Kanunda eksik olan!..

Yeni futbol kanunu çıktı; maalesef kapalı kapılar ardında hazırlandığı ve "jet hızı ile çıkarıldığı için", eksiğini, fazlasını tartışma imkânı olmadı!.. O yüzden, getirdiği "onca iyi şeye rağmen", üzerine yapışan ve en çok tartışılan husus, "kişiye özel maddeler konularak Halûk Ulusoy'un tasfiye edilmesinin önünü açacak bir kanun" damgası oldu; bu da "işe FIFA'nın karışması ve Türkiye'nin uluslararası futbol organizasyonlarına katılmasının askıya alınması" riskini doğurdu. Ne olup biteceğini yakında göreceğiz. Ama, kanunda "Delege sayısının yüzde 40'ının noter tasdikli imzası ile genel kurul olağanüstü toplanır" maddesi varken, neden "güvenoyu ve seçim" maddelerinin kanuna yamandığını anlamak güç!.. Ve FIFA, üstelik "güvenoyu oylamasının şeklini de göz önüne al ırsa", işin burasında kanuna "Dur" diyebilir!.. Sen, genel kurulun yapısını çok büyük ölçüde değiştiriyorsun, "Ulusoy'un dayandığı kulüpler dışı delegelerin büyük çoğunluğunu dışarıda bırakıyorsun, sonra da yüzde 40 ile seçimli olağanüstü genel kurul toplamak mümkün iken, kanuna güvenoyu ve seçim maddesini ekliyorsun; neden?" diye sormazlar mı?.. "Kulüpler Ulusoy Federasyonunu gerçekten istemiyorlarsa", 263 delegelik genel kurulu toplamak için bulurlar 106 oyu, "bulamazlarsa" Ulusoy zaten "güvenoyu alacak" demektir; öyleyse bu madde ne oluyor?.. Yoksa, "zorunlu kılınan güvenoyunu açık oyla yaptırmak" üzerine mi kuruluyor bütün dengeler?.. Neyse, bu konu "artık" FIFA'ya kaldı, bizler ne söylesek, ne yazsak boş!.. Amma, "tartışmamız mümkün olsa idi", asıl üzerinde duracağım "önemli" bir konu vardı: "Belediyespor kulüplerinin, profesyonel futbolda yarışmalarının yasaklanması!.." "Eşitliğe de, fırsat eşitliğine de, adalete de, profesyonelliğe de taban tabana zıt" olan "Belediyespor" uygulamaları, açık açık "dernekler kanununa tâbi" spor kulüplerinin "profesyonel futbol şubeleri" arasında "ayrımcılık yapıldığını" ortaya koymaktadır!.. "Herkesin vergileri ile iş yapan" ve "halkı temsilen yetki kullanan" belediyelerin "spor kulüpleri", elbette "kaynak bulmak ve kullanmak" itibariyle de, "problemlerini çözmek" itibariyle de tam anlamıyla "imtiyazlı" futbol şubeleri hâline gelmişlerdir!.. Böylece çok haklı olarak "belediye başkanlarının kulüp başkanı olmalarının yasaklanması" ile güdülen maksat muallâkta kalmış, "belediyespor'lar", bu defa belediye başkanlarının "perde arkasındaki başkan ve güçlü adam" pozisyonlarını "devamlı" hâle getirmişlerdir!.. "Kanunen yok" ama "fiilen var" olmak, açık açık "hile - i şer'iye" değil midir?.. Bakınız, daha düne kadar Malatyaspor'un, Mardinspor'un "mâli" ve "idari" durumlarına!.. Diyarbakırspor'un, Elazığspor'un durumlarına!.. Herkes biliyor ki,Türkiye'de pek çok "profesyonel futbol şubesi olan" kulübün "mâli durumları" yukarıda adlarını yazdığım kulüplerden "çok daha iyi değildir" ve her an "teslim bayrağını" çekecek, kulübün anahtarlarını kayyuma teslim edecek daha pek çok kulüp vardır!.. İşte, "sahaya ancak 9 kişiyle çıkabilen", üç oyuncusu sakatlanınca, "oyuna sokacağı tek oyuncusu bile olmadığı için" maçı tatil edilen Ispartaspor!.. Bu kulüpler, "gençlik kulübü" olmayıp da, "belediyespor olsalardı" bu durumlara düşerler miydi?.. "Hangi" belediyespor "bu" durumlara düşüyor?.. Herkes "çarkın nasıl işlediğini" biliyor; bir çok belediye başkanımız, "bu çarkı" hatta TV ekranlarında "açık açık" anlatmadı mı?.. Nerede eşitlik, nerede adalet?.. İşte "bu kanun", bu açık eşitsizliği ortadan kaldıracak bir "kısıtlamayı" getirmeli, belediyesporların, "eğer kurulacak iseler" sadece ve sadece "amatör sporlara hizmet" ve gençlere "amatör spor yaptırmak" için kurulmasını sağlamalı idi!.. Olmadı; yazık oldu!.. İşte bu yüzden, ben de "verdiğim" verginin, "verdiğim" yetkinin, profesyonel futbol için çarçur edilmesine karşı "elim kolum bağlı olarak oturan" bir vatandaş olmaya devam edeceğim; kim bilir ne zamana kadar!..