Lider ve hocası…

Sesli Dinle
A -
A +

Gerçeği konuşalım, tartışalım ve yazalım…

 

Süper Ligin “kadrosu en dar ve zayıf” iki takımından biri önünde “maçın uzatmalar dâhil son 20 dakikasında panik içinde ‘bir farklık galibiyeti koruma mücadelesi’ yapan” ve de “kaçırılması atılmasından daha zor bir pozisyondan yararlanamayan rakibinin hediyesi olan +2 puanla maçı bitiren” bir Galatasaray var ortada…

 

Şimdi Okan Hoca’ya sormak gerek; “O 20 dakikalık işkenceyi tribünlerdeki 50 bin, TV ekranları başındaki yüz binlerce Galatasaraylıya yaşatan” bir takımın Sivas’tan 3 puan getirmesi” nasıl mümkün olacak?..

 

Bak Hoca’m; “öve öve bitiremediğin gençlerden alınacak 4-5 takviye ile kuracağın iki takımla Süper Lig’de ilk beşe oynayacak” bir kadron var; “güç ve futbolcu kalitesi bakımından” da “Süper Lig’in en iyisi” o kadro!..

 

“Başakşehir ile olanı hariç” oynadığın Süper Lig maçlarından birinde bile “senin kanatlara koyduğun sağlı sollu ikililer” bir türlü “merkezdeki golcülerle ‘el ele gönül gönüle verip’ taraftarlarına ‘bol gollü’ rahat bir karşılaşma” izlettirmediler; neden?..

 

“Çalım sevdalı, karavana şutlu ve ‘ego’ tutkunu kanat adamları sezon başından beri” neden kendilerine, futbola ve takım disiplinine getirilemiyor?..

 

Hâlâ ve hâlâ “birinci bölgede ‘kalecileri de içine alan yan ve geri pas hastalığı’ rakipler bu hastalığın getirdiği hataları ezberleyip, baskıya başlayınca ‘kaptırılan topların ve hatalı pasların bedavadan getirdiği’ gol pozisyonları” ile beslenirken, neden tedavi edilemiyor?.. 

 

Neden, Mertens gibi tecrübeli bir futbolcu, “yan tarafta “bomboş iki takım arkadaşı varken” pas yerine şutu tercih edip ve o şutu da kaleciye nişanlayarak “iki farklı galibiyetin 3 farka ulaşmasını önledikten ve rakibin ‘beraberlik ümidini bitirecek’ golü harcamasından sonra gülebiliyor?..

 

Neden, Torreira gibi bir yıldız, hocası tarafından oyundan alınırken, “hakemin ‘sahayı en kısa yoldan şuradan terk et’ ikazına karşı gelip, ‘panik içindeki takımına zaman kazandırmak için’ inat ederek, ‘sarı kart’ görüp, cezalı duruma düşüyor ve Sivasspor deplasmanına gitmemeyi garantiliyor?.. 

 

Ya, Seferoviç gibi bir golcü, haftalardır “kırgın, küskün ve miskin” bir yıldız futbolcu rolünden soyutlanamıyor?..

 

Ve de, Okan Kocuk gibi bir kaleci, “amatör liglerde oynayan” meslektaşlarına özenen bir durumdan kurtulamıyor?..

 

Hele hele bir düşün; İcardi’nin “sakatlık - tatil çelişkisi içinde kalıp” sadece Türkiye içinde değil, Avrupa’yı da aşarak Arjantin’e kadar uzanan futbol bölgesinde “magazin basınının sansasyon ağlarına düşmesinde” senin sessizliğinin rolü yok mu?..

 

Bak Hoca’m, “o kadar kaliteli bir kadron var” ki, “sezon başındaki ‘Hoca ve transfer gecikmelerinin doğal olarak hazırlık gecikmelerine sebep olmasına rağmen”, Galatasaray yarın Sivas’ta “lider” olarak oynayacak…

 

Eğer “lider dönerse”, diyeceğim ki; “kaliteli kadro, o kaliteli kadroyu hak eden hocası ile beraber ligin sonuna kadar şampiyonluk yarışının içinde olacak…”

 

Ama, “dönemezse”, aynaya bakıp ,” Ben nerede hata yapıyorum” diye düşünmen ve kendi kendinle hesaplaşman şart!..

 

Galatasaraylılar sana güveniyor, onlara “Acaba” dedirtme ve yöneticilerine “başka hoca” aratma!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.