"Ceza az, ağırlaştırılsın" itirazının "ne kadar göstermelik olduğu" çok açık; "bu hâle getirilmiş" talimatlarla ne yapacak Disiplin ve Tahkim Kurulları?
Vay canına; demek ki, Futbol Federasyonu'nun bir "Hukuk Kurulu varmış" ve bu Hukuk Kurulu, "Futbolumuzun Disiplin Talimatları ortada iken, 6222 ve 6259 sayılı özel kanunlar ortada iken, spor suçları ile ilgili cezaları, neredeyse 'yok'a indiren' Disiplin Kurulu kararları ile, o cezaları bile kuşa çevire çevire iyice gülünç hâle getiren Tahkim Kurulu kararlarına itiraz edebilirmiş"; evet vay canına sayın okurlarım, vay canına!..
"O tükürük değildi, ağızdan çıkan sıvıydı" gibi, "bilim tarihine geçecek" bir gerekçe ile "işlenen suçun karşılığı olması gereken" cezanın, Disiplin Kurulu - Tahkim Kurulu kararları ile "mavi boncukçuluğun zirvesine vurdurulmasına itiraz etmeyen" bir Hukuk Kurulu'nun birdenbire "Benim itiraz hakkım ve yetkim var" uyanışını bilmem ki nasıl izah edebiliriz?..
İnsanın soracağı geliyor; "Hangi dağda kurt öldü?"; yoksa "çok daha yüksek dağlardan sert bir rüzgar mı esti?.."
"Manisa'daki maçtaki olaylar için Galatasaray ile Fenerbahçe'ye verilen ceza az" itirazını yapan Hukuk Kurulu, "Disiplin Talimatlarındaki ceza hükümleri, kulüplerin, daha doğrusu Büyük Kulüpler'in baskı ve istekleri" ile "caydırıcılık" ilkesi paspas edilerek tam tabiri ile "dilim dilim doğranırken", neredeydi; yoksa, "bu doğramayı hukuki kılıfına uyduran" ve "Tamamdır, uygulayabilirsiniz" fetvası veren o kurul muydu?..
"Ceza az, ağırlaştırılsın" itirazının "ne kadar göstermelik olduğu" çok açık; "bu hâle getirilmiş" talimatlarla ne yapacak Disiplin ve Tahkim Kurulları; ya "verilen para cezasını arttıracak" ya da mesela "verebilirse", evet verebilirse, "tribün cezası" verecek; yani Fenerbahçe ve Galatasaray'ın "birer tane kale arkası tribünü çok çok bir maç kapanacak"; aman "ne caydırıcı ceza" değil mi; nasıl da korkutacak "büyük kulüpleri ve taraftarlarını?.."
Ayıptır; "güldürmeyin" kendinize milleti, bizleri de "aptal" yerine koymayın; Manisa'da olanlar için "bu cezalar" bir "fiske bile değildir!.."
İşte, Dünya Kupası'nda Uruguaylı Suarez'e FIFA, daha önce de İngiltere Futbol Federasyonu Disiplin Kurulları'nın verdiği cezalara, daha bir hafta önce de İspanya Futbol Federasyonu Disiplin Kurulu'nun "Süper Kupa'yı kazanan" Atletico Madrid'in hocasına verdiği "yıldırım" cezaya bir bakın, bir de "Galatasaray'a, Fenerbahçe'ye, kaleci Volkan'a verilen" cezaya ve de tümüyle "Federasyon olarak, Federasyon kurulları olarak" sizler aynaya bakın; bilmem ki ne göreceksiniz, o aynada?..
Daha dün "bugün söylediklerinin kulüp başkanı olarak tam tersini yapan" bir zatın "Futbol Federasyonu Başkanı olduğu" bir ülkede "bu işler düzelir" mi?..
Abdullah Kiğılı gibi "bir insanı, bir büyük Fenerbahçeliyi, örnek bir spor yöneticisini" bile "çileden çıkaran" bir Aziz Yıldırım'ın "kulübü tümüyle teslim almasını önleyemeyen" bir sistem ile "bu işler düzelir" mi?..
"Kulüp padişahlığında onunla yarışmaya özenen" Ünal Aysal'ların , Fikret Orman'ların, İbrahim Hacıosmanoğlu'ların ve diğerlerinin futbolumuza hakim olduğu bir çark işlediği sürece, "bu işler düzelir" mi?..
Bu zatlara ve onlar gibi davranan yöneticilere verilen cezaları , "sezon sonunda sabıka dosyasından çıkaran" ve "sabıkasız olarak yeni sezonda sil baştan yapmalarını sağlayan bir disiplin anlayışının koruması ve kollaması ile rekabeti düşmanlığa çeviren ve taraftarı tahrik eden süreç" işledikçe, "bu işler düzelir" mi?..
"Düzelir" diyenleredir, bu zatların "sindirdiği" spor medyasının çoğunluğunun "önemli" aktörlerinedir, "kulüp aidiyetini sporun çok önüne koyan" anlı ve de şanlı birçok meslektaşımadır, son sözüm; bizler de dahil olmak üzere "on binlerin, hatta yüz binlerin, belki de milyonların ekmek parası olan" "Futbol", ülkemizde "seyredilir" olmaktan çoktan çıktı, "iğrenilir" hâle geldi; kimlerle?..