Önce... Lazio ve F.Bahçe maçları öncesi Beşiktaş fevkalede kötü bir futbol sergiledi. Sonra... Çok çirkin bir olayı yazmam ve kınamam gerekiyor; terör kurbanı insanlarımız için yapılan saygı duruşunda bir bölüm seyircinin saygısızlık histerisi içine girmesi ve "PKK'lı, Cimbomlu, küfürlü" tezahüratları Beşiktaş'a ve Beşiktaş camiasına hiç yakışmayan bir görüntü verdi. Daha sonra... Arka arkaya biri televizyonda, öteki tribünde seyrettiğim iki karşılaşmanın favorisi olan biri şampiyonluğun en güçlü adayı, iki büyük takımımızın oynadığı futbola bakıp, Letonya'yı neden eleyemediğimizin hesabını iyi yapmamız gerek!.. Beşiktaş, ceza değil, mükafat olan İzmir Atatürk Stadı'na gelen taraftarlarını büyük bir hayal kırıklığına uğratacak kadar durgun ve etkisizdi. Maçın bütün bölümünde topa ve sahaya hakim olamadı. Defans hataları, orta sahanın yürüyerek oynaması ve bol top kaybı, Konyaspor'un 90 dakikayı başabaş, hatta rahat geçirmesine yol açtı. Son dakikalarda karambolde direkten dönen top da olmasa yeşil-beyazlıların yüreklerini ağızlarına getirecek bir pozisyon hemen hemen yoktu. 55.dakikadan itibaren tribünlerden gelen ıslıkların da uyarısıyla Lucescu, ard arda değişiklikler yaptı, Sinan'ı, A.Hassan'ı ve Tümer'i oyuna alarak kozlarını oynadı. Bu arada A.Dursun'un oyundan çıkarken, Beşiktaşlı taraftarların öfkesiyle karşılaşması da maçın ilginç notları arasına girdi. Oyunun son 5 dakikasında akılları başlarına gelen Beşiktaşlılar, Konyasporlu futbolcuların beraberliği koruma gayretleri içinde rakip kaleye yüklendiler. Yeşil-beyazlıların oyuncu değiştirerek Beşiktaş baskısını soğutmak gayretleri tribünlerin bir başka öfkesine sahne oldu. Ve uzatma dakikaları içinde Beşiktaşlılar, 3 puanı getirecek golü arama gayretlerinde ve panik içinde bol top kaybına devam ettiler. Aradıkları golü bulamayınca G.Saray'ın mağlubiyetiyle ayaklarına gelen büyük avantajı kaybettiler. Hakem triosu tarafsız, az hatalı bir maç yönettiler.