Babalar Günü'nden bir - iki gün önceydi, bir arkadaşıma hediye almak için bir Kiğılı mağazasına girdim. Bir sepetin içinde "Fenerbahçe" ve "Galatasaray" losyonları vardı, gülerek görevli arkadaşa sordum: "Bir Fenerbahçelinin mağazasında Galatasaray losyonu satılır mı?.." Cevap çok mânalı idi: "Galatasaray losyonu daha çok satıyor!.." Hıımm, "Fenerbahçe'nin yeni yönetiminde yer alacağına" dair söylentiler dolaşan sevgili Abdullah Kiğılı'ya "yeni görevine başlamadan" vermiş olduğum bu istihbarat, sanırım epey işine yarayacak; gerisi ona kalmış!.. Bu istihbarat ile ilgili "asıl" sözüm; Galatasaraylı yöneticilere!.. "20.45" diye "saatini bile" ilân ettikleri ve böylece "emin olduklarını gösterdikleri" şampiyonluğa "hiç ama hiç inanmadıkları" ortaya çıktı!.. "Fenerbahçe'nin 800 bin piyango biletinin, on binlerce şampiyonluk tişörtünün elde kaldığı" gazetelere haber olurken, "Galatasaray'ın hiçbir şey yapmadığı" anlaşıldı ve "şampiyonluk heyecanı" nerede ise yeni sezonun açılacağı şu günlere kadar taşınamayacağı için, "bundan sonra yapılacakların" da pek işe yaramayacağı belli oldu!.. "UEFA Kupası ile Süper Kupa'yı paraya dönüştüremedikleri" için yerden yere vurulan Faruk Süren'ler ve Mehmet Cansun'lara karşılık, belki de Dünya Futbol Tarihi'nde olmayan "16 dakikalık uzatmadan sonra gelen" şampiyonluğu "iç eden" bir yönetime bilmem ki ne demeli?.. Nihayet, bir ay sonra, çıkara çıkarak bir kitap ve bir DVD yapabildiler;o kadar; bravooo!.. Galatasaray satış yarlerinde, "işe yarar" bir şey aradınız mı, cevap "yıllardır" hazır; "Yok, kalmadı!.." Fenerbahçeli, "Galatasaray losyonundan para kazanıyor"; Galatasaray "kupaları, şampiyonlukları" değerlendiremiyor!.. Sonrada "elde bir forma", AKP Grup Toplantısı'nda Recep Tayyip Erdoğan'ı ziyaret!.. Spora siyaset karıştırmanın dik âlâsı!.. "Orası", bir partinin salonu ve o toplantı "bir partinin toplantısı"; Başbakan'la buluşulacak, görüşülecek başka yer mi yok?.. Peki, ne oluyor; "Fenerbahçeli olduğu" cümle alemce bilinen bir Başbakan'a "Galatasaray forması" hediye etmek?.. "Hediye edecek" başka bir şey kalmadı mı?.. Türk sporunun "batıya açılan penceresi olmak" ile övünenlerden, tam anlamıyla "şarklı" bir gösteri; vah ki, ne vah!.. Hayret ediyorum, bunca maliyeci, ekonomist, işletmeci, pazarlamacı, hukukçu, bankacı, iş adamı, hem de hemen hemen hepsi "kendi işlerinde çok başarılı" insanlar, Galatasaray yönetimine geldikten sonra, "ekonomiden de, işletmeden de, pazarlamadan da, ticaretten de, iş aleminin gereklerinden de sanki hiç nasibini almamış kişiler" hâline nasıl gelebiliyorlar?.. Nasıl, "ülkede hiçbir kulübün eline geçmemiş" fırsatları heba ediyorlar?.. Bu kaçıncı yönetim, yıllardır "tablo" değişmiyor: Bol bol toplantılar yapıyorlar, bol bol lâf üretiyorlar, bol bol tartışıyorlar; sonunda, hiç!..