Lincoln!..

A -
A +

Enteresan; herhalde "bir çoğumuz" başka maç seyrediyor, ben ise "başka" bir maç!.. Kayserispor önünde seyrettiğim Lincoln, sahanın en çok çalışan, en çok koşan, hatta pres yapmaya gayret eden, çoğu zaman iyi paslar veren, arkadaşlarıyla "iyi" anlaşan "en iyi sarı - kırmızılı futbolculardan biri" idi!.. "Burnundan kıl aldırmayan, vurdumduymaz, şımarık bir büyük yıldız" gibi değil, aksine mesela bir "Mehmet Topal gibi" oynamanın gayretindeydi; üstelik "Mehmet Topal kadar" hata da yapmadı !.. Ama "peşin fikirli olduğumuz için" bu maçta diğer maçlara göre "çok daha az düştüğü halde" yazılarımızı onun için "Çıtkırıldım, şımarık, yerden kalkmıyor, bu adam gitmeli" yorumlarıyla doldurduk!.. Çoğumuz ona yapılan çok sert hareketleri, tekmeleri, çelmeleri "görmek bile" istemedik!.. Durum çok açık: "Onca para vererek, bir oyuncuyu alıyorsanız"; onun "huyunu suyunu almadan önce iyi öğrenmeniz, bilmeniz" gerekir!.. Efendim "Ben alayım da, o bana uysun" derseniz, işte karşınıza çıkacak "durum" budur!.. O yaşta "bir büyük yıldızı değiştirmeniz" mümkün değildir;"Huylu huyundan vazgeçmez!.." Lincoln, "bundan önce oynadığı takımlarda neyse ve ne yapmışsa", bugün Galatasaray'da da "öyle" ve "onları" yapıyor; ne eksik, ne fazla!.. Kızabilirsiniz, istemeyebilirsiniz ama "Neden böylesin, değiş" demeye hakkınız yok!.. Sen "yalvar yakar aldın getirdinse ve onca para verdinse"; şimdi "ona göre" davranacaksın!.. Adam bir çocuk gibi; "arkasını sıvazladığın", dahası "aslansın, kaplansın" dediğin zaman yapmayacağı yok; "cezaydı, azardı, fırçaydı" dersen, "onu kaybediyorsun"; küsüyor, kıvırıyor, "sakatım" diyor, istekli oynamıyor, yerden kalmıyor!.. Ya "almayacaktın", aldınsa "huyuna suyuna gidecektin" ya da "burana getirmişse", hiç düşünmeyecek satacaktın!.. "Yoo, ben huyuna suyuna gitmem, o çıkıp oynasın" dersen; olmaz; olmadığı da ortada!.. "Lincoln'ü huyuna suyuna giderek oynatmak", hiçbir zaman "Galatasaray'da futbolcuya dayalı bir sistem" olduğunu göstermez!.. Ya "neyi" gösterir?.. "Çocuk mizaçlı" bir yığın büyük çok büyük sporcuyu, sporcudan da öte insanı, "dahiyi" yönetmeyi, "onlardan azami verimi almayı", yani "pedagoji bilimini bilen" insanların Galatasaray'da "yönetici ve teknik adam olarak bulunduğunu" gösterir!.. "Yok arkadaş, ben pedagoji, medagoji anlamam, Lincoln'ün kaprislerini de çekemem" diyorsanız; onu, değil takıma, yedek kulübesine bile sokmayacak, "Kaç para veriyorlar" demeden satacaksınız; zararın neresinden dönülürse, kârdır!.. Ama, "Steaua Bükreş'i geçip Şampiyonlar Ligi'ne kalmanın Galatasaray'ın kasasına garanti 10 milyon euronun üzerinde parayı getireceği ortada iken", takıma gerekli olan "bir golcü ile bir sağbeki" takıma getirmeyi beceremeyen ve "Steaua maçlarından sonraya bırakan" ama "bol bol elemanın bulunduğu yerlere transfer yapan" bir yönetimden "bu bilimsel davranış" beklenebilir mi?.. Beklenmediği ve beklenemeyeceği "Lincoln'e verilen" ve "Galatasaray tarihinde görülmemiş" ceza ile ortada!.. Bu ceza Lincoln'ün dönüşünü en az "iki hafta geciktirdi"; yoksa Kayserispor maçında, "Kayserispor maçındaki" Lincoln'den çok daha iyi olacaktı!.. Ama, anlayan kim, anlamaya çalışan kim?.. Ortada yok ve olmasını da beklemek ham hayal!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.