Yöneticilerin çoğu "Prandelli ile bu iş yürümez, hemen gönderilmeli" düşüncesindeler ama kırık testi elde, su kenarına gidilip duruluyor!..
Testi çatlamaktan da öte, kırıldı, her tarafı delik deşik, ama Galatasaray'ın "yeni" başkanı Duygun Yarsuvat, işin hâlâ farkında değil; bu "delik deşik testi" ile "su kenarından" eve su taşımaya çalışıyor!..
"Su kenarı da nereden çıktı" demeyin; şöyle bir araştırdım; sözlüklerde bulabildiğim şu oldu (Ben, "o sözlüklerin" yalancısıyım); "Yarsuvat" , Kırımca (Tatarca) da, "Su kenarı" anlamına geliyor!..
"Su kenarından, kırık testi ile su taşınır mı"; bunu en iyi bilmesi gerekenin de Sayın Yarsuvat olması gerekmiyor mu? Üstelik, yöneticilerin çoğu da "Prandelli ile bu iş yürümez, hemen gönderilmeli" düşüncesindeler ama, "Galatasaray'da Başkan'ın dediği olur" efsanesi yüzünden, "kırık testi elde, su kenarına gidilip duruluyor!.."
Prandelli yönetimindeki Galatasaray takımının bütün bir sezon "hep kazanması" mümkün mü; değil!..
"Her kötü sonuçta", Galatasaray takımı da, Prandelli de "yerden yere vurulmayacak" mı; vurulacak!..
Peki, nasıl yürüyecek bu iş, nasıl ilerlenecek "4. Yıldız" yolunda?..
Morali sıfır, "darmadağın olmuş", eleştirilerden bunalmış bir teknik adamla, "bu takım" nereye kadar gidebilecek?..
Yarsuvat nasıl farkında olmaz; "Galatasaraylı futbolculara hakaret derecesine varan eleştiriler yapılırken, Prandelli ile devam edilmesi kampanyasının da beraber yürütüldüğünün?.."
Asıl soru şu; "Prandelli kalsın, Galatasaraylı futbolcular moralman bitirilsin" hedefinin, kimler tarafından gazete sayfalarında, TV ekranlarında yürütüldüğünün bile farkında olamayan bir Başkan ve yönetimle, Galatasaray'ın düzlüğe çıkması mümkün mü?..
"Yorumcu", hem de "anlı şanlı yorumcu" diye TV'lere çıkarılan, gazetelerin spor sayfalarında "baş köşelere oturtulan" Fenerbahçeli, Beşiktaşlı bazı "eski" futbolcular, hiç sıkılmadan diyorlar ki; "Galatasaray takımı, Avrupa maçlarını başarı ile yürütecek kalite ve yeterlilikte değil"; devamında "özetle" demeye getiriyorlar ki; "Bu durumun sorumlusu Prandelli değil, o yeterli bir hoca, iyi işler yapmaya çalışıyor, kalmalı!.."
Onların karşılarında "sunucu" diye oturan, çoğu gazeteci, spor yazarı meslektaşlarımızın bir tanesi de demiyor ki; "İyi söylüyorsunuz, hoş söylüyorsunuz da, daha dün gibi bir süreçte, iki sezon üst üste gruplarından çıkan, Real Madrid'leri, Manchester United'ları yenen, son 16'lara, son 8'lere kalan Galatasaray kadrosu çok mu değişikti? Dahası o kadroya, son sezonda yapılan onca transfer eklenmedi mi; böyle bir kadro nasıl yetersiz olabiliyor?.."
Ve "o" gazeteci arkadaşlarımızın "isimler vererek" devam etmeleri gerekmiyor mu; "Sadece bir 35'ine dayanmış Drogba mıdır, tek başına Galatasaray takımını Avrupa için yeterli ve kaliteli yapan? Bu takımın 6 oyuncusu Türk Milli Takımı'nda, Sneijder dahil, yabancılarının çoğu kendi ülkelerinin milli takımlarında değil mi? Bu kadro geçen sezon Sabri'yi sol bek oynatmadı mı, daha önce sol açık Riera'dan çakma sol bek yapmadı mı; o kadrolarla Avrupa'da destanlar yazmadı mı?.."
Ve de devam etmeleri gerekmiyor mu; "Selçukların, Meloların, Burakların, Umutların o sezonlardaki gol ve asist istatistiklerine bir bakın, bir de Mancini ve Prandelli süreçlerindeki randımanlarına bakın. Mesela Semih gibi bir pırlantanın ne hâle düşürüldüğünü görmüyor musunuz, Prandelli'nin elinde? Neyin ne olduğu ortada değil mi?.."
Ben de ilave edeyim; "Mancini neden yıllardır Avrupa'da bir iş bulamıyor; Prandelli için 'Pandev ve Dzemaili transferlerinin ardından çıkan' iddialar ne anlama geliyor? Dahası, "bir defacık beraberce antrenmana bile çıkmadığı oyuncuları A2 takımına gönderen bir Hoca'nın hocalıkla mı ilgisi daha çoktur, yoksa Başkan'ın, kim bilir belki de Başkan'ın baş danışmanının elemanı olmakla mı?.. Böyle bir Hoca Galatasaray'a yakışır mı?.."
"Henüz vakit daha da geç olmadan" uyanın ey Galatasaraylı yöneticiler, Başkanınız dahil; "Galatasaray'a kurulan kumpası fark edin" ve ona göre hareket edin!..
Aksi hâlde, "bütün iyi niyetinize de, para bulma çabalarınıza da, sizlere de, Galatasaray'a da yazık olacak" ve de "kumpası kuranlar" ellerini ovuşturarak, "Yaşasın başardık" diye bayram yapacaklar; haberiniz olsun!..