"İsyan" öyle mi?

A -
A +

G.Saraylı futbolcular, "isyan etmediler!.." G.Saraylı futbolcular, "disiplinsizlik gösterisine çıkmadılar!.." G.Saraylı futbolcular, "camiayı, kulübü, takımı, kendilerini küçük düşürmediler!.." G.Saraylı futbolcular, "kendilerine, takımlarına, kulüplerine, camialarına yakışır bir şekilde" tavır koydular!.. Evet, "tavır koydular!.." Yooo, "Paralarını alamadıkları, kendilerine verilen sözler belki de onuncu, yirminci defa tutulmadığı, çekleri karşılıksız çıktığı, banka kapılarında mahcup oldukları için" değildi, bu tavır!.. "Öyle olsa", çok daha önce "antrenmanlara çıkmaz", hatta "birçok futbolcunun yaptığı gibi", antrenmanlara çıksalar da, maçlarda "son derece isteksiz oynar" ve adeta "İşte paramızı vermezseniz biz de böyle yaparız" demeye getirecek "çirkin" ve "sporla bağdaşmayan" yollara saparlardı!.. "Bunların hiçbirini yapmadılar!.." Ya "ne" yaptılar, "ne zaman" yaptılar ve "niçin" yaptılar?.. Yaptıkları ortada; "antrenmana çıkmadılar!.." Asıl "önemli" olan, bunu "ne zaman" ve "niçin" yaptıkları?.. "Antrenman boykotu" diye yazılıp, çizilen eylem, yönetimin, bazı oyunlara, "tehdit eden ve daha sonra FIFA'lara gidip serbest kalma hakkını alan yabancılara", hatta "Beraberiz" deyip de, "sonradan" idmana çıkan ve "neden çıktıkları" belli olan teknik adamlara "gizli gizli" el altından "para ödemesi yaptığının ortaya çıkmasından" sonra yapıldı; bu bir!.. "Sadece" evet sadece "bu bölücülüğe karşı tavır koymak için" yapıldı; bu iki!.. Dikkat ediniz ve kalın çizgilerle altını çiziniz; "Yönetim, böyle bir ayrıcalık yapmadığı sürece", böyle bir tavır konuldu mu; "Hayır!.." Aslında, bu insanlar, hatta "yönetim tarafından bu ayrıcalık yapılmasa, bu bölünme meydana getirilmese" de, "tavır koymakta haklı idiler!.." Şu yanlış zihniyete bakınız: "G.Saray'da kimsenin parası kalmaz, kalmadı!.." Hadi canım siz de!.. O zaman , "FIFA'lardaki onca dosya ne oluyor?.." Ayrıca, "kalmamış olsa bile", atalarımızın çok bilinen sözü vardır: "Deve bir akçe, deve bin akçe!.." Yani; "para gerektiği zaman kıymetli, gerekmediği zaman ne ki?.." "Sana lâzım olduğu zaman elinde olmayan paranın", bilmem kaç ay sonra, hatta bilmem kaç yıl sonra verilmesi neye yarar?.. "Efendim, altlarında şöyle lüks arabalar varmış, böyle lüks arabalar varmış, onlara bu arabaları alma fırsatını kim vermişmiş?.." Kafaya bakın!.. Bir; sanki bu çocuklar, paraları "ilk ödenmediğinde" bunu yapmışlar gibi, suçlanıyorlar!.. Soruyorum; bu çocuklar "kaç yıldır" böyle "dilenci gibi" kulüp ve banka kapılarında süründürülüyorlar?.. İki; bu çocuklar, "o lüks arabaları", G.Saray'da "oynadıkları için" değil, "futbolcu oldukları için" aldılar; "G.Saray olmasa", başka bir yığın kulüp de "o arabaları alacakları paraları" onlara verirdi; böyle bir imkânı "onlara sağlama", G.Saray ayrıcalığı değildir, hiç değildir!.. Üç; ayrıca "pahalı ve lüks arabaları olması", bu insanların "paraya, hem de nakit paraya ihtiyaçları olmadığı anlamına gelebilir" mi?.. Ey, "bu çocukları suçlayan" anlı ve de şanlı yazar - çizerlerim, eski ve yeni G.Saraylı yöneticiler ya da G.Saray camiasına mensup kişiler; TV'leriniz, gazeteleriniz, borçlularınız, işinizi, evinizi, hayatınızı çevireceğiniz paranın kaynakları, size "aylarca ve aylarca para ödemese", verdikleri "çekler karşılıksız çıksa", daha da kötüsü "şu günde paranız ödenecek" denilip de, "hesabınızı kitabınızı ona göre yapsanız" ve de "borcunuzu, harcınızı" ona göre ayarlasanız, "aldığınız evin, arsanın, arabanın, kredilerin, zamanı gelen vergi ve SSK borçlarının, çocuğunuzun okul taksitinin ödemeleri" elbette "ananızın ak sütü gibi hak ettiğiniz" alacağınız olan bu paralarla bağlantılı olsa ve "defalarca ve defalarca" verilen bu sözler tutulmasa, "bilmem ki, ne yapardınız?.." "Bekâra karı boşamak kolay" gibi bir söz vardır!.. İşte "tam o misal" ahkâm kesiyorsunuz!.. Ve de, "becermek isterken, beceremeyen" bir yönetimin başındaki kişi de, "hastaneden" göz dağı vermeyi ihmâl etmiyor: "Yeniden başkan seçilirsem, boykotçuların hepsini atacağım!.." "Alınlarından öpülecek" bu çocuklara "gönderilen mesaja bakın!.." Ve G.Saray'ın neden "bu hâllere düştüğünü" anlayın!.. Tabii, "bu hazin görüntüye", pazartesi gecesi, hiç yüzü kızarmadan TV ekranında oturup, "kendini kahraman", yaptıklarını "doğru" ilân etmeye kalkışan ve "batırdığı kulübü kurtarmaya çalışanlara" da söylemediğini bırakmayan Faruk Süren'i de ekleyerek!.. Bu hazin görüntülere sırt çevirerek, "acil çözüm projesini" nisana kadar rafa kaldırtan, sözüm ona "duayen kurtarıcıları" da unutmadan!.. G.Saray'a bütün dünyada "kredi kaybettiren" acı tablonun daha da kararmasını önlemek isteyen Adnan Polat'ın önünü, "Özhan Canaydın'ı yemek için" kesmeyi marifet sayan muhalefeti de hatırlayarak!.. Anlayın ve de anlatın!.. Anlatın ki; herkes, "kimin ne olduğunu, neyin ve neden peşinde olduğunu" iyice anlasın!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.