Kazandık mı; inşallah!

Sevgili okurlarım, ben bu maçlara “UEFA Avrupa Ligi maçları” demiyorum; “Okan Buruk play-off maçları” diyorum. Neden mi? Dinamo Kiev’i kendi seyircisi önünde yenebilseydi, şimdi bu maçları oynamıyor olacaktık da ondan… 

 

 

 

Bugünkü yazımı yazmak için, dün sabah saat 08.30’da bilgisayarımın başına oturdum…

 

Galatasaray’ın, AZ Alkmaar ile UEFA Avrupa Ligi maçına, yaklaşık 14 saat var ve ben gazetemdeki haberi okuyorum:

 

“UEFA Avrupa Ligi'ndeki temsilcimiz Galatasaray, son 16 play-off turu ilk maçında Hollanda'nın AZ Alkmaar takımına konuk olacak.

 

Kulüpten yapılan açıklamaya göre sakatlıkları bulunan Ismail Jakobs, Mauro Icardi ve Yunus Akgün kamp kadrosuna dâhil edilmedi. Ayrıca Ajax maçında cezalı duruma düşen Victor Osimhen, Lucas Torreira ve Davinson Sanchez de kadroda yer almadı.”

 

Sevgili okurlarım, ben bu maçlara “UEFA Avrupa Ligi maçları” demiyorum; “Okan Buruk play-off maçları” diyorum.

 

Zira eğer Okan Buruk, “bu ligde tek galibiyeti olmayan, ‘oynadığı 6 maçta ancak tek gol atabilen’ Dinamo Kiev’i İstanbul’da, kendi stadında 50 bin taraftarı önünde yenebilseydi”, statü gereği “son 8’e doğrudan kalacak ve play-off maçları oynamayacaktı!..”

 

Okan Buruk play-off maçlarının ilkinde Ajax’a yenilerek, “ikinci fırsatı” da kaçırdı. Şimdi AZ Alkmaar’ı elemek zorunda, eleyebilecek mi?..

 

“Bu kadar eksiği ile” Galatasaray dün gece hem de Hollanda’da AZ Alkmaar’ı yenebildi mi?..

 

Ben bu satırları yazarken, elbette “sonucu bilmem” mümkün değil, ama 14 saat sonra oynanacak maç için “umudum” pek yok… Sadece “temennim” var…

 

Siz bu satırları okurken, inşallah, daha önce “Galatasaray’ın galibiyetini” okumuşsunuzdur; inşallah!..

 

Okan Hoca’m, Galatasaray’ı da, milyonlarca taraftarı da, biz “Galatasaray yorumcularını” da, nihayet “yönetimini, takımını ve kendini de ne duruma düşürdüğünün” farkında mısın?..

 

Şu anda tek yazabileceğim cümle; “İnşallah bu defa kazanmışsındır”; inşallah!..

 

Kazanmışsan, binlerce teşekkür; kazanamamışsan, milyonlarca taraftarın, yöneticilerin ne diyorlardır, onu da sen düşün!..

 

 

 

Öcal Uluç'un önceki yazıları...