Kaka ile Alex farkı!..

A -
A +

Daum da Daum!.. Daum da Daum!.. Milan - Fenerbahçe maçından sonra "bütün bir gece" hemen hemen her TV'de "bunu dinledik" ve ertesi sabah da hemen hemen her gazetede "bunu okuduk!" Daum, "Neden 1-1'den sonra, hele hele bitime 5 dakika varken ve bir puan da cepte iken oyuna müdahale etmemiş, takımına 'Geriye çekil' dememiş, oyuna forvetten adam çıkarıp, defansı takviye edecek müdafaa oyuncuları almamış" diye yerden yere vuruldu! "Aynı" yorumcular, Türkiye - Danimarka milli maçında Fatih Terim'i, "aynen" bu dediklerini yaptığı ve "2-1'i korumaya çalıştığı" için, "son dakika golü gelince" yerden yere vurmuştu: "Arkadaş neden Tolga'yı aldın, bu değişiklik, futbolculara, psikolojik olarak hocalarında 'Aman durumu muhafaza edin, yoksa puanlar gider, adamlar gol atar' korkusu olduğunu hissettirmez mi, işte hissettiler, geriye çekildiler, adamlar kale önümüze yığıldı ve davetiye çıkardığımız golü de attılar, Terim gibi bir hoca bunu nasıl yapar? Oyunu rakip kale önüne yığmazsan, topu orada tutmazsan, tutamazsan olacağı budur!" Buyurun, şimdi yandan yakın!.. Tersini düşünelim: "Aynı" yorumcular, "Daum oyuna müdahale etse" ve "onların o gece ve ertesi sabah istedikleri gibi", takımın defansını "takviye edecek" oyuncuları oyuna soksa ve "o goller" gene gelse, ne yapacaklardı?.. "Aynen" Fatih Terim'e yaptıklarını!.. "Takım o kadar iyi oynarken, Milan'ı San Siro'da yenecek bir duruma gelmişken, bu değişiklikler yapılır mı? Bu yenilgiye davetiye çıkarmak değil mi?.. İşte adamlar oyunu üzerimize yıktı ve o müthiş forvetler golleri sıraladı" diye yaygara koparmayacaklar mıydı? Danimarka maçında Terim, "o değişikliği yapmasa", rakibin oyuna soktuğu "uzun boylu" forvete karşılık Tolga'yı almasa ve "beraberlik golü gelse", bizim anlı şanlı "aynı" yazar çizerlerimiz; "Kör müydün Terim, oyunun bitmesine dakikalar kalmış, Olsen oyuna müdahale ediyor, yarma gibi bir forveti sokuyor, sen yorgun defansına takviye yapmıyor, tedbir almıyorsun, işte adamı kaçırdılar golü attı... Tolga yanında neden oturuyordu?" diye yazmayacaklar mıydı, konuşmayacaklar mıydı? İşte "bizde" futbol ûlemalığı budur!.. Aslında "pek az istisna ile", dünyada da budur!.. Vur, teknik direktöre. Vur hakeme!.. En kolay iş!.. Aslında Milan'ın "kötü oynayıp" kazanmasının, Fenerbahçe'nin "iyi oynayıp" kaybetmesinin sebebi çok açık: "Kaka ile Alex farkı!.." Alex Milan'da, Kaka Fenerbahçe'de olsa, maçı Fenerbahçe kazanırdı! "O geceki" Anelka Milan'da, "o geceki" Vieri de Fenerbahçe'de olsa, Milan'ın "çok daha açık farkla kazanacağı" gibi!.. Aslında "o gece TV'lerde" ve "ertesi günü gazetelerde" anlı - şanlı yorumcularım "bu ve buna benzer karşılaştırmaları yapmalıydılar!.." "Maçtan görüntüler vererek" ve izah ederek!.. Ve de, Kaka'nın "6 yıl önce Gaziantepspor'a gelmek üzereyken", nasıl hem de "kurt" Celal Doğan tarafından "17 yaşındaki futbolcuya 1.5 milyon dolar verilir mi" denilerek Brezilya'da bırakıldığını ve daha sonra Milan tarafından kapıldığını tartışarak; kulüplerimizin "transfer politikalarını" analiz ederek!.. "Adamlar" işte "öyle" transfer yapıyorlar; Kaka'yı alıyorlar!.. Biz de "Anadolu takımlarıyla yapılan maçlarda" seyircileri büyüleyen "3 - 4 hareket yapan" müthiş "röveşata golü atan" Alex'lere milyonlarca dolar veriyor ve övgüler yağdırıyoruz; "büyük yıldız" Milan gibi maçlarda ortada yok!.. Sonra da tartışıyoruz; "Neden yenildik?.." Ve yerden yere vurduğumuz adam; Daum!.. "Daum Fenerbahçe'yi geri çekse ve defansını takviye etseydi" diyenler, Kaka'nın attığı "galibiyet golünü galiba hiç seyretmemişler!.." Adam "topu nereden aldı, önünde kaç Fenerli vardı, taa Volkan'ın önüne gelip vurana kadar kaç Fenerli'yi ekarte etti"; bunlara bakılmıyor; "Vur Daum'a!.." Ne yani; Daum, Fenerbahçe takımına "10'unuz da Kaka'nın önüne yığılın mı" diyecekti? "Onca geçtiği adam" yetmez miydi? Yoksa Daum, adam Fenerbahçe kalesine gitmeye başlayınca, davul zurna alıp "Yıkın şu adamı" diye bar - bar bağırmalı mıydı? "Onca yılın", "onca" milli takımında oynayan "onca" yerli - yabancı yıldızları, koca bir Fenerbahçe yarı sahasını "slalom yapar gibi" geçerken, "eğilip bükülen slalom flamalarına dönerek" Kaka ile baş edemezse, onu durduramazsa, bunda suç Daum'un mu? Maç 2- 1 olmuş, puan gidiyor; Daum elbette oyuna "bir forvet daha alacak", onu yapıyor, Nobre'yi saha kenarına yolluyor, "bu bile" eleştiri konusu!.. Ya "Kemal'in çıkması?" Daum diyor ki; "Dördüncü hakem yanlış numara kaldırdı, zaman zaten çok kısaydı, müdahale etmedim, değişiklik öyle yapıldı!.." Bizimkiler kıyameti koparıyor; "Kemal'i neden soktun, neden çıkardın?" İşte, "biz böyleyiz!.." Ne diyeyim: Allah, teknik direktörlere ve hakemlere sabır versin!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.