"Konuşma" diyecek yok mu?..

A -
A +
Beşiktaş maçından sonra Galatasaray Başkan Yardımcısı Abdurrahim Albayrak, "göğsünü gere gere" TV kameralarına ve spor yazarlarına diyor ki: "Buradan açıklıyorum, başta Selçuk kaptan olmak üzere tüm oyuncuların kulüp için yaptığı kolaylığı herkes bilmeli. 2014 sonu itibariyle Finansal Fair Play için tüm oyuncular imza attı. Alacak-verecek sorunu ortadan kalktı."
Aynı maçtan sonra Galatasaray kaptanının bir TV programında söylediği sözler:
"Sadece ben değil bütün takım arkadaşlarım ödeme konusunda 'Nasıl isterseniz öyle yapın' dedi. Çünkü eninde sonunda Abdurrahim Ağabey illa bir şey yapar. Onu da kırmak bize yakışmaz. Çünkü o bizi hiç kırmadı. Her zaman bunu yapmaya hazırız."
Albayrak, övünüyor; Selçuk, "onu" övüyor, ama ikisi de "bu sözlerin nereye kadar gidebileceğini" düşünmüyor, düşünemiyor!..
Sorulara başlayalım: Futbolcuların "gerçekten" kulüpten alacakları kalmamış' mıdır; yoksa, "bu sözler", bütün oyuncuların, "kulüpte alacakları varken", Abdurrahim Albayrak'ın hatırına "Yoktur" imzalarını verdiklerini mi anlatmaktadır?..
"Durum ikinci ihtimal ise", söyler misiniz bana, "bunun" Yıldırım Demirören'in Beşiktaş başkanlığı sırasında, UEFA'ya gönderilen "Futbolcuların kulüpten alacağı yoktur"' kağıtlarının aksine, "alacaklarının olduğunun"  ve de "bazı imzaların futbolcular tarafından atılmadığının" ortaya çıkmasıyla, "UEFA'nın Beşiktaş'a bir yıl Avrupa Kupaları'na katılmama cezası verdiği" olayla, "işin aslı bakımından" ne kadar farkı vardır?..
Mesela, başkan yardımcınızın ve takım kaptanınızın "bu açıklamaları okuyan" UEFA denetçileri, "Türk kulüplerinin bu konuda şaibeli olduklarını" da bildikleri için, Galatasaray'da oynayan "yabancı" futbolcuların menajerlerini çağırarak, "Arkadaş, senin futbolcun 'Alacağım yoktur' imzası vermiş, bu doğru mu? Doğru olmadığı ortaya çıkarsa, sana da, futbolcuna da ağır cezalar verilecek, söyle bakalım; alacağınız var mı, yok mu" derse, o menajer, sonra da o oyuncu "ne diyecektir", acaba?..
Ey, Galatasaray'ın "hukukçuların hukukçusu, hukukçuların hocası" başkanı Prof. Dr. Duygun Yarsuvat ve de "değerli bir hukukçu ve de saygın bir hukuk hocası olan" İkinci Başkanı Prof. Dr. Hamdi Yasaman, söyler misiniz; "Başkan yardımcınızın ve kaptanınızın yukarıdaki sözleri" ne anlama geliyor?..
"Benim" ve "benim gibi çok kişinin" anladığı anlama geliyorsa ki, (Başka anlama gelmesi pek mümkün mü, bilmiyorum; onun için sizin gibi değerli hocalara, hukukçulara soruyorum) sizlerin başkan ve ikinci başkan olduğu bir yönetimde, "başkan yardımcınız ve kaptanınız" nasıl "böyle hassas ve hayati" bir konuda, "böyle düşüncesiz" bir boşboğazlıkla, "övünme ve övme" yarışına soyunurlar?..
"Başta kaptan Selçuk olmak üzere, tüm oyuncuların kulübe yaptığı kolaylık" ne demektir?..
"Abdurrahim Albayrak'ı kırmak bize yakışmaz" ne demektir?..
Eğer "gerçekten ödemeler yapılmış ve futbolcuların kulüpten hiç alacağı kalmamış" ise, bu sözlere "gerek" var mıdır?..
Daha üç gün önce, kameraların karşısına çıkıp da, "Mali fair play için şöyle yapacağız, böyle yapacağız" diye nutuklar atan, herkese gözdağları veren, meydanlar okuyan Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören, Galatasaray'da "herkesin gözü önünde" ve kameraların karşısında "sahneye konan bu 'övme ve övünme' senaryosunun altında 'hangi gerçeğin yattığını' neden araştırmıyor" acaba?..
Yoksa, "kendi yaptığını" hatırlayarak "Duymam, görmem, hiçbir şey yapmam" üçlemesine mi soyundu?..
"Bu sözler" üzerine, olaya "UEFA, FIFA el koyarsa" ne olur; acaba, Galatasaray'da ve Futbol Federasyonu'nda "bunu düşünen" var mı?..
Bir sorum da "aziz" spor basınımıza; palavra transfer haberleriyle manetleri doldurmayı bırakıp" da, "böyle" önemli konuları araştırsak, yazıp, çizsek nasıl olur acaba?..
Yooo, korkmayalım artık, Florya'daki "katil kapının yerinde yerler esiyor!.." 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.