Karar şikesi mi?..
Neymiş efendim; "Şike" değilmiş, "Bahis şikesiymiş!.." Hıımm!.. "Yasa dışı bahis" suçlamasından, adını "bahis" de koysalar, "şike" demeye kadar geldiler!.. Bu federasyonun başındaki kişi "uluslararası hukukçu", onun vekili "ulusal hukukçu", kim bilir federasyon kabinesinde daha kaç tane "hukukçu" var, ama işte görüyorsunuz ki; ortada tam bir "hukuk orta oyunu var"; bir rahmetli İsmail Dümbüllü eksik, rahmetlinin yerine, bilmem ki, Erol Günaydın'ı mı çağırsak? Futbol Federasyonu'nun, futbolcu Cafer'in açıkladığı "teşvik primi" iddiaları ile Emniyet Genel Müdürlüğü'nün hazırlattığı "Kulüpler ve Mafya Raporu" konusundaki tutumu, "spor" ve "spor yöneticiliği" adına tam bir "yüz karası" idi!.. Şimdi de, "kaleci Hakan'ın açıklamaları" ile ortaya çıkan durumdaki tutumu, "aynen" öyle!.. "Zamanın" Spor Toto Teşkilat Müdürü Erdenay Oflas tarafından "Yüzlerce milyar liralık iki kuponla, ilk devreyi Akçaabat Sebatspor'un, maçı Kayserispor'un galip bitirmesi üzerine oyun oynanması dikkatimizi çekti, bu maçı İddaa kuponlarından kaldırdık, haberiniz olsun" demesinin ardından daha "birkaç saat geçmeden" çıkıp da "Kayserispor temizdir, olayla ilgisi yoktur" açıklamalarının "resmen yapılması" gafından başlayarak, bugüne kadar geçen 3 - 4 ay içinde "olanlar" ibret verici!.. "İki saatte" Kayserispor'un "temiz olduğunu" ortaya koyanlar, "kurdukları" Şike Tahkik Komisyonu'nun "3 aylık çalışmasından sonra" Disiplin Kurulu'na "hukuki açıdan delik deşik, çelişkilerle dolu" bir dosya gönderebildiler; bu nasıl iş? Ne yazık ki, bu "şaşkın ve garip" tutumla, spor camiasının, kulaktan kulağa söylenen ve belki de "aslı astarı olmayan" bazı iddiaların, "Kayserili olan federasyon başkanından tutun da, çok daha yukarılara kadar uzanan" bir "isimler dizisine kadar bulaştırılıp", bu "garip gelişmelerin sebebi ile ilişkilendirmesine" yol açtılar!.. Neymiş; "şike" değil, "bahis şikesi" imiş!.. Peki, hiç mi aklınıza gelmedi; "İlk yarı Kayserispor galip, maç sonunda Akçaabat Sebatspor galip" değil de, neden "İlk yarı Akçaabat Sebatspor galip, maçın sonunda da Kayserispor galip?" Peki, hiç mi aklınıza gelmedi; "bir maçın ilk yarısının bir takımın galibiyeti, sonunda öbür takımın galibiyeti ile bitmesini sağlamak", dikkat buyurun; "sadece bir takımın 5-6 oyuncusu, kulüp doktoru ile oraya buraya girip çıkan esrarengiz bir adamın anlaşması" ile mümkün olabilir mi? Eğer "ortada" sizin yavaş yavaş geldiğiniz "bahis şikesi" varsa, sizin açıkladığınız şekilde "tek taraflı bağlanıp", üzerine "maç bahislerden çekilene kadar" 300 maçlık İddaa listesinde "bu maça bağlı olarak" yarım trilyona yakın bir parayla iki kupon yatırılabilir mi? Ya "anlaşmadan haberi olmayan" rakip takım oyuncuları ilk yarıda "gol yemezse ya da goller atarak devreyi galip bitirirlerse?" Ya, "anlaşmadan haberi olmayan" rakip takım oyuncuları "ikinci yarıda gol atamaz ve maçı kazanamazlarsa", ne olacak? Ey, federasyonun "anlı - şanlı" başkanı, başkan vekili, diğer üyeleri "böyle bir tablo" içinde, "bahis oynamak isteseniz", acaba "cebinizden bu kadar yüz milyar lirayı çıkarır mısınız?" Kuzum, sizler, "koca spor camiasını küçücük çocuklar, saflar, aptallar topluluğu mu sanıyorsunuz" ki, "elma şekeri vererek kandırmaya kalkıyorsunuz?" Görülüyor ki, ortada "hukuk mantığı" bir yana, "en kabasından bir Aristo mantığının gereği" bile yok!.. Metin Aktaş ile Gökdeniz Karadeniz arasında yaptığınız "ilkel" ayrımcılık ve sizin tabirinizle "yasa dışı bahis oynamaktan bahis şikesine yükselen olayı" ortaya çıkaran "Akçaabat Sebatspor'un bunca insanını" ceza kurullarına gönderirken, "düşme hattı için" çok önemli bir maçın "ikinci tarafı" üzerinde "hiç durmamak", onu "iki saat sonra temize çıkaran" acûlluğunuzu, 3 - 4 ay sonra da "kamuoyunu tatmin edecek bir açıklama bile yapmadan" devam ettirmek, neyin nesi oluyor; anlamak mümkün değil!.. Yoksa, "mümkün" mü?.. Yoksa, ortada "bahis" şikesini izleyen bir de "karar" şikesi mi var?..