İş bilmez pişkinler!..

A -
A +

Koca Galatasaray'la, Galatasaray camiasıyla, Galatasaray taraftarı ile göz göre göre alay ediyorlar!.. Yüzleri kızarmadan "Ben Galatasaray başkanıyım, ben Galatasaray as başkanıyım, ben futbol şubesinden sorumluyum" diye ortalıkta geziyorlar; ayıptır, yazıktır ve "bu kara tablo" kabul edilemez!.. Erciyesspor kupa maçında "gözleri yaşlı ve bitmiş olarak" daha 30'uncu dakikada ve "hiç bir hatası, suçu yokken, sırf hocasının hatalı taktik ve tertip anlayışından tornistan etmesi" sebebiyle kenara alınan Mehmet Güven'e bakınız. Maç sonrasında Arda'ya yapılana bakınız... Galatasaray'ı UEFA Kupası, Süper Kupa podyumlarının zirvesine çıkaran kadronun en önemli isimlerinden ve takımın ağabeylerinden, kaptanlarından Hasan Şaş'a yapılanlara bakınız!.. Sizler, "bu futbolcuları ve koca Galatasaray'ı bu hâle getiren" ve "bu hâle getirdiği" daha düne kadar tam bir "Geretsperver olan" yorumcular tarafından da "artık" kabul edilip, yazılan çizilen bir Hoca'yla "küçük, hem de çok küçük hesaplar içinde" yeniden "bir yıllık sözleşme imzalama" aldatmacasını "yöneticilik" sanacak kadar, hadi "çok hafif bir kelime kullanayım", şaşkınsız!.. İnsaf edin, "bu hoca" daha beş gün önce Denizlispor maçında "aynı hataya düşüp", sahaya "tek forvetle çıkıp" daha sonra "aynı" dakikalarda "çift santrfora dönerek", takımı hem "tertip", hem "taktik" olarak tam bir "çorba" hâline getirmemiş miydi?.. Bu yüzden şampiyonluk yolunda çok hayati 2 puan kaybedilmemiş miydi?.. Üstelik "bu" hoca, "bu" hataya "iki yıldır" onlarca, yirmilerce, otuzlarca, kırklarca defa düşmemiş miydi?.. Deplasmanlarda da, üstelik "kendi" sahasında bile, "ligin en alt sıralardaki ekiplerden korkarak", sahaya "çift ön liberolu ve tek santrforlu" bir taktikle çıkarak "şampiyonluk mücadelesi yapacağını" zanneden, "ayılıp işi düzeltmeye kalkışınca" da çoğu zaman "iş işten geçmiş" olan ve bütün bu yanlışlar ortaya konduğu ve yaşandığı hâlde "bu zavallı futbol anlayışını uygulamada inat ve ısrar eden" bu hocanın, "bir eleme turunun, son maçında ve kendi sahasında" Erciyes gibi "tamamen lige dönmüş, kupayı önemsemeyen" bir takım önünde, hem de Cenk gibi bir golcüsünden ve Radomir Djaloviç gibi bir asından mahrum Erciyes önünde "aynı taktik ve tertip hatasını yapması" bile sizi uyandıramıyorsa, bilmem ki bıraktım Galatasaray'ı, "Çatladıkapıspor'un bile başında bulunmaya" hakkınız var mı?.. Bu Gerets değil miydi, grup elemelerinde Kayseri'deki maçta Erciyesspor'a 4-1 yenilecek kadar "zayıf" bir tertip ile sahaya çıkıp "Kayserispor'un yerine Erciyesspor'un gruptan çıkmasını sağlayan" ve Kayserispor Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam'ı, "haklı olarak" Galatasaray'a sitem ettiren?!.. Nasıl bir takdiri ilâhidir ki, "o" Erciyes, lig şampiyonluğundan çok uzakta olan, Avrupa Kupaları'ndan elenen ve "tek ümidi olarak" Türkiye Kupası kalan Galatasaray'ı "kupadan eleyerek", Kaysespor'un, Ertuğrul Sağlam'ın ve talebelerinin "ahının bedelini" Gerets'e de, Canaydın'a da, Polat'a da, Galatasaray'a da ödetiverdi!.. Üstelik "bu acı eleniş", aynı zamanda Erciyesspor Teknik Direktörü Bülent Korkmaz'ın "Canaydın ve ekibinde kalan ahının da bedeli" idi!.. Ey anlı ve de şanlı "Geretsperver" yorumcular, "4-0'lık" Galatasaray - Vestel Manisaspor maçından hemen sonra ben "4 - 0 geçicidir, siz geleceğe bakın" diye yazarken, Gerets'i Ersun Yanal ile mukayese edip, "birincisini göklere çıkarmış, ikincisini yerden yere vurmuştunuz", şimdi ben sizlere "belki yüz örnek var ama, ben bir örnek için" soruyorum: "Arda'yı Ersun Yanal nereden aldı, nereye getirdi, aynı Arda'yı Gerets nereden aldı, bugün nereye getirdi, acaba hangisi hoca?.." Futbolcularını "hedef gösterme" ve futbolcularını "birbirine düşürme" üstadı olduğunu hemen her hafta ortaya koyan Belçikalı "futbol çorbacısı", bu defa da "gene" yüzü kızarmadan diyor ki; "Kâbus gördük!.." Hadi canım, o kâbusu Galatasaraylılar ne zamandır görüyor; zatıâliniz ve "sizi kollayan", üstelik bir de "belki Fenerbahçe'ye yetişirim" cingözlüğü ile "önünüze mukavele koyup imzalatan" başkan Özhan Canaydın sayesinde kâbustan zaten hiç kurtulamıyor ki!.. Önce Özhan Canaydın'a ve Adnan Polat'a bir "ön" soru: "Madem bu mukaveleyi uzatacaktınız, neden bunca zamanı boş geçirip, ortalıkta bunca dedikodunun yayılmasına sebep oldunuz?.." Ve sonra "asıl" soru: "Avrupa Kupası'na çok erken veda edildi, Türkiye Kupası'na da bu hafta paydos, ya ligde de pek muhtemel bir dördüncülük, beşincilik gelirse ne olacak?.. Gerets takımın başında kalacak mı?.." Bitmedi; yoksa, "taaa" İzmir'e, Urla'ya, kulağıma kadar gelen bir iddiaya göre, sözleşmede "gizli" bir "Galatasaray şampiyon olamazsa ve Şampiyonlar Ligi'ne katılma hakkı olan ikincilikten de aşağıya düşerse, Gerets hiçbir tazminat talep etmeden ayrılacak" şartı varmış; doğru mu?.. Cevap verin "kapalı kapılar ardında yaşamayı çok seven" sayın Başkan ve "bir yığın gerçeği Galatasaray camiasından saklamaya çalışan" anlı - şanlı Galatasaraylı yöneticiler, cevap verin de gerçekleri öğrenelim!.. OCALU boşluk yorumunu yaz Turkcell, Telsim, Avea 2866'ya gönder

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.