Kâbus bitti mi?..

A -
A +

Kâbus "şimdilik" bitti!.. Futbolda, Macaristan'ı yendiğimiz için "şimdilik" bitti!.. Basketbolde, Avrupa Şampiyonası bittiği için "şimdilik" bitti!.. "Yeniden" başlar mı?.. "Yeniden başlayıp başlamayacağı" konusunu, futbol için "yarına bırakırken", bugün "basketbolde yeniden gelip gelmeyeceği" üzerinde duralım!.. Basketbolde kâbus, Tanjeviç "milli takımın başında kalırsa", hem de ilk fırsatta geri dönecektir!.. "Tanjeviç gitse" dahi, "geri gelip gelmeyeceği" gene belli değildir; zira Federasyonun başında Turgay Demirel vardır!.. Demirel, "kulaklara fısıldanan" ve Basketbol camiasında yaygın olarak konuşulan, hatta artık haberlere ve yorumlara kadar dökülen iddialara göre "milli takımın kadro seçimine müdahale edecek", mesela Hüseyin'lerin, Kerem'lerin, Mirsad'ların "milli takıma alınmasına ambargo koyacak" kadar "bu işlere karışmaktadır." Ortada "perde arkasından kukla oynatmak" hevesi mi vardır, bilmiyorum!.. Öyle ya da böyle Tanjeviç "iflâs etmiş", ne yazık ki "kariyerine de gölge düşürmüş"; basketbolcülerin "Hocayı istemediklerine dair" haberler ve yorumlar da gazetelerin spor sayfalarında yer almaya başlamıştır; hazin bir tablo!.. Açıkça görülmektedir ki, "hoca" bakımından milli takımda "kan uyuşmazlığı" vardır; "organ reddi" vardır!.. Turgay Demirel "istediği kadar" Tanjeviç'e arka çıkmaya çalışsın, hatta bu konuyu "inatlaşma" hâline getirsin; "kâbusun geri dönmesini" önleyemeyecek ve hatta bu defa "kendi koltuğu" bile tehlikeye düşecektir!.. "Eski" spor bakanı Mehmet Ali Şahin'in "nedense" bir türlü "sormadığı hesapları", bu defa "yeni" spor bakanı Murat Başesgioğlu "elbette" soracaktır!.. Ve bu defa "kral çıplaktır"; bugüne kadar "ona lâf söyletmeyen" destekçileri "artık" ortada yoktur!.. Zira, Başkan'ın "spor medyasındaki" en büyük destekçileri bile "Tanjeviç'ten hesap sormaya başlamışlar" ve "Hoca'dan ümit kestiklerini" ortaya koymuşlardır!.. Zar zor gelen Çek galibiyeti hariç "yüz kızartıcı hezimetlerin de bulunduğu" yenilgiler serisi, "yağcılığı yaptıkları işin önüne koyanları" bile mahçûp etmiş ve "Tanjeviç'le olmayacak" noktasına getirmiştir!.. Aslında "bu" arkadaşların "basketbol bilgileri" ile "Başkan'ın hoşuna gitmek" arasında sıkışmaları ve "ikinci şıkkı tercih etmeleri", daha "Efes Cup Turnuvası" sırasında "tahribata" başlamış; "ortada olan gerçekler" inkâr edilmiş ve "pembe hayaller" kurularak, "Rocfeller'in Gazetesi" örneğinde olduğu gibi, sadece ve sadece "patronu memnun etmek için" yarışılmıştır!.. Utanç verici bir durum!.. Eğer bu arkadaşlar, "patronu memnun etmek yerine", basketbol bilgilerinin gerektirdiği uyarıları, eleştirileri yapabilseydiler, Türk Milli Basketbol Takımı, büyük bir ihtimal ile bizlere, "Elm Sokağı'ndaki Kâbus" filminin "sportif versiyonunu" seyrettirmeyecekti; zira Tanjeviç "bir nebze" aklını başına almış olacaktı!.. Yazık oldu; bu arkadaşlar hem kendilerine, hem federasyona, hem Hoca'ya, hem de milli takıma ve oyuncularına "büyük", hem de çok büyük zarar verdiler!.. Milli Takım darmadağın oldu; bilmem ki "kim" ve "nasıl" toplayacak?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.