Sezar'ın hakkı Sezar'a!.. Kurulma aşamasından beri "eleştirdiğim", hem de bazen "çok ağır" eleştirdiğim Levent Bıçakçı Federasyonu, "güzel işler" yapmaya başladı, Türk futbolunun yarınlarına "damgasını vuracak" olumlu işler yapmaya başladı!.. Bize de onları kutlamak, alkışlamak ve asıl "desteklemek" düşüyor ki; bunu da seve seve yapıyoruz! Önce, Milli Takımlar olayında ve Türk futbolunun "yeniden yapılanması" organizasyonunda "inanamadığımız" kadar büyük bir adımı attı!.. Bunun arkasından daha 15 gün geçmeden, "Türk futbolunun yeniden yapılanmasının temelini teşkil edecek" yapı taşlarından birini ve belki de "birincisini" gerçekleştirmek için "çok büyük bir adımı" daha attı; "Havuz" olayında gerçekten "devrim" sayılacak bir projeyi geliştirip, önümüze koydu! Özellikle "Levent Bıçakçı Federasyonu'nun havuza böylesine bir operasyon ile dokunabileceğine" rüyamda görsem inanamazdım; "Halûk Ulusoy'u geçen" bir cesaretle "dokunacağını" gösterdi; şimdi sıra "dokunmaya" ve "Havuzu yeniden inşaya" geldi; gayret onlardan, "sonuna kadar destek bizden!.." Üç Büyükler feryat ediyor; etsinler!.. Üç Büyükler isyan ediyor; etsinler!.. Üç Büyükler, medyadaki kalemşorlarını harekete geçirdiler; geçirsinler!.. Levent Bıçakçı ve arkadaşları "attıkları adımı geri almazlarsa" ve cesaretle "yollarına devam ederlerse", görülecektir ki; "kuzu kuzu" onlar da "yola gelecek" ve yarınlar için "yanan" büyük ümit ışığı, büyüyerek, güçlenerek kulüplerimizi de, futbolumuzu da "ışıl ışıl" aydınlatacak!.. Elbette, "açıklanan" devrim niteliğindeki sistemin düzeltilecek "bir iki tarafı" olabilir; "oran şu olmasın da bu olsun" denebilir!.. Mesela, ben; "her maç için ayrılan yaklaşık 240 milyar liranın, beraberliklerde takımlara 80'er milyar ya da galibiyette tek takıma 240 milyar olarak dağıtılmasının adil olmayacağını" düşünüyor ve diyorum ki: "Bu paranın üçte biri yani 80 milyarı maçı oynayan iki takımın arasında bölüşülsün"; zira "maç tek takımla oynanmıyor"; bir takım "çok iyi ve çok hakim oynadığı bir maçı şansızlıkla kaybedebilir"; onun için "hiç olmazsa" masraflarını karşılayacak bir parayı "40 milyarı maçı oynadığı için alsın"; kalan 160 milyarı, "galip gelen" kasasına koysun; maç berabere biterse "160 milyarı" iki takım "80'er milyar" paylaşsın!.. Yani, beraberliklerde iki takım 120'şer milyar alsın, galibiyette, galip gelen 200 milyarı, mağlûp olan 40 milyarı kasasına koysun! Sistemde, bu örnekteki gibi "küçük" bazı rötuşlar yapılabilir!.. Ama, esası ile, temeli ile, hatta üst yapısının çok büyük bir bölümü ile ve "hiç değişmese" de bütünüyle alkışlanacak bir sistem!.. İtiraz edenler; "yarınlarda kendilerine kafa tutacak takımların çoğalacağını" düşünerek "hayır" diyenlerdir; bu böyle biline!.. Ve onlara "ne derlerse desinler, ne yaparlarsa yapsınlar"; sakın ola ki, kulak verilmeye!.. Daha "dün" havuzu yıkmaya ve "tek başlarına TV şirketleriyle anlaşmaya can atan" Üç Büyükler, şimdi "Bu havuza 2008'e kadar dokunulamaz, Borsa'ya açık şirketlerimiz var, Borsa'ya bildirimlerimiz var" diye feryat ediyorlar!.. Hatırlayın, bundan 3-4 ay önce Fenerbahçe Başkanı TV'lere çıkıp "Havuz sisteminde değişiklik yapılmalı, bunu yaparsa federasyonu destekleriz; puan cetveline ve şampiyonluklara göre payların dağıtılacağı bir sistem istiyoruz" demiyor muydu; Galatasaraylı ve Beşiktaşlı yöneticileri "çıldırtan" sözler söylemiyor muydu? O zaman, "kulüp şirketleri Borsa'ya açık değil miydi"; Borsa'ya "bildirimler" yapılmamış mıydı? Tam anlamıyla "korkuyorlar" ve bu yüzden de "komik" çelişkilere düşerek "ipe sapa gelmez" gerekçelerle atıp tutuyorlar!. Atarlar, tutarlar ve de susarlar!.. Yeter ki, Anadolu Kulüpleri "birlik ve beraberlik içinde" federasyonun ve sistemin arkasında dursunlar!.. Yeter artık; Türk futbolunda "hanedan devri" bir daha "açılmamak üzere" kapansın!.. Üç Büyükler'in "Rabbena, hep bana" demelerinden ve "Türk futbolu demek, biz demek" şeklindeki "çarpık" fikirlerinden bıktık, usandık! Bu "hastalıklı" düzen değişmeli!.. Değişiyor!.. Ve de değişecek!.. Bıçakçı ve arkadaşlarını bir defa daha kutluyorum!..