İsmet Paşa'nın öğüdü!..

A -
A +

Gençlik yıllarımda, Rahmetli İsmet İnönü ile ilgili pek çok şey duydum, pek çok şey okudum ve bir gazeteci olarak pek çok şey yaşadım. Onun "askerliği, devlet adamlığı, siyasetçiliği" hakkında yazılanlar, çizilenler bir kitaplığı doldurur. Zaten "gazeteciliğimin ilk yıllarında", Ankara'da onu tanımak, hem de "yakından tanımak imkân ve fırsatını" da bulmuş, yıllarca da "askerliği, devlet adamlığı, siyasetçiliği" konularında yazılar yazabilmiştim. (Not; özellikle "siyasetçiliği" konusunda pek sempati ile yaklaşmadığımı da yazmalıyım.) Yukarda "tırnak içinde yazdığım" konularda, onu övenler de çoktu, eleştirenler, hem de ağır şekilde eleştirenler de; ama "özel hayatı konusunda", hiç ama hiç kimse "olumsuz tek lâf edemezdi", özel hayatı konusunda herkes, en acımasız muhalifleri bile, "İsmet Paşa'dan saygı ile söz ederdi!.." Cuma yazıma "neden" bunları yazarak başladım; "biraz daha devam edeceğim" ve "konunun bam teline geleceğim"de ondan: O gençlik yıllarımda çok kişiden dinlemiştim; İsmet Paşa, bir mezuniyet töreninde, Harbiye'nin genç teğmenlerine "şöyle" öğüt vermiş; "Evlâtlarım, siz siz olun bütün hayatınız boyunca sarı lira, beyaz baldır tutkunu olmayın!.." İşte, Rıdvan Dilmen'in "bu hafta içinde yaşadığı" büyük dramın şifresi bu öğütte saklı!.. Sevgili Rıdvan, keşke "İsmet Paşa'nın bu öğüdünü" onun ağzından "dinleyebilmiş" olsaydı, keşke "okuyabilmiş" olsaydı, keşke "tutabilmiş" olsaydı; o futbolculuğunda dünyanın en ünlü futbolcularından biri ve antrenörlüğünde de ülkenin en ünlü teknik adamlarından biri olur; dahası, bugünlerde de her tarafta yazılıp çizilen, konuşulan, tartışılan ve de "ona hiç yakışmayan" bu dramı da yaşamazdı!.. Rıdvan'ın yaşadığı bu dramda, "şöhretli futbolculuk yıllarında", İsmet Paşa'nın "bütün gençlere ders olacak" öğüdünü hiç ama hiç tutmayan ve bu yüzden "Rıdvan'ın dramından çok daha acı dramlar yaşayan"Tanju'nun "önemli bir rolünün olduğunun ortaya çıkması" da, "anlamlı" bir başka motif!.. Avukatı diyor ki; "Rıdvan, yanlış arkadaş kurbanı"; doğrudur; "yanlış arkadaş kurbanı olduğu"ortada!.. Ama, Rıdvan'ı "yanlış arkadaşlara yönelten ne"; İsmet Paşa'nın öğüdündeki gerçek değil mi?.. Hep düşünmüşümdür; "Rıdvan gibi ülkenin en sevilen ve saygı duyulan futbol yorumcusu, neden bahis tahminciliğine soyunur", neden, o bazıları "hiç tutmayan", bazıları "yarım yamalak tutan" tahminlerin üzerine imzasını koyar ve "saygın" futbol yorumculuğunun üzerine gölge düşürür?.. "Rıdvan" adı bir markadır, "kaliteli" bir marka, "onu bozuk para gibi harcamak"Rıdvan'ın bile hakkı olmamalıdır; "futbol yorumculuğu" başka bir şeydir, "bahis tahminciliği" başka bir şey!.. Rıdvan'ın, "bahis tahminciliğinden gelecek üç otuz paraya ihtiyacı mı vardır"; ama ortaya çıkan "telekulak"skandalındaki telefon dinlemelerinden anlaşılıyor ki, varmış; yazık!.. "Neden varmış"; işte bu sorunun cevabı, İsmet Paşa'nın öğüdünde yatıyor!.. Aslında, spor dünyamızda da, sanat dünyamızda da, magazin dünyamızda da, ekonomi dünyamızda da, basın dünyamızda da "çok örnek var, aynı durumda olan"ve "o örneklerin hepsinin" de, İsmet Paşa'nın öğüdünü küpe diye kulaklarına astırmaları şart!.. Ve işte noktalı virgüllü son; bu öğüt, gençler başta, herkesin kulağına küpe olmalı!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.