"Kendini" intihar ediyor!.

A -
A +

Çarşamba günü, Türkiye'nin spor sayfasında "Kendini intihar edecek mi?" başlıklı yazımda "Futbol Federasyonu'nun iki büyük yanlışı art arda yapmak üzere olduğuna" dikkat çekerek, demiştim ki: "Yooo, 'başlığa bakıp' da gülmeyin!.. Gazeteciliğimin 'ilk' ve daha sonraki birkaç yılında, bir çok gazetede 'intihar haberlerinde', yukarıdaki başlığın 'di'li geçmiş zamanı ile sona eren' cümleler okumuş ve 'sizin gibi' kahkahalarla gülmüşümdür; '..kendini intihar etti!..' 'İntihar' bir insanın zaten, 'başkası tarafından değil, mutlaka ve mutlaka kendisi tarafından gerçekleştirilen' ölüm şeklidir; 'kendini intihar etti' diye bir cümle kurulabilir mi? Şimdi, ben bu yanlışı 'bile bile' yapıyorum!.. Çünkü, Futbol Federasyonu 'böyle' iki yanlışı bile bile yapmak üzere; 'Kendini intihar ediyor!..' Gülün bakalım, gülün; 'o güzelim Türkçe'nin canına okuduk'; eee, 'Futbol Federasyonu Türk futbolunun canına okumak üzere ise'; biz de 'bu kadar' yanlışı 'bile bile' yapalım ki; 'böyle' yanlışları yapmak üzere olanlar, 'böyle yanlışların yapılmaması gerektiğini iyice anlasınlar' ve akıllarını başlarına alsınlar!.." Ve, Futbol Federasyonu'nun, "AB ülkelerinden transfer edilen futbolcuların 'yabancı' statüsünde sayılmamaları, transferlerinin 6 oyunculuk kontenjanın dışına çıkarılarak serbest bırakılması" isteğini, "hemen" reddetmesi gerektiğini ve "bu isteğin kabul edilmesi" hâlinde "Türk futbolunda meydana getireceği yıkımı" anlatmıştım!.. Şimdi geliyorum, federasyonun, "Kendini intihar ediyor" başlıklı bu "ikinci" yazıyı yazmama sebep olan, "ikinci büyük yanlışına!.." Ukrayna'nın, Atina'da Yunanistan'ı yenmesi ile "yeniden yakaladığımız" Almanya'ya gitme ümidini "ümitsizliğe döndürecek" yanlışına!.. Bu yanlış da, tam tamına "Kendini intihar ediyor" başlığıyla ifade edilebilecek cinsten!.. Cesaretle "meselenin üzerine giderek" hem de "hemen" gereken, beklenen ve istenen operasyonu yapacağına, federasyonun, Türk Milli Takımı'nı "bir Kazakistan galibiyetine şıkır şıkır oynayacak" hâle düşüren bir teknik adamı, "Milli Takım'ın başında tutmaya devam etmesi", işte tam tamına "kara gülmeceli" bu başlığa uyuyor!.. Federasyon başkanı başta, "bu işten anlayan" otoritelerin, yorumcuların ve kamuoyunun "destek ve güvenini tamamen kaybetmiş" bir teknik adamdan, "çok kritik 3 maçın oynanacağı" bir dönemde "başarı" beklemek mümkün mü? Hatta "kendisine güvenini kaybettiğini", maçlar sırasındaki TV çekimlerindeki yüz mimikleri ve vücut diliyle "apaçık" ortaya koyan bir teknik direktörle, "grupta ikinci olunsa dahi", yapılacak "İki play off karşılaşmasında" başarılı olmak mümkün mü? "Oradan da geçilse bile", Almanya'daki Dünya Kupası Finalleri'nde "bir şeyler" yapabilmek mümkün mü? Danimarka ile başlayacak "zor döneme" ne kaldı? Eylül "göz açıp kapayıncaya kadar" gelecek!.. Futbolcular tatilde; vur patlasın, çal oynasın!.. Sevgili Turgay Renklikurt Hocamın "bu konudaki uyarılarını" bilmem duyan ve "gereğini yapan" var mı; sanmıyorum!. Eeee... Şimdi gelin de bu tabloya bakıp, Futbol Federasyonu için "Kendini intihar ediyor" demeyin bakalım; haksız mıyım?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.