Küçük dünyalılar!..

A -
A +

''PAOK diye bir kulüpten, Rodrigues diye sıradan birini alan G.Saray Kulübü, sanki dünya yıldızı almış gibi davranıyor. İşte yönetimin kafa yapısı bu!''

 

İnsanın biraz yüzü kızarır; Galatasaray gibi bir Avrupa, hatta dünya kulübünü yönetenler, dünyada benzeri en az 1000 tane, Avrupa’da benzeri en az 500 tane olan ve de PAOK gibi bir kulüpten gelen bir futbolcu için kulübün resmi sitesi adeta donatılıyor, resimler, haberler say say bitmiyor, basına “takip programları” veriliyor, kısıtlamalar konuluyor, sanki “yeni” bir Sneijder, Drogba transfer ediliyor!.. 
Böylece, herkesi kendilerine de, kulüplerine de güldürüyorlar; bu nasıl bir “küçük dünyalılıktır” ki, bir de “büyük iş yaptıklarını” zannediyorlar!..
Kimdir bu “PAOK’tan gelen” ve imza töreni yapılan” ve “Hollandalı olmaktan öteye” ne özelliği vardır; dahası ve asıl önemlisi “3.5 milyon avro bonservis bedeli” neden ödenmiştir; hem de Galatasaray mali krizin ve UEFA kısıtlamalarının kıskacında iken?..
Bu yönetim değil midir, Galatasaray’ın “son 15 yılında hovardaca harcanan paralar için” tarafsız bir yabancı denetim şirketine denetim yaptıran?..
Özbek yönetimini “15 yıllık denetim yapmaya mecbur eden” tablo için bu yönetimin “istifa ettirilen” genel sekreteri Fatih İşbecer ne demişti; “Galatasaray fakirleşirken, bazıları zenginleşti!..”
Galatasaray’ın eski başkanlarından “hukuk profesörü” Duygun Yarsuvat ne demişti; “Galatasaray’ın malı deniz, yemeyen keriz!..”
Bakınız, Galatasaray’da, “söylenen, bilinen, konuşulan, tartışılan parasal gerçeklerin, iddiaların üzerine gidilmediği sürece”, değil bir Riva, bir Florya, bin Riva, bin Florya satılsa, dönüp dolaşılıp gelinecek nokta, gene “bugünkü noktadır”; kimsenin şüphesi olmasın!..
Bir “Bakınız” daha; sadece iki örnek vereceğim, “mahkemelere düştüğü için” inkar edilemez; “Avukat olmayan bir hamımla avukatlık sözleşmesi imzalayan ve ona kulübün 500 bin lirasını kaptıran” bir başkan ve yönetimi için ne yapıldı?..
Galatasaray mağaza stoklarından kaybolan 1 milyon liralık formaların sorumlusu bulundu mu, hesabı soruldu mu?..
Galatasaray Tüzüğü, bu gibi olaylarla ilgili “çok net” hükümlerle dolu, “yapan” dahası “soruşturmayan” yani “gereğini yapmayan” yöneticileri de sorumlu tutuyor ve “tazmin ederler” diyor, Tüzük!..
“Efendim, Galatasaray başkanları ve yöneticileri mahkemelere düşürülür mü” şeklindeki “ayıplı ve gülünç” mazeretin, bahanenin arkasına saklanılarak, “en yetkili makamlarda oturanlar” tarafından “Galatasaray fakirleşirken, birileri zenginleşmiş” ve de “Galatasaray’ın malı deniz, yemeyen keriz” sözleriyle ifade edilmiş acı tablonun, devamını istemek ne demektir ve kimleri korumaktır?..
“Yığın yığın alınan ve doğru dürüst birkaç maç bile oynamadan fiilen kapının önüne konulan” ama “hukuken kulüp tarafından milyon avrolar tutan paraları tıkır tıkır ödenmeye devam edilen, tazminatları verilen ve böylece “borç içindeki” Galatasaray’a çok pahalıya mal olan transferleri yapanlardan hesap sorulmazsa, “zengin edilen” futbolcu simsarlarıyla kimlerin kol kola dolaştığı araştırılmazsa, ne olacaktır, bu işin sonu?..
Ey Dursun Özbek Başkan, “dut yemiş bülbüle dönmenin” ve “yabancı şirkete yaptırılan denetlemenin sonuçlarının üzerine yatarak”, bu konudaki iddialarla ilgili “iki cümlelik bir açıklama bile yapmamanın” sebebi ne ola ki?..
Varsa, suç raporunu kasaya saklamak, suçluyu adalet önüne çıkarmamak, Galatasaray’ın Tüzüğü’nün hangi maddesinde yazıyor, söyle Galatasaraylılara; yoksa “o raporun son durumunu konuşmaya bile” korkuyor musun?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.