Mephisto ve Faust!..

Galatasaray'ın, "kuruluş günlerinden ve İstanbul'u işgal eden güçlere karşı spor ve özellikle futbol alanında mücadelesinden kalma" ve "kendisini diğer kulüplerden ayıran" bir özelliği, bir vasfı vardır; "Galatasaraylılık ruhu!.." Mekteb-i Sultani'nin loş sınıf ve koridorlarından, okul avlusuna, oradan da Galatasaray Kulübü'nün oda ve koridorlarına, oradan da Galatasaraylı sporcuların spor yaptığı sahalara kadar "her Galatasaraylının olduğu yerde dolaştığı" söylenen ve "Galatasaraylılarca kabul gören" bu ruh, sarı-kırmızılı camianın da, sporcularının da, bir asırdan fazla süredir "moral dayanağı" olarak kabul edilir!.. Son günlerde "bu ruhu", Galatasaray Başkanı Adnan Polat "bir vesile ile" yeniden Galatasaray'ın gündemine oturtmuştur!.. Başkan, sarı-kırmızılı futbol takımındaki değişimin ve yeniden yapılanmanın şifresi olarak "Arda Galatasaray'ın ruhudur, futbol takımını yeni sezonda onun etrafında kuracağız" demiştir!.. Ne var ki, Galatasaray Başkanı'nın bu sözlerinin üzerinden "bir ay bile geçmeden", Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım ortaya çıkıp, "Al 15 milyon euroyu, ver Arda'yı" demeye başlamış ve bunu "Adnan Polat'ı her gördüğü yerde ve herkesin ortasında tekrarlamayı" adeta alışkanlık hâline getirmiştir!.. Galatasaray Başkanı'nın "Arda Galatasaray'ın ruhudur" dediği bir süreçte "Al parayı ver Arda'yı" demek ne demektir; "Ben Galatasaray'ın ruhunu satın almak istiyorum" demek değilse, ya nedir?!.. Bilmem ki, ünlü Alman yazarı Johann Wolfgang von Goethe'nin "Faust" adlı çok ünlü eserini, o eserin kahramanı Faust'u ve "Faust'un ruhunu satın almak isteyen" Mephisto'yu hatırlayanınız oldu mu?.. Bir kulüp başkanının "Benim kulübümün, benim takımımın ruhudur" dediği bir oyuncu için, çıkıp da "Al parayı ver o oyuncuyu" demek, en azından "futbolun Mephisto'luğuna soyunmak" ve de "Arda üzerinden", Galatasaray'ı ve "Arda Galatasaray'ın ruhudur" diyen Galatasaray Başkanı Adnan Polat'ı "Faust yerine koymak" değilse ne demektir?.. Siz, "fair play konusunda" Fenerbahçeli taraftarların "yere göğe koyamadıkları" ve de "toz kondurmadıkları", en ufak eleştiride, eleştiriyi yapanlara "söylenmedik söz bırakmadıkları" Aziz Başkan'ın, mevsim başında "en azından görüntü olarak" soyunduğu "role" bakınız!.. "Görüntü olarak" derken de, Aziz Başkan'ın "Goethe'nin Faust'unu okumamış olduğunu" düşünerek söylüyorum!.. "Okumamış olduğunu" kabul ederek de ilâve etmeliyim; Gothe'nin Faust'u. Mephisto'ya yenilmemiştir!.. Ona, "Goethe'nin Faust'unu okumamışsa", okumasını öneririm, okumuşsa, "bile bile Mephisto'luğa soyunuyor" demektir ki, bu da bir "Fenerbahçe Başkan'ına yakışmaz; hiç yakışmaz!.." Geliyorum, konunun "Galatasaraylılarla ilgili" tarafına!.. Ne yazık ki, "Galatasaray başkanıyım" diyen zat, kendisinin "Galatasaray'ın ruhudur" diye ilân ettiği Arda'yı "satın almak isteyen" zata, "hak ettiği" ve "Galatasaraylıların beklediği" cevabı bir türlü verememiştir!.. Sevgili kardeşim Hıncal Uluç, "Adnan Polat, Aziz Yıldırım'ı Arda konusunda Haldun Üstünel'e göndererek, 'Senin muhatabın o' demek suretiyle ona hak ettiği cevabı vermiştir" diyor ama "böyle" bir cevabı "Adnan Polat'ın verdiği ve Aziz Yıldırım'ın hak ettiği cevap" olarak kabul etmem mümkün değil!.. Sebebi çok basit; Adnan Polat'ın o sözleri, "sevgili Hıncal'ın kastettiği manada söylediğini" kabul etmem mümkün değil de ondan... Polat, Aziz Yıldırım'a hak ettiği cevabı "yeri göğü inletecek" şekilde vereceği yerde, o anda "Haldun Üstünel kaçamağı" aklına geldiği için "Git ona" demiştir de ondan!.. Zira, "ortaya çıkmıştır" ki, Aziz Başkan, "bir defa değil", çok defa "aynı teklifi yapmış" ve "Haldun Üstünel'e gönderildiği" geceden sonra da bir havaalanında da Polat'a gene "Arda'yı ver" demiştir!.. Polat ne yapmıştır; bilen, duyan var mı?.. Galatasaraylılar ve Galatasaray camiası adına çok ama çok yazık!.. Dahası, Faruk Süren döneminden beri, bakınız Galatasaray-Fenerbahçe başkanlarının ilişkilerine, Ali Şen'in önünde de, Aziz Yıldırım'ın önünde de "Galatasaraylı" Başkanların ne durumda olduklarına?!.. Daha ne söyleyeyim?..