Bir kulüp başkanı arıyorum; aklı başında, Türk sporunu, Türk futbolunu düşünen, "onları" günlük kulüp menfaatlerinin önüne koyan ve de daha önemlisi "Türk vatandaşı olma" kapısını sırf "hile - hurda - hülle için" açanlara ve açmak isteyenlere "dur" demek için "gerekeni" yapacak olan bir kulüp başkanı!.. Bu bir "siyasetçi", bir "hukukçu" da olabilir; özellikle de bir baro!.. Gidecek bir idari mahkemeye ya da Danıştay'a, "hukuk nereyi gerektiriyorsa" oraya; "Türkiye'nin tanıtımı için vatandaşlığına alınma" istinasından faydalanan ya da Nobre'den sonra "faydalanmak için sıraya girecek", ama "Türkiye'nin tanıtımına zerre kadar faydası olmayacak" olan sporcuların, futbolcuların önünü kesmek üzere "bir dilekçe" verecek; öncelikle "yürütmenin durdurulmasını isteyecek", sonra da esas olarak "sonu kaos doğuracak" kararnamenin "iptalini isteyecek!.." Söyler misiniz bana; Nobre, Jaba, Tita ve adı geçen diğerleri ile ilgili kararnameleri, hem de "elden dolaştırarak alel acele, konu tartışılmadan, iyi kötü yanları ortaya konulmadan çıkarmak" ile "ülke tanıtımına" ne yarar sağlanacak?.. Bu konuda, "tüm baskılara karşı durması gereken", hileyi, hurdayı, hülleyi reddettiğini sık sık söyleyen Spordan Sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, "neden" böyle yaptı; bilmiyorum!.. İstemediği, "sevmediği" Halûk Ulusoy'u ve federasyonunu "tam bir kaosun içine atmak içinse", çok yazık!.. Ya özellikle Anayasa ve Hukuk konularında "çok hassas olan" Cumhurbaşkanımız, "bu kararnameyi" neden "iyice incelemeden" federasyonların, spor uzmanlarının görüşlerini almadan imzaladı; onu da bir türlü aklım almıyor!?.. Bu yapılabilseydi, dünya sporunda, dünya futbolunda "esamisi okunmayan" bir yığın üçüncü - dördüncü - beşinci - onuncu sınıf sporcunun, futbolcunun "ülkeyi tanıtma" istisnasından yararlanılarak "normal yollardan TC vatandaşı olabilme şartlarının dışına çıkılarak", birkaç gün içinde "TC vatandaşı" yapılmasındaki amacın, "yabancı sınırlaması" talimatını "delme" olduğu, Cumhurbaşkanımıza anlatılırdı; böylece de "bu büyük yanlışın altında" Cumhurbaşkanı'nın imzası olmaz; "haksız, adaletsiz, yanlış uygulama" da başlayamazdı!.. Olan oldu!.. Şimdi "yanlış" düzeltilebilir!.. Bir kulüp başkanı, bir siyasetçi, bir avukat, bir baro "kararnamenin iptali ve yürütmenin durdurulması için" dava açabilir ve bu "mutlaka" yapılmalıdır!.. İdari yargı "hileyi ve yanlışı görecek", doğru kararı verecek; kaosu önleyecektir!.. Hiç olmazsa "yarınlar" için!.. Aslında, "yaşım biraz genç olsa", bu davayı "bir Türk vatandaşı olarak" ben de açabilirdim; ama bu yaşta davayla, dilekçelerle, mahkemelerle uğraşacak gücüm yok!.. "Varsa" gönüllü bir genç ve güçlü avukat, "vekâlet vereyim" benim adıma davayı açsın ve uğraşsın!.. Hoş, "buna da gerek yok"; pekâlâ "kendi adına açabilir" ve sporumuz adına, futbolumuz adına hem de unutulmayacak bir "kahraman" da olur!..