Kim yakışmıyor?..

A -
A +
Bu kaçıncı maç!..Bursaspor karşılaşması da açıkça gösterdi ki; "Galatasaray'ın savunmadaki sorunu" savunmasından çok, orta sahası kaynaklı!..
Galatasaray orta sahası," rakibin, orta sahada istediği gibi oynamasına izin veriyor" ve savunmasının da "açık düşmesine" yol açıyor!..
Bursaspor'un orta saha oyuncuları, pazar geceki maçta orta sahada "fink attılar", top aldılar, top sürdüler, top verdiler, eğer yeşil-beyazlı takımın "golcüleri" öylesine beceriksiz olmasalardı; Galatasaray'dan 6-0'lık, 5-2'lik hezimetlerin rövanşını alabilirlerdi; "benzer" bir farkla!..
Anlamak "mümkün" değil, şaşıyorum, "anlamayan" yöneticilerin, "inadım, inat" ısrarına ve de Hamza Hoca'nın "bu kör inada" boyun eğmesine!..
Zannediliyor ki, "orta saha" Emrelerle, Yektalarla halledilebilir; püfff!..
Selçuk-Melo ikilisi bile halledemiyor zaman zaman, "biri biraz düşünce", yandı gülüm keten helva; sakatlığı var, cezalısı var; ne olacak o zaman; işte Bursaspor maçı gibi olacak!..
Elde, bir Engin var; "Emre + Yekta, hatta çarpı 4" eder; neymiş, "otomobilde para gösterip tivit atmış"; vay efendim bu yapılır mıymış; kesin kafasını!..
"Göreve başlamamışken", Sabri'yi tek idman yapmadan ilk 11'e koyduran "Başkan Yardımcısı" Abdürrahim Albayrak, "bu defa sorumluluğu" yönetime atıyor, "Ben istiyorum ama" diyerek; üstelik herkes biliyor ki, soru bile sorulmadan, "Gökhan Zan'ın basın ve kamuoyu önünde kellesini almışken!.."
"Para yok, transfer yapamayız" diye kıvranılırken ve altını çiziyorum, bir daha bir daha çiziyorum, bir daha çiziyorum; "Melo gibi saha içi, çirkinlikte yapmadığını bırakmayan bir futbolcu baş tacı edilirken", Engin'i "Galatasaray'a yakışmıyor" diye zorla yollamak isteyenler, kimi kandırıyorlar, kendilerinden başka?..
"Melo yakışıyor, Engin yakışmıyor" öyle mi; güldürmeyin, insanları kendinize de, kulübünüze de!..
Çağırırsınız onu da, spor yazarlarını, foto muhabirlerini, kameramanları da kulübe, "pişmanlığını belirtir", özür diler ve iş biter; "bugüne kadar" böyle olmadı mı?..
Bakınız, "örnekleme yapılacak" kararlarınız çok da, ben "bir tanesini" daha vereyim: 
"Paralarını istediler" diye, kapının önüne koyduğunuz basketbolcuları hatırlayın ve de "Paramı alamadım" diye, en kritik maçlar döneminde "antrenman boykotu yapanları", neden ve nasıl baş tacı etmeye devam ettiğinizin hesabını verin bakalım; "gönderdikleriniz mi Galatasaray'a yakışmıyordu", yoksa, "antrenman boykotu yaparak" dünya âleme Galatasaray'ı ve yönetiminizi rezil edenler mi?..
Galatasaray tarihinin, gazetecilik ve spor yazarlığı yaptığım 59 yıllık döneminde, "kulübü kötü, çok kötü yöneten" yönetimler gördüm, yazdım, ama samimiyetle söylemem gerekir ki; "kulübü böylesine şaşkın ve tutarsız yöneten" bir yönetime, hemen hemen hiç rastlamadım, Kulübü mali ve idari bakımlardan "çok zor durumlarda bırakıp giden" Faruk Süren ve Ünal Aysal dönemleri de dahil!..
Genç, dürüst, şeffaf, samimi bir teknik adam olan Hamza Hoca'ya üzülüyorum; "böyle" bir yönetimle "işe başladığı ve yürütmek zorunda kaldığı" için. "Dördüncü yıldızı ağzına almaması" gerek, "Ünal Aysal'ın Fatih Terim'i gönderme hamlesinden beri" olanlar, zaten "4'üncü yıldızın hak edilemeyeceğini" ortaya koyuyordu; bu yönetim, olanların da üzerine tuz, biber ekti!..
Ne diyeyim, Galatasaray'ın hocalarına da, sporcularına da, camiasına da, taraftarlarına da Allah kolaylık ve sabır versin!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.