"Kirli" bir temizlik mi?

A -
A +

Lâfı uzatmadan konuya gireyim!.. Sevgili Haşmet Babaoğlu'nun 6 temmuz pazartesi günkü yazısından bir bölüm: "Hangi kulüp başkanı objektif yorum ve habercilikten hoşlanıyor? Hatta bazıları bundan nefret ediyor. Koşullar el verse gazetelere, televizyonlara baskın yapacaklar. Onlara göre medya sadece kendilerinin istediği ve izin verdiği haberleri yapmalı! Futbol yorumcuları da yağdanlık olmalı! Şimdi söyleyin bakalım. Bu başkanlar takımlarının 'hastası' medya patronlarını etkilemezler mi? O formalı medya patronları da bir yıl, iki yıl direnseler bile, onca tazyik karşısında eninde sonunda pes edip başkanların isteklerine boyun eğmezler mi? ... Ne demek bu şimdi, diyeceksiniz. Şu demek: Önümüzdeki Süper Lig sezonu kıran kırana geçecek! Görüyorsunuz, büyük kulüpler krizi falan umursamadan çılgıncasına para harcıyor. Ne için? Ne pahasına olursa olsun, şampiyon olmak için!.. Bu durumda, kulüp yöneticilerinin kendi takımlarının fanatik taraftarı olan medya patronlarını, hatta reklam verenleri 'göreve çağırmaları' ihtimalini yabana atmamalıyız. Yani demem o ki... Önümüzdeki sezon başlamadan önce medyada çok kirli bir 'temizlik operasyonu' başlayabilir. Kimsenin günahını almak istemem! Ancak içimde tatsız bir his var!" *** Aynı gün Vatan Gazetesi'nde "90 Dakika son düdüğü çaldı" başlıklı bir haber: "NTV yönetimi 'kriz'i neden gösterip bir ekran klasiği olan ve '500' bölümü geçen ünlü spor programını sezon öncesinde yayından kaldırdı. Bir ekran klasiği olan pazartesi akşamlarının vazgeçilmezi '90 Dakika' yayından kalktı. NTV yönetimi, yeni sezondan itibaren 1998 yılından beri ekranlarda olan başarılı spor programının yayınına son verme kararı aldı. Spor ve futbol tartışma programları arasında yıllardır hep ödül alan 90 Dakika'yı 11 yıl önce Kenan Onuk başlatmıştı. Onuk'un 2005 yılında vefat etmesinden sonra sunuculuk bayrağını Fuat Akdağ devraldı. Zaman zaman yorumcu değişiklikleri yaşayan programda Hıncal Uluç ve Haşmet Babaoğlu yıllardır yer alırken, ekibe uzun bir dönem önce de Mehmet Yakup Yılmaz katılmıştı. Yayınlandığı dönemlerde en çok eleştiriyi F.Bahçe yönetimleri ve sarı-lacivertli taraftarlardan alan programın sona erdirilmesinin gerekçesi ise ekonomik kriz olarak gösterildi. NTV yönetimi krizi gerekçe gösterip yorumculara bu kararı bildirirken, 90 Dakika'nın sona erdirilmesi ve sebebi büyük tartışmalara yol açabilir. Bu konuda birçok spekülâsyonun ortaya atılması bekleniyor. Program yayınlandığı dönemde sayısız ödül alırken 500'den fazla bölümle ekrana gelmeyi başaran ender spor yayınlarından birisi olmuştu." *** 5 Temmuz Pazar sabahı Alaçatı'da, "kır evi" kahvaltısında "90 Dakika'nın yayından kaldırıldığı" haberi, Haşmet Babaoğlu tarafından Hıncal Uluç'a verilirken, ben de oradaydım. Masada "sporla, futbolla iç içe daha bir çok kişi" vardı!.. "90 Dakika olayının arkasında ne olabilir" sorusu tartışıldı ve "şu görüşte" birleşildi; "Bu olayın ardında büyük bir ihtimalle, 'dışarıdan baskı' var!.." Ve de masada "Bu baskıyı kim yapabilir" sorusuna da cevap verildi; "doğru ise", çok yakında kokusu çıkar ve her taraf yayılır!.. "İnanmak, hiç inanmak istemiyorum" ama, eğer "o masadaki genel kanıya uyan tatsız gelişmeler olursa", şimdiden yazayım; sevgili Haşmet, "spor medyasındaki yakın geleceği doğru tahmin etmiş" olacaktır; "Çok kirli bir temizlik operasyonu!.." Yani, "Çok TV yöneticisinin, spor sorumlusunun, spor yorumcusunun, gazetelerde de çok genel yayın müdürünün, spor müdürünün, spor yazarının 'başının ağrıyacağı' ve de 'baskıya boyun eğilmez ve teslim olunmazsa, işsiz bile kalanların sıraya gireceği' bir sezon başlıyor" demektir!.. Medyamızın, spor camiamızın ve de spor kamuoyumuzun düşünmesi ve tartışması gereken "temel" iki soru şu: Yoksa, "sporda bile hür olamayan" bir medya ile mi karşı karşıya kalacağız?.. Ve de "teslim" mi olacağız?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.