Lige hakem müdahalesi!..

A -
A +

Şenol Güneş "Hakemi konuşursam küçülürüm" dedi; müthiş; hem "hakemi konuşmadı", büyüdü; hem "hakemi konuştu", küçülmedi!.. Bu sözleriyle, "filozof" denilen Aykut Kocaman'a, tam bir "bilgelik" dersi verdi; dahası, "hakemleri" de futbol gündemimizin ortasına, "Kral çıplak" diyerek, oturttu!.. Lâfı daha fazla uzatmadan, hemen söyleyeyim; Süper Lig'in ikinci devresinin ilk haftası da gösterdi ki, 34'üncü haftanın sonundaki puan cetveline "takımların futbolu" kadar, "hakemlerin insafı" ve de "adalet dağıtırken" bir türlü "eşit tartmayan" terazileri tesir edecek!.. Hakem isimlerini yazmayacağım, "kim oldukları" fark etmiyor; ama başta Mahmut Özgener'ler, Oğuz Sarvan'lar, Yüksel Okçuoğlu'lar ve de "bizzat" hakemlerin kendileri olmak üzere hepsi, ellerini vicdanlarına koyup söylesinler bakalım; bu hafta "1-0'lık sonuçlarla biten" maçlarda yapılan ve hem de "doğrudan sonucu tayin eden" hatalar puan cetvelini de doğrudan etkilemeyecek mi; "düşerse" Kasımpaşa'nın düşmesine, "düşerse" Gençlerbirliği'nin düşmesine, "yedikleri gollerdeki" hakem hataları yüzünden, "şampiyonluğu kaybederse", Trabzonspor'un kaybetmesine "verilmeyen penaltısı" ile "hakemler" etki etmiş olmayacak mı?.. Manisaspor maçında, karşılaşmayı tribünden ya da "pozisyonu" TV'den izleyip de Emenike'nin atılışına "vicdanı sızlamayan" bir tane futbolsever var mıdır acaba?.. "O pozisyon haksızlığına göz göre göre uğrayan" Emenike, "üst üste iki sarı kart" ile oyun dışı, ama aynı haftada "başka" maçlarda "saha kenarında hakemlere yapmadıklarını bırakmayan", hatta "tüküren" hocalara gözler kapalı; her maçta "dörder" hakemden, sizler hesap edin, kaç göz kapalı?.. Jaap Uilenberg galiba "boşu boşuna gelip gidiyor", Hollanda'dan; zira "dersleri, öğütleri" hakemlerimizin bir kulağından girip, öteki kulağından çıkıyor; onların "nefes alıp vermeleri", anlaşılıyor ki, Merkez Hakem Komitesi'nin "saklı" nezaretinde, "en başta" Fenerbahçe'nin, "sonra" Galatasaray'ın ve "nihayet" biraz da Beşiktaş'ın "ayar" makinesine bağlı!.. Hadi diyelim ki, "bunlar hakem hataları" ve "Hakemler de insan, hata yapabilirler", Dünya'nın her yerinde de "hakem hataları" oluyor; peki ama ya "tarafsız(!)" spor basınımızın hâli?.. İşte yıllar yılı "değişmeyen" ve de "spor basınımızın durumunu ortaya koyan" üstelik cevabını da çok iyi bildiğimiz, yaşayarak öğrendiğimiz soru; Gençlerbirliği'ni ve Kasımpaşa'yı "mağlûp eden" gollerdeki hakem hataları, Fenerbahçe'nin "başına gelseydi" ne olurdu; Galatasaray'ın başına gelseydi ne olurdu; Beşiktaş'ın başına gelseydi ne olurdu?.. Ve de mesela "Fenerbahçe'nin başına gelse", daha kısa bir süre önce, Aziz Yıldırım'ın "zor günlerinde", onunla "yılın en parlak çakma röportajını yaparak" yeniden "spor sayfalarına dönen" sevgili Uğur Dündar kardeşim, "Geçen haftanın önemli maçlarını seyrettim ve hakemlerde oyunun kaderine hükmedecek büyük hatalar görmedim. Sorumlu mevkide olanlar, ellerini hakemlerin üzerinden çekmeli. Aksi takdirde bu lig, karakolda biter" satırlarının yerine, acaba "neler" yazardı?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.