İspanyollara benzetebilirdik!..

A -
A +

Hep ama hep gözümüzde büyütüyoruz, Real'inden, Barcelona'sına, Schalke'sinden, Benfica'sına kadar!..

Ama "rakipleri futbol oynayınca", Real'inin de, Barcelona'sının da, Schalke'sinin de, Benfica'sının da "ne hâllere düştüğünü" görüyoruz!..
Fenerbahçe, "nedense" son 4-5 gündür "favori hâline getirilen" Benfica önünde, "bu sezonun en iyi futbolunu oynadı"; müthiş!..
Eğer "biraz şanslı, biraz becerikli olsalar" ve "golden sonra", sahada "Bu bize yeter" düşüncesinin rüzgarına kapılmasalar, "paniklemiş" olan Portekiz'in "namağlûp şampiyonluğa koşan" takımını, "Alman takımları, İspanyol takımlarını nasıl benzettilerse", işte öyle benzetirlerdi, ne yazık ki, "direkler, penaltı dahil kaçanlar ve kaçırılanlar", "İspanya'ya güle oynaya rahat bir seyahati engelledi" ve tur "oraya kaldı!.."
"Signor" Can Bartu, tam bir "futbol üstadı gibi" konuşmuş ve adeta "bilmişti", 2 gece önceden, "Fenerbahçe ligde futbol oynamıyor, Gençlerbirliği maçında oynadığı şeye futbol denmez. Ama sarı-lacivertli takım ve futbolcular, Benfica önünde böyle oynamayacaklardır, o maç başka, orada çok başka bir Fenerbahçe seyredeceğiz" diye özetleyeceğim bir şekilde tarif etmişti, Perşembe gecesi maçını!..
Dediği "aynen çıktı" ve Fenerbahçeli futbolcular, "en yorgun, en ümitsiz günlerinde" bile, Benfica'yı yenerek, büyük iş yaptılar; ümidi yeşerttiler ve dahası tur şansını güçlü rakiplerinin "hem de orada" önüne geçecek kadar arttırdılar!..,
Fenerbahçe'de "görevini yapmayan" yoktu; başta Kuyt ve Egemen olmak üzere "iyi", hem de "çok iyi" oynayan çoktu; "koca" Benfica'ya, "koca" bir maç boyu, "direğe vurup avuta çıkan bir şut" dışında pozisyon verilmemesinin ve "Benfica pas trafiğinin felç edilmesinin" de sebebi zaten buydu!.. 
Şimdi Benfica düşünsün!..
Bu arada Aykut Kocaman'a da "özel" bir paragraf açmak gerek; "Bunca emeğin ve sahaya sürülen takım / taktik eşleşmesindeki uyumun ve 'mükemmel' saha uygulamasının hakkı olan sonucu, direkler, kaçan penaltı dahil, kaçırılanlar engellememeliydi"; insanlar "Bravo" derken, "Helâl olsun" derken, hemen arkasına "Yazık oldu" eklemesini yapmamalıydı.
İnşallah, Benfica'da "yazık olmayacak" ve Fenerbahçe Amsterdam'da Chelsea'ya rakip olacak!..
"Amsterdam'da ne olur" sorusunun "şimdi" zamanı değil, inşallah o gün de "Benfica devrildikten sonra" gelecek!..


"Feda" bitti ama "veda" bitmedi!..
 "Bana göre" mevkiinde bu yıl oynayanların "en iyi üç adamından biri" Hilbert ve belki de en yararlısı ve istikrarlısı!..
Ama, "Feda bitti" diyen Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, hâlâ "Alacağın yıllık parayı indir" diyor da, başka bir şey demiyor; tıpkı "Quaresma'ya yapıldığı gibi!.."
Ve de Hilbert gitti, gidiyor!..
"Bu kafanın ortaya çıkardığı" tablonun da hesabı "nedense" Samet Aybaba'ya soruluyor!..
Hadi, "yönlendirilen" taraftarı bir yana bırakayım, "Beşiktaşlı yorumcuların çoğunun da Samet Hoca'ya aynı haksızlığı yaptığını görmek" insanı şaşırtıyor ve anlaşılıyor ki, Beşiktaş'ta da "başkanlık saltanatı" hâlâ sürüyor!..


Altın yaldızlı rekor!..
 Ülkemizde "kadınlarda" çok açık ki, voleybol, basketbolun önüne geçti!..
Ve bu yıl, "kadınlar voleybolumuzdan" da, spor  tarihimize "altın harflerle yazılacak" bir takım geçti; Vakıfbank!..
Avrupa Şampiyonlar Ligi'nde "namağlûp şampiyon!.."
Türkiye Voleybol Ligi'nde "namağlûp" şampiyon!..
Türkiye Kupası'nda "namağlûp" şampiyon!..
Yöneticisinden, teknik adamlarına, sporcularından, taraftarlarına kadar "bu inanılmaz başarıya imza atan" bütün Vakıfbanklıları kutlamak, alınlarından öpmek ve de alkışlamak bir Türk vatandaşı olarak görevim!..
Helâl olsun, sizlere, helâl olsun!..


"Daha iyisi" ümidi ile!..
 Haftalardır "Avrupa'da açılan bisiklet sezonunun günlük ya da birkaç günlük yarışlarını" Eurosport'ta izliyorum.
Haftaya "İtalya Turu (Giro)" ile "büyük" turlar başlıyor!..
Ve bizde de "Türkiye Turu" devam ediyor!..
Eurosport kanalları da "Türkiye Turu'nu yayınlıyor"; Akdeniz / Ege sahillerinin "enfes görüntüleri" de dünyanın dört bir yanındaki bisikletseverler tarafından seyrediliyor!..
Buraya kadar tamam!..
Ama, kendi kendime soruyorum; "Turdan neden fazla keyif alamıyorum?.."
Cevabı çok basit ve açık; "Katılım!.."
"Güçlü ekipler" yok, "ünlü" bisikletçi sayısı çok az!..
Bu tablonun sebebi de belli; "Para... Para... Para..."
Ödüller, sponsorlar, masraflar, yani her şey para!..
Biliyorum; "yavaş yavaş" ama, gene de insan, "kalite olarak daha iyisini istiyor!.."
İnşallah seneye!..
Ve de "her şeye rağmen" emeği geçen herkese teşekkürler!..

Umut!..
 Trabzon'dan, "Burak egoizmi" yüzünden kaçmış, taa Fransa'lara gitmişti!..
Döndü dolaştı, Galatasaray'a geldi; gene aynı "engel ile" karşı karşıya ve gene Trabzon'da olduğu gibi, Galatasaray'da da "Burak'ın Umut'a karşı saha içi destekleyicisi" aynı; Selçuk!..
Bence, "Burak satılırsa" Galatasaray'da kalmalı, yok "Burak kalacaksa" Umut "başka" bir takıma transfer olmalı!..
Zira, "Umut kulübede oturacak" bir futbolcu değil, hele Türkiye Ligleri'nde "golcü sıkıntısı" zirve yapmışken!..

Uli ve Serdar!..
 ABD öncülüğünde "kara paraya karşı açılan savaş", çok ama çok kişinin gözünü korkuttu, dünyada!..
"İlk 32 milyar dolarlık" liste basına sızıp, "isimler yayınlanmaya başlayınca", bir de baktık ki, Bayern Münih'in Başkanı, "sevimli kapitalist" unvanlı Uli Hoeness, Maliye Bakanlığı'na başvurarak kendini ihbar etmiş ve "Benim İsviçre Bankaları'nda param var, uzun zamandır biriktiriyorum" demiş!..
Eskinin "ünlü" futbolcusu, bugünün "sosisçi" iş adamı, anlaşılıyor ki sadece "sevimli" değil, "cin gibi" bir kapitalist; "kendini ihbar etmekle", ceza indirimini hak edecekmiş!..
Acaba, "Kıbrıs kumarhanelerinde 50 milyon dolar kaybettim" diyerek basın yoluyla "kendini ihbar eden" Serdar Ortaç kardeşimiz de, "böyle bir ceza indiriminden yararlanabilir" mi, dersiniz?..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.