Çok çirkin bir oyun oynanıyor!.. Ve maalesef, bu oyunda medyanın belirli bir kesimi, sorumlularıyla, yorumcularıyla ve yazarlarıyla hem organizatör, hem de başrol oyuncusu olarak görev alıyor!. Oyun, Galatasaray maçlarında yapılan hakem hatalarının "sadece Galatasaray lehine olanları üzerine kurulup", spor sayfalarının manşetlerine ve spor programlarına ayrılan zamanın hemen hemen yarısına taşınıyor!. İpe sapa gelmez "iddialar", hem de hiç bir belgeye ve "ciddi" bilgiye dayanmayan söylentiler, "sanki doğru ve gerçekmiş gibi" ortaya atılıp, "bunların üzerine yorumlar yapılıyor!." İşin asıl garibi, Galatasaray yönetimleri ve camiası yıllardan beri oynanan ama artık iyice çığırından çıkan bu oyunu "bir iki cılız ses dışında" sadece ve sadece seyrediyor!. Federasyon Başkanı Haluk Ulusoy'un "Galatasaraylı olmasına dayanan" iftiralar ve iddialar zincirine her hafta yeni yeni halkalar eklemek için fırsat arayanlara meydan tamamen boş bırakılıyor!. Federasyon Başkanı'nın, Merkez Hakem Komitesi'nin, hakem atamalarını yöneten sorumlunun sözleri bir kenara atılarak, "köstebek" olarak ilân edilen ama "adı bir türlü açıklanmayan", kendisini nasılsa (!) gizleyen bir kişinin "söylediği iddia edilen" ama belgelenemeyen ve bir başka tanığa doğrulattırılamayan sözler "doğru kabul edilerek", maçlardan bir-iki gün önce "Galatasaray karşılaşmalarının hakemlerinin değiştirildiği" üzerine kurgular yapılıyor ve değiştirilen hakemlerin "Galatasaray'ı kazandırdığı" ilân ediliyor!. Bir Allah'ın kulu da çıkıp, "Galatasarayía maç kazandırılmak isteniyorsa, neden hakem değiştirme mekanizması kullanılsın? Doğrudan Galatasaray'a maçı kazandıracak hakem verilir, olur biter. Madem Federasyon ve Merkez Hakem Komitesi Başkanları böyle bir oyunun içindeler ve Galatasaray'ı kazandırmak istiyorlar, hiç dışarıya sızacak bir değiştirme yaparlar mı? Baştan istedikleri hakemi atarlar olur biter!" demiyor!. Yıllarca hakemlik yapmış, FIFA kokartları takmış anlı-şanlı yorumcular, hiç sıkılmadan "hakemler rüzgarın ne taraftan estiğini çok iyi hisseder ve düdükleri öyle çalarlar" diyerek, gelmiş geçmiş tüm hakemlere, kendileri de dahil olmak üzere hakaret ediyorlar, hakem derneklerinden, spor teşkilatından ses seda çıkmıyor! Hepimiz biliyoruz ki, Orhan Şeref Apak'lar, Hasan Polat'lar, Halim Çorbalı'lar Gençlerbirlikli idiler..Zamanlarında, Gençlerbirliği küme düşmekten zor kurtulur, hatta düşerdi!.. Şenes Erzik'ler, Ayhan Bermek'ler, Abdullah Kiğılı'lar Fenerbahçeli idiler, Federasyonun başkan ve asbaşkanlıklarını paylaşırlardı; kimseler çıkıp da "hakemler rüzgârın estiği yönü iyi bilir, öyle düdük çalarlar" demezdi!. Bu nasıl iştir ki, "hakemler rüzgâra göre düdük çalıyor" ama, geçen yıl 4-5 puan önde olan Galatasaray, ligin finişinde hem de kendi sahasında art arda mağlubiyetler alarak şampiyonluğu kaybediyor? Biraz insaf..Biraz iz'an..Biraz vicdan!.. Türkiye'nin en tecrübeli, uluslararası yan hakemlerinden birinin "alt - üst - yan kameralardan dakikalarca ileri - geri oynatılarak ancak kaçırdığı tespit edilebilen" bir ofsayt pozisyonu da "orta hakeme yüklenerek" yapılan "çirkin infaz" için söylenecek çok şey var!. "Bunları bahane ederek", bir de "torba da... Torba..." diye tutturan bu ünlü "eski hakemlere" de en iyi cevabı MHK Başkanı Bülent Yavuz ve "asıl" UEFA Asbaşkanı Şenes Erzik verdi; "UEFA kesinlikle torba sistemini istemiyor!." Gelişmelerden bu kadar uzak "hakem yorumcularının", TV ekranlarındaki ô"yanlı ve agresif konuşmalarının nasıl çürük temellere dayandığını ve nasıl çarpıtılan bilgilerin üzerine oturtulduğunu" sadece bu çelişki bile ortaya koymuyor mu? Sözü fazla uzatmayalım: Hele hele, "teknik direktörlerini sahada adeta sabote eden" ve saha dışında da "bu durumu açık açık gazetecilere de anlatmaya başlayan" futbolcularını yola getirmek yerine, "Galatasaray ile uğraşmaya çalışan" bazı yöneticilerin durumları daha da acıklı!. Çok bilinen bir söz vardır, "teşbihte hata olmaz" diyerek hatırlatalım; "kedi-ciğer meselesi!." Herkes şunu iyi bilsin!.. Her insan gibi, Ali Uluyol da hata yapabilir, yapmıştır da!.. Ama Ali Uluyol "dürüst bir insandır!.Temiz bir insandır!.." Başkaları hata yapınca "Gördüğünü çalıyor, hatalı olabilir" deyip, Ali Uluyol yapınca "bilerek yaptı" demeye getirerek, ona çamur atmaya kalkanlar, önce aynaya baksınlar; bakalım ne görecekler? "Ağzında lâf eveleyip geveleyerek lige gölge düşürmekle", dürüstlük taslayamazlar!. Bildikleri bir şey varsa, erkekçe çıkarlar ve açık açık söylerler!. Durum açık; "Köstebek söyledi" demekle, "köstebeğin ancak suç ortağı olunur!." Yazık!..