İsviçre'deki bomba İstanbul'da patladı!

Gazetecilik "zor", hem de "çok zor" bir meslek!.. "Hata" kabul etmiyor, affetmiyor!.. Zira "ok yaydan çıktıktan sonra", geriye dönüşü yok!.. Onun için dikkatli olmak, hassas olmak, "çok kontrollü" bir sistem kurmak gerek!.. "Kaybettiğimiz" inanılırlık, güvenilirlik, "ancak" böyle ve "yavaş yavaş" kazanılabilir!.. Ama kimin umurunda?.. İşte "son" örneklerden biri!.. "Büyük ve saygın" bir gazetenin "internet gazetesinde" perşembe sabahı gördüğüm ve okuduğum bir haberin başlığı: "Skandal: Ulusoy, boş odalara 500 bin euro ödedi" İnsan, "bu başlığı görünce" haberi merakla okuyor; işte haber: "Halûk Ulusoy Federasyonu döneminde Euro 2008 grup maçlarımız için yapılan peşin ödemeli erken rezervasyonlar yüzünden, bomboş odalara yaklaşık 500 bin Euro'luk gereksiz ödeme yapıldığı ortaya çıktı. 2007 Aralık-2008 Ocak arasında, Cenevre'de 2 otelle peşin ödemeli ön anlaşma yapan eski federasyon yaklaşık 500 bin Euro zarara neden oldu. Cenevre'deki 5 yıldızlı La Paix ve President Wilson otellerinde, A Milli Takım'ın grupta oynadığı 3 maç için günlük 150'şer oda rezervasyonu yapan federasyon bu odaların ücretlerini o dönem peşin olarak ödedi. Ancak göreve Hasan Doğan ve ekibi gelince grup maçlarına gidecek kişi sayı da 150'den 60'lara düştü. Böylece günlüğüne 350 Euro ödenen 136 odayı, grupta oynanan 3 maçlık süre boyunca kimse kullanmadı. Portekiz maçı sırasında 44, İsviçre maçı sırasında 53 ve Çek maçı sı rasında da 39 oda boş kaldı." Bilmem ki, "haberin neresini" düzeltsem: Önce başlıktan başlayalım; "böyle" önemli ve yüz binlerce kişinin konaklayacağı bir organizasyonda "peşin ödemeli otel rezervasyonu" şart olduğuna göre, elbette "boş odalara bir para ödenecekti ve ödendi"; "ödeme yapıldığı günlerde o odaların doldurulması" mümkün müydü; hayır; öyleyse "Skandal: boş odalara 500 bin euro ödendi" başlığı ne oluyor? "Bazı odaları şampiyona sırasında boş bırakan" Halûk Ulusoy değil, Hasan Doğan Federasyonu!.. "Eski federasyon" 150 kişilik rezervasyon yaptırmış, "yenisi", haberde okuduğumuza göre "60 kişi" götürmüş; neden "Ulusoy adına" bu durum "skandal" oluyor?.. Ulusoy kalsa, "150 kişi gitmeyecek mi" idi?.. Bitmedi; geliyoruz, haberdeki "maddi" hatalara: Haberde deniyor ki; "Ulusoy 150 kişi götürecekti; Hasan Doğan 60 kişi götürdü." Eee; demek ki "her gece 90 oda boş kaldı", ama hayır: Portekiz maçında "boş oda" sayısı 44, İsviçre maçında 53 ve de Çek maçında 39; haberde "öyle" yazıyor!.. Peki, Hasan Doğan "kaç kişi" götürmüştü; "60"; haberde öyle yazıyor!.. Üç günlük "toplam" boş oda sayısı "270 olacağına", sadece "136" olmuş; nasıl oluyor bu?.. Ya "bazı arkadaşlar" her gece "birden fazla odada kalmışlar" acaba klimaları mı çalışmadı, balkon manzaralarını mı beğenmediler, yoksa "kaçak" götürülenler mi oldu, onlar mı kaldı, ya da "orada günübirlik misafir edilenler oldu"; kimler?.. Bitmedi, "asıl" ve "büyük" hataya geliyoruz: 3 günde "boş kalan toplam oda sayısı 136"; haberde "öyle" yazıyor; oda fiyatları da "350 euro"; haberde "öyle" yazıyor; çarpalım bakalım "136 ile 350'yi"; ne çıktı?.. Şaşırmayın; 47.600 euro!.. Peki, nereden çıktı "500 bin euro boşa gitti" skandalı?.. 350 euroluk odaların hepsi ve de 3 gece "boş" olsa "150 çarpı 3 çarpı 350" ne eder; 157 bin 500 euro!.. "Böyle hassas ve netameli" bir haberde "böyle" büyük "hesap ve rakam hatası" yapılır mı?.. Hadi "yazan" arkadaş, "İsviçre'deki hay - huy içinde" bu hataları yaptı, peki İstanbul Merkez'de "böyle hassas ve netameli haber" hiç mi kontrol edilmez?.. Vatandaş "gazetelere güvenini kaybetti" ise "bu" sebeplerden değil mi?.. Daha "136 ile 350'nin çarpımının", kağıt - kalem veya hesap makinesi kullanmadan, akıldan, 350'nin arkasına iki sıfır koyarak, yani 350'yi 100'le çarparak "35 bin edeceğini" ve "136 odalı boşluğun hiçbir zaman 500 bine ulaşılamayacağını buluveren" şefler, müdürler, redaktörler yok mu?.. Vah benim mesleğim!.. *** Not: Benzer hata ve yanlışları hemen hemen her gün bütün gazeteler yaptığı için, "bu" hatayı yapan gazetenin adını yazmadım. Ö.U.