Maalesef!... Evet, "maalesef" Türk medyasında zihniyet bu!.. Ve... bir "maalesef" daha; "barış" demek, "dostluk" demek, "fair play" demek olan sporun medyasında da zihniyet bu!.. Hangi "zihniyet" ?.. İki kişinin, iki gazetecinin, iki yazarın "fikir tartışmasını", spor sayfalarına "kardeş kavgası" başlığı ile taşıyan zihniyet !.. Bir röportajından dolayı Basın Konseyi, sevgili Kazım Kanat'a "kınama" cezası verdi!. Bu karara, sevgili kardeşim Hıncal Uluç karşı çıktı!. Ben de, "Basın Konseyi Yüksek Kurulu'nda yıllarca bulunan bir gazeteci olarak", o kurulun çalışma ve karar mekanizmasını bildiğimden, Konsey kararının "kendi içinde" haklı olabileceği yönünde bir yazı yazdım ve Hıncal Uluç'la, Kazım Kanat'ın yazılarındaki "bazı görüşlere" karşı çıktım!. Şimdi "bunun, kavga ile ne ilgisi var?" "Fikir tartışması", ne zamandan beri "kavga" oldu? İnsanlar, yazarlar, çizerler "kavga etmeden" fikir tartışması yapamazlar mı? Bakınız açık açık ve altını çizerek yazayım: Biz, "Uluç kardeşler" olarak, ortaokul çağlarından beri, "birbirimizle" kavga etmedik, etmeyiz; "Basın Konseyi'nin bir kararı için" neden edelim? Bizim ailemizde "kavga" yoktur; "sevgi ve saygı" vardır; biz "tartışırız"; fikre fikirle karşılık veririz!. "Kavga etmek" başka şeydir !.. Bu farkı anlamayanlar, anlayamayanlar açar bir sözlüğe bakarlar ve ne demek istediğimi de anlarlar!.. Spor sahalarımızı, futbol camiamızı, statlarımızı "şişli, yumruklu, küfürlü kavga alanları haline", işte "bu farkı anlamayan" zihniyet getirdi!. Sporumuzun sayfalarında, TV'lerimizin ekranlarında, fikir tartışmaları "kavga", spor müsabakaları "savaş" olarak ilân edile edile, bugünlere geldik!. Türkiye'nin en büyük gazetelerinden birinde "fikir tartışmamız" ile ilgili haber "Kardeş kavgası" başlığı ile çıktığından beri kime rastlasam "yarı şaka - yarı ciddi" ama "kinayeli" bazı sorularla karşılaşıyorum, telefonlar geliyor: "Siz de mi?" "Kavgayı kim kazandı, hasar ne kadar?" "Hıncal'ın yumrukları (herhalde görüşleri kastediliyor) daha güçlü!.." "Devam... Devam... Hıncal'ı yenebilirsin!.." Hale bakın... Benim insanlarım nasıl şartlandırılmış ve neler söylüyor? Daha da acısı; bu başlığın, spor yazarları arasında "çağdaş, kültürlü, olgun ve fair play'ci" olarak tanıdığım meslektaşlarımdan birinin "sorumlu" olduğu spor sayfasında çıkmış olması!.. "Dava adamı" olmakla, "kavga adamı" olmak arasındaki farkı görmeyenler ya da "görmek istemeyenler" için söyleyecek fazla şeyim yok, ama "görebilenler için" yazmak durumundayım: Sizler, bu zihniyete kulak vermeyin!.. ocaluluc@beko.net