Kuruma bulama!..

A -
A +
Kurumsallaşma"  öyle mi?..
Eğer "kurumsallaşmayı böyle yapacaklarsa", Galatasaray'ı "kuruma bulayacaklar" demektir; "buharlı lokomotifler zamanında tünele girip çıkan trende açık unutulan pencerenin önünde oturan adamın suratının kuruma bulanması" gibi!..
Şu "transfer komedilerine bakın" ve "yüze göze bulaştırılan", buram buram yönetimsel beceriksizlik kokan uygulamalara bakın ve de kendi kendinize sorun ey Galatasaraylılar; "Kurumsallaşma da kurumsallaşma" diye tutturan ve "bu şifre ile" şampiyonluk başarısını bile "kutlatmayarak" başarılı bir yönetimi darmadağın eden bir Başkan'ın ve onun "özel danışmanının", namı diğer "Sportif  Direktörün" neler yaptıklarına bakın!..
Bruma meselesi... Burak meselesi... Riera meselesi... Kazım Kazım meselesi... Erkan Zengin ve Serdar Aziz meseleleri!.. Yaz da yaz, dahaları da var ama, "bu kadarı" bile "kurumsallaşma (!) kahramanlarını" anlatmaya yeter!..
Transferin son günlerine gelinmesini bir yana bıraktım, "Şampiyonlar Ligi için oyuncu listesi verilmesi" gibi hayati bir olayda "zaman sıkışması yüzünden" alacaklarını "pahalıya al", satacaklarını "ucuza gönder", hatta "yarı paralarını öde", bazılarını da "böyle bile göndereme!.."
Geçen yıl talimatlara giren "6 + 0 + 4" cenderesini unut, "kapıda bekleyen" Alper'i Fenerbahçe'ye kaptır, sonra da "telaş içinde" oraya buraya koşuştur, sonuç; neredeyse "sıfıra sıfır, elde var sıfır!.."
Az daha unutuyordum; "buna değmiş, buna değmemiş" misali, "kapıya konulacakları" açıklanmış futbolcularla "yeniden masaya otur" ve "Aman ne olur gitmeyin" diye yalvar!..
Eee, "kurumsallaşma da, ekonomisi de böyle oluyor" galiba!..
Şimdi, "Galatasaray Kulübü Başkanı" Ünal Aysal'a değil, "Holdinginin patronu" Ünal Aysal'a soruyorum:
CEO'nuz, Genel Müdür'ünüz, her neyse ve her kimse, "böyle bir tablo ile karşınıza çıksa idi", onu "bir dakika daha fazla koltuğunda oturtur muydunuz?.."
Bitmedi, dahası var; ya "Hoca meselesi?.."
Bunca iddiadan, bunca söylentiden, bunca fısıltıdan sonra, hâlâ "Gel Fatih Hoca, şu sözleşmeni benim görev süremin sonuna kadar uzatalım" diyemeyen, herkesi kahkahalarla güldürecek bahanelerin arkasına saklanarak, "Ocak ayında (Neden acaba, yeni yıl hediyesi (!) mi olacak?) imzalayacağız" açıklamasını yaparak, ocak ayına kadar "her türlü dedikodunun, söylentinin, fısıltının, haber hâline getirilerek gazete manşetlerine, yorum köşelerine düşeceğini bile hesaplayamayan" bir başkan mı, "kurumsallaştıracak" Galatasaray'ı?..
İşte Ahmet Çakar başladı bile; "Aldığım bilgiye göre Galatasaray yönetimi gelecek sezon için Jupp Heynckes'le görüşüyor. Hoca Almanya'da hazır. Alo dediğin an çıkıp gelecek."
Eee, "Ahmet Çakar" bunları söyler de, "başkaları durur" mu; hemen her gün TV'lerde, gazetelerde, "Terim'in yerine kimin geleceğine dair" haberler, yorumlar okumaya devam edeceğiz; peki Hoca bu haberler devam ederken ne yapacak, ya futbolcular?..
Kimler, "gidecek gözü ile bakılan" bir Hoca'ya nasıl güvenecek, inanacak?..
Hele hele, Fatih Hoca "Milli takımın başına da geçmişken?.."
Hiç kimse bakmasın bu "iyimserlik kokutulmaya çalışılan" havaya. Fatih Hoca'nın transfer ayı başlarken verdiği transfer listesinin üçüncü sırasında bulunan Chedjou hariç, başka bir tane oyuncu almadılar, bugüne kadar. Çok açık ki, Galatasaray'daki gerçeği, transferdeki bu gerçek bile çok iyi anlatıyor. Galatasaray yönetimi, transferi, Bülent Tulun'un yerine, Beşiktaş'ın yaptığı gibi bir Fenerbahçeli'ye bıraksaydı bile, bugünkünden daha aydınlık bir tablo ortaya çıkardı, anlayın sizler gerisini!..
Onun için ben de diyorum ki, Fatih Hoca'ya Galatasaray'da bu sezonu çıkartmazlar!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.