Nan’lar ve Kor’lar!..

A -
A +

Sabri sadece bir örnek… Kendi öz çocuğuna tribünden demedik laf bırakmayan nankörler ve onlardan bu kadar korkan korkaklar oldukça daha çook kelle verir bu yönetim… 

Yooo, "yazımın başlığındaki" bu "anlamsız" gibi görünen üçer harflik adlar, "filmleri de hasılat rekorları kıran"  iki İngiliz'in, J.K. Rowling'in "Harry Potter" ya da J.R.R. Tolkien'in "Yüzüklerin efendisi" fantastik romanlarından alınmış, değillerdir; bugüne ait, bugün yaşayan ve "gerçek" olan insanlara, insan gruplarına verdiğim adlardır; hem de Türkiye'de ve İstanbul'da!.. 
"Nan'lar; Nankörler" ve de "Körler" grubuna, "Kor'lar; Korkaklar", hem de "Nankörlerden korkan Korkaklar" grubu anlamınadır!..
Kimdir, "Nan'lar"; Sabri gibi hayatının en güzel yıllarını Galatasaray'a adamış, gün gelmiş "süresiz kadro dışı bırakılmış, küsmemiş", gün gelmiş "görev verilmiş, elinden gelenin en iyisini yapmış" bir sporcuya, bir kaptana, tıpkı daha önce "Arda'yı İspanyalara kadar kaçıran" çirkin olaylarda yaptıkları gibi, "tribünlerde yapmadıklarını bırakmayan"  sözüm ona "Galatasaray taraflar grubudur!.."
Kimdir "Kor'lar";  o "Nan'lardan korkan" ve  sanki, koca Galatasaray'ı "bu korku ile yönettiklerini göstermek için" elinden geleni ardına koymayan Galatasaray Yönetimi!..
Aslında "kulübün mali ve idari yapısındaki büyük bozuklukları düzeltmeye çalışan" ve de "aldıkları enkazın üzerinde, Galatasaray'ı yeniden yapılandırmaya gayret eden"  bir yönetim var, ortada. 
Tecrübesi eksik ve "zaman kazanarak, ayağını sağlam basacağı günlere ulaşmaya çabalıyor"; nefes almaya çabalıyor, ama "günlük yanlışları, günlük hataları" her şeyin önüne geçiyor ve "fırsat bekleyenlere" de bol bol malzeme hazırlıyor!..
Son örnek; Aziz Yıldırım'ın "iğrenç" ve kabul edilemez "sahtekarlık" suçlamasında, "mahkemeye verme yerine", çıkıp da "Alex'in teyit edilmemiş ifadelerinden medet ummak" Galatasaray Yönetimi'ne yakışır mıydı; olacak şey değil!..
Aslında yapılması gereken, "özgüven" ile, "doğru teşhisler koyarak, doğru adımlar atarak" meselelerin üzerine "cesaretle gitmek" ve "bunları camiayla şeffaf olarak paylaşmak" olmalı!..
Mesela, "Genel Sekreterlerin ağzı" ile Divan Kurulu toplantısına damga vuran "Galatasaray'ın kaynaklarının çarçur edilmesine müsaade etmeyeceğiz. Çünkü Galatasaray fakirleşirken, bazı insanlar zenginleşmiş. Bunun önüne geçeceğiz" sözündeki cesareti, "Nan'lara karşı" da gösterebilseler, görecekler ki, "ayaklarını sağlam zemine basmaya" başlamış ve Galatasaray'ın "gerçek yönetimi olma" yolunda en önemli adımı atmış olacaklar!..
Gerçek ortadadır; Nan'ların, futbol statlarında da, basketbol salonlarında da Galatasaray'a "kendilerini tatmin etmekten, gösteriş yapmaktan, 3-5 maçta destek vermekten" öteye verdikleri bir şey yoktur. Aksine, "verdikleri zararlar ve nankörlükleri ile  kulübü, yönetimi, futbolcuları, basketbolcuları zor duruma düşürmek için neler yaptıklarının örnekleri çoktur!..
Yeni bir hoca gelmiş, "eldeki malzeme ile" Hamza Hoca'nın bıraktığı "enkazı ayağa kaldırmaya çalışıyor", bunlar hâlâ "bunca yıl Galatasaray'ın başarılarında, şampiyonluklarında imzası olan" Sabrileri, Umutları, Burakları ıslıklamaya, moral olarak yıkmaya, yok etmeye çalışıyorlar; olmaz olsun, böyle taraftarlık!..
Aslında "Nan'lar" derken çok "centilmen davrandım", onlara yakıştırılacak "çok daha gerçekçi" adlar vardı, ama "benim kalemime yakışmazdı!.."
Galatasaray Yönetimi de onlara sırtını "hemen ve tamamen" dönsün, "Aziz Yıldırım gibi yapsın" demem ama, "cesaret bakımından" biraz ders alsın!..
Yoksa, o tribünlerde Buraklardan, Sabrilerden, Umutlardan sonra sıra "toptan" kendilerine gelecek; başladılar bile!..
Menfaat çetelerinin her zaman kullanacağı maşalar vardır; unutmayalım!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.