Ne yapıp, edip "Alex'i gönderen" Aykut Kocaman'a ve de "Quaresma da kim" diyen Samet Aybaba'ya selam olsun; son derslerini Kasımpaşa'dan ve Sivasspor'dan aldılar!.. Ne yazık ki, koca Fenerbahçe'yi ve koca Beşiktaş'ı "babalarının çiftliği sanan" iki başkanın, "paratoner olarak kullandıkları" bu iki hocaya sormak gerek; "Kuzum sizler kimsiniz Allah aşkına?.. Ne işiniz var Fenerbahçe gibi, Beşiktaş gibi ülkenin en büyük iki kulübünün futbol takımlarının başında?.." "Takımları koşacakmış"; bu büyük kulübümüzün başında "futboldan bir parçacık" anlayan "başkanlar olsa", Alex'i "sahada top oynamaz hâle getirmek için" her türlü psikolojik senaryoyu aylardır sahneye koyan Aykut Kocaman ile, "birlikte bir antrenman bile yapmadığı" Quaresma için "Takım için oynamıyor, koşmuyor, başına buyruk, o da kim oluyor" diyen Samet Aybaba'yı daha "o dakika" kapının önüne koymaları gerekir!.. Fenerbahçe'de "kötü sonuçların müsebbibi" Alex midir ki, Aykut Kocaman kafayı ona takmış ve "gitmesi için", hem de spor basınındaki "hınk deyicileri" ile yapmadığını bırakmamıştır?.. Ve de "tıpkı" Samet Aybaba gibi, Aykut Kocaman çok iyi bilmelidirler ki, "Büyük 'takım' koşarak olunmaz"; zira bugün "bütün dünyada ve de elbette Türkiye'de (Fenerbahçe hariç; neden acaba?) bütün takımlar koşuyor"; dahası "büyük takım" ile "küçük takım" arasındaki fark, "koşmaktan geçmiyor", fark, "futbolcu kalitesinden, oyun kalitesinden geçiyor!.." "Futbolcu kalitesi de, oyun kalitesi" de, Alex gibi, Quaresma gibi futbolcular ile ortaya çıkıyor; tabii "hoca kalitesi" de; "Alex'leri, Quaresma'ları oynatanlar", oynatabilenler "büyük hoca oluyor", harcayanlar ise; bu cümlenin sonunu getirmeyeyim; zira, Kocaman ve Aybaba çok üzülürler!.. Sen, Alex gibi Fenerbahçe'de "heykeli dikilecek işler yapan" bir kaptanı, "koşmuyor" diyerek, hem de "böyle" gönderirken, takımın "en faydalı" görev adamlarından biri olan Selçuk'u da "taraftar ve seyircinin önüne" Arena'da aslanların önüne atılanlar gibi atmış olacağının farkında değilsen, nasıl Fenerbahçe'ye "hocalık" yapıyorsun, söyler misin bana?.. Sen, "Alex'e yapılan bu vefasızlığı gördükten sonra", Fenerbahçe'de genci, yaşlısı, yerlisi, yabancısı, gelmişi, gelecek olanı bütün futbolcuların "Alex'e bu yapılırsa, bana kim bilir neler yapılmaz" diye düşüneceğini bile fark edemiyorsan, "herkese nasip olmayan" o etiketi nasıl taşımaya devam edeceksin?. Yarın "kalkan" ya da "paratoner" görevin bitince, ya da "kalkanlığı, paratonerliği senden daha iyi yapacak biri bulununca", bugün "Gitmeyeceksin" dediğinde "Emrin olur" deyip kaldığın Aziz Yıldırım, seni "Ali Şen'in yaptığı gibi" kapının önüne koymayacak mı; bunu "bugüne kadar kaç teknik adama yaptı"; sayamadın ise, geriye dönüp bir say!.. İşte Metin Diyadin, "Taviz vermedi, dik durdu" kovdular; işte Şota, "Baktı olmuyor, istifasını verdi"; hem de onca "kal" ısrarına rağmen, "İstifa tek taraflı bir karardır, dönmem" dedi ve çekti gitti; "ilkeli olmak" budur; bu duruşları sergileyemeyen bir hoca, "futbolcusundan nasıl saygı bekleyecektir?.." Aziz Yıldırım / Aykut Kocaman ve de Fikret Orman / Samet Aybaba ikililerinin, anlaşılıyor ki, zamandan ve taraftarlardan hem de "çok" çekeceği var; "onlar için" asıl "kötü ve zor günler" yeni başlıyor!..