Okudum..Bir daha okudum..Bir daha okudum.. Tüylerim diken diken.. "Acaba".. dedim.. "Ciddi" mi, "ironi mi", yoksa "mizah" mı? "Hangi" damgayı vursam, "eğer" köşeye sıkışmışsa, "bu yazının yazarı", hemen noktayı koyabilir: "Anlamamış, anlayamamış; benim maksadım şuydu!.." "Aklı başında" 4-5 arkadaşıma ve meslektaşıma okuttum; onlar da "benim gibi" donup kaldılar!.. "Benden bu kadar" cümlesi olmasa, "ironi" ya da "mizah" anlamına "okumamız" çok daha mümkün ama, "bu üç kelime", yazının, yani "ahlâksız tiyö" nün "ciddi olma" ihtimalini çok ama çok arttırıyor!.. Diyeceğim şu; "ironi ya da mizah olsa dahi" yazı çok ama çok çirkin; tüyler ürpertici... Bakınız açık seçik yazıyorum: 50 yıllık spor yazarlığı ve gazetecilik hayatımda, "spor konusunda çok çirkin" yazılar gördüm, okudum!. "Kastını aşan" çok cümleler gördüm ve okudum!.. Amma... Spor gibi "temiz olması ve kalması" gereken ve "temiz kalması için" durup dinlenmeden "fair play" çağrıları yaptığımız ve hatta "kanunlar çıkardığımız" bir olayın, Atatürk'ün "Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlâklısını severim" dediği "günlük" kahramanlarına, "hangi maksat ve kasıtla olursa olsun" Türkiye'nin en büyük gazetelerinden birinin, bir sayfasının "köşe başında", çıkıp da "ahlâksız tiyö" veren yazı gibisini hemen hemen hiç görmedim!. Şimdi "bazı okurlarımız" diyeceklerdir ki: "Kim yazdı, ne yazdı, biz okumadık!." İyi ki okumadınız... Ben de burada "ne yazdığını anlatacak değilim"; anlatmam, anlatamam.. Amma... "Çok merak eden" olursa, işte o okurlarıma ip uçları: pazar günkü Sabah'ı, salı günkü Sabah'ı ve salı günkü Akşam'ı alsınlar; şu "üçlemeyi okusunlar!.." Salı günkü Sabah'ta sevgili Hıncal Uluç, "3-5 satırla" iki gün önceki "Fenerbahçe'ye ahlâksız tiyö" başlıklı yazının yazarı için yazacağını yazmış.. "Aynı gün", Akşam'da Turgay Renklikurt hocamın "herkesin okuması gereken" bilimsel bir yazısı var; "Bağırsak yazarları".. Onun da okunması gerek.. Ve sonra da düşünmek gerek: "Nereye gidiyoruz, nasıl gidiyoruz?" "Aynı günlerde", Hürriyet Gazetesi'nde bir haber: "Emniyet Genel Müdürlüğü yetkilileri, 2 Ağustos'ta oynanan Ankaragücü - BŞB Ankaraspor TSYD Kupası maçında da ilk yasal işlemin yapıldığını belirterek, 'Maç sırasında bir grup A.Gücü taraftarı, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'e küfür etti. Ardından protokolde oturan Ankaraspor'un asbaşkanı da bu kişilere küfürle karşılık verdi. Bu olay baştan sona kayda alındı. Her iki taraftan da küfreden şahıslar, Solmaz Kılıçtepe Karakolu'nda kimlik teşhisinden geçirildi. Ardından Adliye'ye çıkarılan Asbaşkan ve 15 Ankaragücülü taraftar hakkında Ankara İl Spor Güvenlik Kurulu 1'er milyar para cezası verdi' dediler." "Küfür eden tribünlerdekilere ceza öngören" yasalarımız varken, bunu uygulayan ilgili ve yetkililerimiz, bilmem ki, "suç sayılan bu fiili", öyle ya da böyle, şu veya bu maksatla ve kasıtla "saha içinde teşvik eden" çok ama çok "çirkin" bir yazı için ne düşünüyorlar? Hele hele "benim" meslek kuruluşlarım, gazeteci cemiyetlerim, TSYD'm, Basın Konseyi'm ne düşünüyor? Benim "asıl" sözüm, bu yazının çıktığı gazetenin yetkililerine: "Böyle bir yazıyı" gazeteye koyarken hiç mi okumadınız, okudunuzsa hiç mi "nerelere kadar gidebileceğini" düşünmediniz? Benzer bir yazıyı, bir İngiliz ya da bir İspanyol, bir İtalyan gazetecisi, "tam da bizim bir takımımızın, onların bir takımı ile maç yapacağı günlerin öncesinde" yazsa, "gazeteniz" ne yapardı, "bizler", yani "hepimiz" ne yapardık? Mesleğimize de, spora da, gazetenize de, hatta "o yazıyı yazan" yazarınıza da yazık değil mi?.. Hele hele, hangi "maksatta, kasıtta ve mâna da" olursa olsun "ahlâksız tiyö" verilmeye lâyık görülen Fenerbahçe'ye ve Fenerbahçeli futbolculara çok ama çok daha yazık değil mi?..