Galatasaray Başkanı Adnan Polat buyurmuşlar ki: "Mevsim başında transferlerimizi eleştirenler, 'Sakatları, takımlarında oynamayanları aldılar' diyenler, utanacaklar." Vay canına!.. Neden utansınlar ki?.. Harry Kewell, "uzun zamandır" sakatlıklarla boğuşmuyor muydu; oynadığı takımlarda "çoğu zaman" tribünlerde, "zaman zaman" yedek kulübesinde oturmuyor ve "çok az zaman" da sahada olmuyor muydu?.. Milan Baros'un son sezonları "oynadığı takımlarda başarısızlık öyküleri" ile dolu geçmedi mi, "gol randımanı" giderek düşmedi mi; o takımlarda bol bol "yedek" kalmadı mı?.. "Milli yedekler" Fernando Meira ile Morgan de Sanctis'in "ayrıldıkları" kulüplerinde durumları neydi?.. "Bunlar" bilinirken, yazılıp çizilmeyecek miydi?.. Üstelik diyelim ki, "bunları yazanların ve eleştirenlerin" gerçekten "utanmaları" gerek!.. İyi de sevgili Polat, zatıâliniz "Ahmed Apimah Barusso, Marcelo Adrian Carrusca ve IsmaÎl Bouzid'i aldığınız için" utandınız mı; bizlere "önce" onu açık açık söyleyin de, "kimin" utanması gerektiğini herkes anlasın!.. İşte futbolumuz!.. Türk futbolunun Avrupa arenasındaki şu manzarasına bakın; yürekler acısı!.. Sivasspor "bu futboluyla" kolayca elendi!.. Kayserispor "bu futboluyla", onu izledi!.. Yöneticilerinin "Saracoğlu'nda final oynarız" dedikleri Beşiktaş "bu futboluyla" hezimete uğrayıp, meydandan çekildi!.. "Geçen yıllardan daha güçlü bir kadroya sahip" olduklarını söyleyen bir Başkana sahip Fenerbahçe "bu futboluyla" grubunda "sonuncu olarak" UEFA Kupası'na bile devam edememeye namzet!.. "Saracoğlu'nda final oynarız" diyen başkan ve yöneticilere sahip Galatasaray "bu futboluyla" taraftarlarına "İyi ki Şampiyonlar Ligi'nde gruplara kalmamışız, rezil olurduk" dedirtecek bir durumda!.. Not bir; "bu futboluyla" ifadesi; "kötü, yetersiz, aciz, bitkin" anlamına geliyor!.. Not iki; bir bakalım, Kıbrıs Rum temsilcisi Anorthosis Avrupa Kupaları'nda neler yapı- yor? Not üç; Özellikle başta Galatasaray olmak üzere Beşiktaş ve Fenerbahçe'de "bir çok" futbolcunun "özel hayatlarının mercek altına alınması gerekiyor"; isimler vermek benim işim değil, bu iş, Adnan Sezgin'lerin, Sinan Engin'lerin, Volkan Ballı'ların görevi ve de "elbette" bu takımları izlemekle görevli spor yazarlarının işi; nerelerdeler?!.. Hagi farkı!.. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu, bütün dünyada "UNICEF" olarak bilinir. İşte haber: "ROMANYA Milli Takımı'nın ve Galatasaray'ın unutulmaz eski oyuncusu Gheorghe Hagi, Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'na (UNICEF) iyi niyet elçisi olarak atanarak, İngiliz Beckham ve Kamerunlu Eto'o gibi futbolcuların arasına katıldı. UNICEF temsilcisi McLoughney, 'Hagi'nin Romanya ve tüm dünyada çocukların sorunlarını en iyi şekilde anlayan bir efsane olduğunu' belirtti." Mesela bizde de sanatçı Yıldız Kenter, Müjdat Gezen ve yazar Ayşe Kulin gibi ünlüler, UNICEF iyi niyet elçisi!.. Bitmedi; bu da okuyucularımdan Mert Güneş'in maili: "Bugünkü yazınızı (Hagi - Alex mukayeseli yazım) çok beğendim. FIFA resmi sitesinde dün Stoichkov - Hagi karşılaştırması yapılmış (Sevgili Kemal Belgin'de bunu yazdı ve Hagi'nin ne kadar farkla önde olduğunu anlattı); hücuma dönük orta saha oyuncusu olarak karşılaştırılmışlar. Orada sadece FIFA resmi sitesine üyeler yorum yapabiliyor. Bir kaç saat içinde, dünyanın değişik yerlerinden 1000'den fazla site üyesi yorum yapmış. Büyük çoğunluğu Hagi'yi, Stoichkov'la bile karşılaştırmı yor. Yani sizin yazdığınızla örtüşüyor. Kaldı ki Alex, bir Stoichkov bile değil." Ah şu skor tabelası!.. Sen, "Hacettepe'ye bile yenilen" Fenerbahçe'den kork, kendi sahandaki maçta sahaya "öncelikle gol yememek için" defansif bir takım sür; buna rağmen "golü ye" ve geriye düş!.. Sonra, "Fenerbahçe'nin çok kötü olduğunu ve geriye yaslandığını görünce" ve "mağlûbiyetten kurtulmanın başka çaresi kalmayınca", nihayet riski göze alıp, oyuna "hücumcuları sok"; bu maya da "rakibin paniği ve bitkinliği sebebi ile" tutunca, "kahraman ol", üstelik "haftanın teknik direktörü seçil"; bravooo!.. Bir an düşünelim; ya durum 1 - 0 Fenerbahçe lehine iken, Alex gibi bir futbolcu "kaleci ile karşı karşıya kaldığı" pozisyonda o "mutlak golü atıp" durumu 2- 0 yapsa ve Fenerbahçe maçı kazansa idi "ne olacaktı" ve "haftanın teknik adamı seçilen" Hoca için neler yazılacaktı?..