Kızmaca yok!...

A -
A +

Bunca yılın tecrübesine rağmen, "üstelik" İtalya gibi bir ülkede "hocalık yapmasına rağmen" Fatih Terim hâlâ "Gazeteci nedir, ne yapar, medya nedir ne yapar" sorularının cevaplarını "öğrenebilmiş" değil!.. Avrupa Şampiyonası Finalleri'ne gidecek kadroyu açıkladı; elbette futbolla ilgililer insanın kafasında beliren soruları, spor yazarları ve futbol yorumcuları da sormaya, yazmaya başladılar; "Filan neden yok, falan neden var?.." Ben, genelde "Savaşı kaybetseydik, kimin kellesini isteyecektiniz, elbette komutan olarak benim kellemi" diyen komutanın bu sözüne "saygı duyan" bir kişi olarak, teknik direktörlerin "kasıtlı, art niyetli, şaşırtıcı, ürküten" kararları ve de "bütün eleştirilere ve sorulara karşılık, kamuoyunu tatmin edici bir açıklama getirilmeyen" adımları dışında, hocalara "Neden falanı aldın, neden filancayı oynatmadın" demem!.. Zira, yetkili olan ve kötü sonuçlarda hesap verecek olan odur, takıma taktik verecek odur, kadrosunu da, sahaya süreceği on biri de tespit etmek, şaşırmadığı ve göz göre göre hata ve yanlış yapmadığı takdirde onun en tabii hakkıdır!.. Amma, "bu durum", mücadele edeceği kadro hakkında ve "bu kadronun bana neler hissettirdiğine dair" görüşlerimi söylememi ve yazmamı engellemez; bir spor yazarı olarak "bu" benim en tabii hakkımdır; bu hakkı ister kullanırım, ister kullanmam; buna Fatih Terim karışamaz. Hele hele "her zaman yaptığı" ve "bu defa da tekrarladığı" gibi, spor yazarlarının ve futbol yorumcularının "kadroyla ilgili soru ve yorumlarını küçümseyen, gereksiz bulan" söz ve açıklamalar yapmaya hakkı hiç yoktur!.. Gazeteci görevini yapacak, hatta bazen "Terim'in yaptığı görevle ilgili en saçma soruları bile" soracaktır!.." Milli Takım Teknik Direktörü olarak Terim'in yapacağı iki iş vardır; ister soruya cevap verir, ister vermez; ama "Bu nasıl soru" diye işini yapan gazeteciyi, spor yazarını "küçümseyemez"; küçümserse, o zaman eleştirilmek ve hatta "küçümsenmek" durumunda kalacağını da iyi bilmelidir!.. "Hamama giren terler"; terlemek istemiyorsan hamama girmeyeceksin!.. Terim "sık sık tekrarlar" ve iyi bilir ki; "Her firavunun bir Musa'sı vardır"; onun için "Firavun gibi davranmamalıdır!.." "İmparator" unvanı ona, "Firavun gibi davranması için" verilmedi!.. "Hak edenler burada" diyor; kime göre?.. "Tartı" ne?.. "Orada olmayanlar" hak etmediler mi?.. Yoksa "hak edenler" var da; o "hak edenler" Terim'in "bazı takıntıları" sebebiylemi, "hak etmemişler" grubuna sokuldu?.. Elbette, "hak ettiklerine inanılanlar", eğer Fatih Terim tarafından "hak etmemişler grubuna ayrılmışlarsa", bu gruba ayrılanların "hak ettiklerine inananlar" tarafından Terim'e sorular da sorulacaktır, eleştiriler de yapılacaktır!.. Mesela ben diyorum ki; "Türk futbolunun gelmiş geçmiş en büyük futbolcusu olan Hakan Şükür, hem dünüyle, hem bugünüyle finallere gitmeyi anasının ak sütü gibi hak etmişti, ama Terim, saçma sapan ve ipsiz sapsız bir takım söylentiler sebebiyle onu kadroya çağırmaya cesaret edemedi; hem adaletsizlik yaptı, hem vefasızlık!.." Ya da diyorum ki; "Fatih Terim, 'cip' meselesinin rövanşını almak için", bu fırsatı kaçırmadı; durumu 1-1 yaptı!.." Ya da .. Arka arkaya böyle "çok cümle" kurabilirim; bu benim hakkım, Terim çıkıp da bana "Bu sorular da neyin nesi, bunları nasıl söylersin, yazarsın" diyemez, "varsa" cevaplarını "Milli Takım Teknik Direktörüne yakışır bir şekilde" verir, yoksa susar, duymaz, oturur!.. Mesela, ben diyebilirim ki; "Terim, rakiplerinden korkuyor, çağırdığı forvetlere bakınca, anlaşılıyor ki, finallerde, savunma ağırlıklı bir futbol oynayacağız ve ancak Nihat'ın uzaktan atacağı gollere ümit bağlayacağız, oraya beraberliklere ve tek gollü galibiyetle razı olarak gidiyoruz; çağırdığı forvetlerin verdiği mesaj budur!.." "Nihat hariç", diğer çağrılanlardan "çok daha iyi forvetler vardı" Türkiye'de, kadroda yer almayı hak etmişlerdi; Terim'in "korku dolu kafasında yer bulamadılar!.." İşi, "Hak edenler burada" diye geçiştirmeye çalışırsa, benden alacağı cevap "böyle" olabilir ve oldu da!.. Elbette "başka" meslektaşlarım da ona "gereken cevabı vereceklerdir; veriyorlar!.." Terim ve Terim gibi "devamlı spor yazarları ve yorumcularla didişen" hocalar iyi öğrenmeliler ki; gazetecilere, spor yazarlarına "mesleklerini öğretme" hakları ve yetkileri yoktur!.. Biz, "gazeteci olarak" görevimizi yapacağız, o da "Milli Takımın Hocası olarak" kendi görevini!.. Dünya'nın en gözde, en ünlü teknik adamları için neler yazılıp çiziliyor, nasıl eleştiriliyorlar, onlardan medya nasıl hesap soruyor; bilmeyen, görmeyen, duymayan var mı?.. Peki, Terim'in ne ayrıcalığı var?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.