi gecesi o statta "kırmızı kart görerek tarihe geçtiler"; ama Hamza Hoca'nınki, bir "onur kartı" oldu, ya "rakibinin boğazıma sarılma teşebbüsünden dolayı" ikinci sarıdan kırmızılaşan Quaresma'nın ki?..
BÖYLE TARAFTAR, OLMAZ OLSUN!
Kuzum sizler "Galatasaray taraftarı mısınız, yoksa Beşinci Kol grubu mu?.."
Kulübün de, takımın da "ne durumda olduğunu gördüğünüz, bildiğiniz hâlde", bu yaptığınız kepazelik nedir?..
UEFA'dan ceza gelmiş, (Bu yönetimin suçu yok; bugün arkanızda olduğu ve de yeniden gelmek istediği açık açık konuşulan ve tartışılan bir başkanın ve yönetiminin hovardalığı sonucu gelen bir ceza, bu.) bu cezanın önümüzdeki yıl çekilip, bitirilmesi, bir sonraki sezona sarkmaması için çaba gösteriliyor. Ama sizler, her maçta "tek tek oyuncuların, dahası topluca takımın zaten bozuk olan moralini ve konsantrasyonunu hiç mertebesine indirmek için" elinizden geleni ardınıza koymazken, utanmıyor musunuz?..
"Hayati" bir derbi öncesi, "takımınızın son aylarda, Podolski hariç en gayretli olduğu, toparlanma işaretleri verdiği" Çaykur Rizespor maçının son saniyesinde 2 puan kaybetmesinin "tek müsebbibi" sizlersiniz, dahası, üstelik "bu kaçıncı defa!.." 
"İnsaf ve izandan yoksun" o yıkıcı tezahüratlarınızın Galatasaray'a nelere mal olduğunu ve olacağı ortada!..
Elbette, "taraftarın da kızma, öfkelenme ve protesto etme" hakkı var, ama "ne kadar haklı sebep olursa olsun", eğer bir takım "Avrupa Kupaları hakkını almak zorunda ise", taraftarın o takıma ve o oyunculara "bu kadar zalimce davranması" kabul edilemez!..
Bilmem ki, Beşiktaş'ın Kasımpaşa'ya yenildiği maçtaki Beşiktaş taraftarından ders aldınız mı?
Beşiktaş'ın bu sezondaki hedefi "şampiyonluk", Galatasaray'ın ise "Avrupa Kupalarına katılma hakkı!.."
Galatasaray "şu anda" bu hedefinden sapmış değil, bütün anormal ve aleyhte şartlara rağmen, hem ligde, hem kupada "bu hedefe varabilir"; ama siz ne yapıyorsunuz ve "asıl" soru; "Kimin için yapıyorsunuz?.."
Zira "bir Galatasaraylı" Galatasaray için, "bu yaptığınızı yapmaz"; yapamaz!..

 

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.