Küçük hedefin, büyük takımı!..

A -
A +

Fenerbahçe bu işi beceremiyor!.. "Böyle" giderse, daha uzun zaman da beceremeyecek!.. Neden?.. Zira, "Türkiye için büyük düşünen kafalar", iş "uluslararası arena için şart olan düşünceye gelince" küçüldükçe küçülüyor!.. Başkanı böyle... Yönetimi böyle... Teknik adamı böyle... Futbolcusu böyle... Taraftarı böyle... Ve de "asıl önemlisi", Başkan'ı da, yönetimi de, teknik adamı da "asıl hedefe yöneltecek olan" Fenerbahçe medyası da böyle!.. Ben hatırlıyorum, Galatasaray'da daha Alp Yalman başkandı; "ara hedef - ana hedef" sözlerini başkan yardımcısı Adnan Polat'tan işittiğim zaman!.. Sevgili Polat diyordu ki; "Galatasaray'ın artık ana hedefi Avrupa Kupaları, ara hedefi ise Galatasaray'ın bu kupalara katılmasını sağlayacak olan Türkiye Ligi ve Türkiye Kupası şampiyonluklarıdır!.." İşte "taa o yıllardan beri" Galatasaray'ın futboldaki stratejisi "bu temel üzerine oturmuştur!.." (Ne yazık ki, Özhan Canaydın - Ergun Gürsoy ikilisi dönemi "bu temeli" yerle yeksan etmiştir!..) Fenerbahçe'de ise "böyle bir strateji" hiç ama hiç olmamıştır!.. Başkan için de, yönetim için de, teknik adam için de, futbolcu için de, hatta taraftar için de "Varsa yoksa Türkiye Ligi şampiyonluğu vardır"; gerisi olsa da olur, olmasa daha iyi olur; zira "Ligde şampiyonluğa oynayan takım, bütün gücünü tek kulvarda harcayacaktır!.." Fenerbahçe medyası da, sanki ve adeta "böylesine küçük bir düşüncenin hınk deyiciliğini yapmak için" vardır!.. Türk futbol tarihinin "gördüğü en pahalı takımlar", işte "bu küçük düşünce üzerine" kurulmakta ve "bu yüzden" Şampiyonlar Ligi'nde "gol yeme rekortmeni" olarak grup sonunculuğuna demir atmaktadır!.. "Düşünce" bu olunca da, "eleştiriler" gerçek yöne doğru değil, "hedef saptıran" yönlere doğru savrulmaktadır!.. Neymiş efendim; "Neden yabancı sayısı serbest bırakılmıyormuş?.." "Bazı kıstaslar konularak" yabancı transferi serbest bırakılsa, bakın neler olurmuş!.. "Bazı kıstaslar" demenin, "transfer edilecek oyuncuların fiyatlarını da büyüteceğinden, büyük takımlara ve özellikle Fenerbahçe'ye bugünkünden çok daha büyük ayrıcalık tanımak" anlamına geldiğini bile göremeyen ya da gördüğü hâlde "görmezlikten gelen" veya anlayamayan "tarafsız(!)" spor yazarlarım ve yorumcularım (Ne dersin sevgili Mehmet Demirkol?), dönüp de Fenerbahçe'nin Başkanı'na ve yönetimine neden şu soruları sormazlar: "Ey arkadaş, yabancı transferinde sınırlandırmanın kaldırılmasını istiyorsun ama, bak elin oğlu geçen yılki kadrosundan 6 en iyi oyuncusu kaybetti, tam 9 oyuncusu değişmiş olarak Şampiyonlar Ligi'ne katıldı; o 10 puan aldı, senin takımın ondan daha büyük yıldızlarla dolu ve daha pahalı ama 4 puanda kaldın; neden?.." "Adam, Cocu gibi adam alıyor, sen Alex gibi; biri 90 dakika sahada basmadık yer bırakmıyor, ofansta var, orta sahada var, defansta var; seninki maçta var mıydı, yok muydu belli değil; bu ne biçim transfer?.." "Şampiyonlar Ligi'nde 'sıfır çeken' Anelka'yı, kaleciyle topun arasına ayağını sokmayacak kadar risksiz oynasın ve bu yüzden maçtaki tek Fenerbahçe fırsatını kaçırsın, koca bir maç başka da hiçbir şey yapmasın diye mi aldınız, Allah aşkına?.." "Yedi pasın üçünü hatalı veren ve buna rağmen arkadaşlarına kızmak için her fırsatı kullanan Appiah'ı, bu kadar kısa zamanda, sahada takımın Ali kıran baş keseni hâline getirmek de neyin nesi oluyor?.." "Sorulması gereken" soruları yazmaya devam etsem, koca bir gazete sayfası dolar, ama ben burada kesiyorum ve Fenerbahçe medyasının yaptığı şeye geliyorum: "Vur hakeme, vur Daum'a olsun bitsin!.." Prens Alexler, kont Anelkalar, büyük şef Appiahlar "koysunlar milyonlarca doları ceplerine", Avrupa maçlarında "saha içi seyircisi", Türkiye maçlarında "saha içi virtüözü olsunlar"; işlem tamam!.. Neden?.. Fenerbahçe camiasının "Avrupa hedefi yok" da ondan!.. "Bir Galatasaray galibiyeti", onları bütün bir sezon mutlu etmeye, "bir lig şampiyonluğu" yıllarca "destan yazmaya" yetip de artıyor bile!.. Bu kafayla, "Avrupa'da başarı" yakalamak mümkün mü?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.