İtekaka'lı balo!..

Doğrusu ya, "Galatasaray'ın başına Özhan Canaydın yönetimlerinden daha kötüsü gelemez" diye düşünüyordum; galiba "yakında", hem de çok yakında "Yanılmışım" diyerek Canaydın'dan özür dileyeceğim!.. El insaf, en büyük rakibin "Avrupa Şampiyonu olan takımın hocasını alıp gelirken", sen ki Türkiye Şampiyonu'sun; "camiana, hoca konusunda ne ninniler söyledikten sonra" hiç sıkılmadan "orta boy" bir Alman Kulübü'nün kovduğu teknik adamı, tutup getiriyorsun; olacak şey mi?.. Nerede kaldı, Galatasaray'ın büyüklüğü?.. Sen istediğin kadar "Galatasaray büyüktür" diye yırtın; bu nasıl büyüklük?.. Bitmedi; kimdir bu kaleci "İtekaka" , kimdir?.. Bıraktım, beni, onu, ötekini, berikini, sor bakalım kalecilerine; Orkun'a, Aykut'a ya da Fenerbahçeli kalecilere Volkan'a, Rüştü'ye, "İtekaka'nın adını hiç duymuşlar" mı?.. Neymiş; Liverpool'un "yedek" kalecisi imiş!.. İyi de, "geçen sezon" ligde bir tanecik maçta, evet bir tanecik maçta kalede "10 dakikacık bile yer alamamış"; Avrupa maçlarında da hak getire!.. "Böyle" bir kaleciyi transfer etmek istiyorsun; eeee, olabilir; "penaltı kurtardıktan sonra, kalesinde müthiş dans ediyormuş"; tribünleri "bu gösteriyi görmek isteyenler" doldurabilir; üstelik "henüz keşfedilmemiş" büyük bir kaleci de olabilir, iyi de . Ona, "Galatasaray'ı, İstanbul'u teftiş ettirmek" ne oluyor?.. Liverpool'un "adı sanı bilinmeyen" yedek kalecisi, İstanbul'u beğenecekmiş, Galatasaray Kulübü'nü ve tesislerini beğenecekmiş, sonra "oturup" transfer pazarlığı yapacakmış!.. Bak sen şu İtekaka'ya, mübarek sanki Chech, sanki Cassillas, sanki Buffon!.. Ve işin asıl "acı tarafı", koca Galatasaray'ın koca yönetiminin "bu şarta boyun eğmesi!.." Vah ki, ne vah!.. "İstediği parayı" falan yazmıyorum; eğer "gazetelerde yazılanlar doğru ise" ve de "bu para ona verilecekse", hiç kimsenin şüphesi olmasın ki, Galatasaray'da isyan çıkar!.. Hem de "çok haklı" bir isyan!.. Arda'dan, Ümit'e, Servet'ten, Mehmet Topal'a "onca" büyük ve milli yıldız, "İtekaka mı, biz mi" diye ayaklanırlar ve haklı olurlar!.. Faruk Süren'i de, Mehmet Cansun'u da, hele hele Özhan Canaydın'ı da, en çok ve en ağır şekilde "Galatasaray'ın manevi değerlerini zaman zaman ayağa düşürdükleri için" eleştirmişimdir!.. Hiçbir Galatasaray yönetiminin "3 - 5 kuruş için" ve ne olursa olsun, "Galatasaray'ın manevi değerlerinden ödün verme" hakkı ve yetkisi yoktur!.. "Paran yoksa", Galatasaray camiasını aldatmazsın, "Onu alacağım, bunu alacağım" diye ortaya çıkmazsın; "gerçekleri anlatırsın" ve "paran olana kadar, kendi yağınla kavrulursun"; bu kadar basit!.. Dahası; nedir bu "Aslantepe" dedikoduları?.. Ateş olmayan yerden duman çıkar mı?.. Sizler, "âlemi kör, herkesi sersem mi sanıyorsunuz?.." Hakkınız var mı, onu, bunu "Bazıları Aslantepe üzerinden tezgah ve menfaat peşinde" diye konuşturtmaya?.. Ben inanmıyorum, inanmak da istemiyorum ama, elin ağzı torba değil ki, büzesin, konuşuyor da konuşuyor!.. "Geçen haftaki, yazımdan sonra", Galatasaraylılar bana sorup duruyor; "Neden Adnan Polat, durup dururken Divan Kurulu'nda çıkıp Eren Talu aleyhine konuştu?.. Neden TOKİ Başkanı ültimatom verdi?.. Neden Eren Talu bir şeyleri söyleyemiyor, ağzında geveleyip yutuyor?.." Ben de diyorum ki; "Bana değil, Adnan Polat'a sorun, Yiğit Şardan'a sorun, Eren Talu'ya sorun!.." "Aslantepe olayı" yüzünden, Özhan Canaydın "manevi değer reddiyesi" yapmıştı; şimdi "bitiremediği ve tekne kazıntısı olarak bıraktığı mirası" da sizler mi bitirmek istiyorsunuz?.. Haksızlık etmeyeyim; "iyi" yaptığınız bir şey var; balo!.. Vur patlasın, çal oynasın; salonlar, bahçeler, adalar "En büyük Galatasaray" diye çınlıyor!.. "İtekakalı" en büyük, öyle mi?.. Bence, bir balo da "İtekaka'yı aldık" diye yapmalısınız; yakışır!..