Ne istiyorsunuz Sayın Ali Koç?

İşte, bunca zamandır “istifaya zorladığınız” Mehmet Büyükekşi gitti. Yerine “beyaz sayfa açan” ve de “tarafsızlık, şeffaflık, eşitlik, adalet getireceğini” ilan eden yeni bir Başkan geldi.

 

Buna karşılık Siz ne yaptınız; yeni Başkan’ın seçildiği genel kurulu yerden yere vurdunuz… İşte sözleriniz:

 

“… Çok fazla beklenecek bir şey yok. Çünkü ortada bir seçim falan yok. Olayları hepiniz biliyorsunuz, buraya gelene kadar yaşananları. Adayların çoğalmasının önüne geçildi. Bazı yöntemler taktikler uygulandı.”  

 

“Bizim hakkımızda haberler yayılıyor, orayı burayı destekliyor diye, kimseyi desteklemiyoruz. Biz demokrasiye inandığımız için buradayız. Kürsüye çıkıp görüşlerimizi net bir şekilde ifade edeceğiz.”

 

“… Baskı var, tehdit var, vaat var, rüşvet var, her şey var!” 

 

“… Her iki ismin de aday olmasına karşıydık. Seçimde boş oy kullandık. FETÖ hâlâ Türk futbolunun içindedir ve bize göre güçlenmektedir.”

 

“…Bu bir seçim değil ‘seçin’dir! Sonucu ne olursa olsun bu seçim Fenerbahçe için yok hükmündedir.”
Ağır sözleriniz bu kadarla da kalmadı… İşte, “sonradan Divan Kurulu Başkanı’nca geri aldırılan”, Türkiye Cumhuriyeti Futbol Federasyonu Başkanı için “kürsüde” söylediğiniz söz:

 

“Sayın Büyükekşi, seçildiğiniz takdirde bu şekilde seçilmek sizin vicdanınızı rahatsız etmiyor mu? Onurlu, şerefli bir insan bu şekilde aday olmaz.”

 

Bakınız, genel kuruldaki davranış ve tutum ve sözlerinizi TV ekranlarında izleyen, rahmetli dedeniz Vehbi Koç zamanında, holdinginizin üst düzey yöneticiliği yapmış olan (Bugün Galatasaray Divan Kurulu üyesidir) Güven Osma dün bana bir mail gönderdi. Sütunuma alıyorum:

 

“Öcal kardeşim,

 

FB başkanı Ali Koç doğduğunda, dedesinin yanında çalışıyordum. Büyümesini, tahsilini, çalışma hayatına başlamasını yakından bilen biriyim. Çok iyi tahsilli ama insan münasebetlerinde çok kötü olarak nam saldı. Babasına ‘ailenin Başkan olmasına nasıl izin verdiğini’ sorduğumda, ‘Emrivaki yaptı’ cevabını almıştım.  İstediğini elde edebilmek için devamlı belden aşağı vuran, kanun, nizam tanımayan bir tip oldu. Mourinho ile ne süre uyumlu kalabilecek, göreceğiz. Selam ve Sevgiler…”
Kendinize de, “Koç soyadına” da yazık ediyorsunuz, başta da kulübünüze ve futbolumuza…
Büyükekşi gitti, siz ne zaman gideceksiniz?..

Kazansa, Pirrus Zaferi olurdu!

Mehmet Büyükekşi, Futbol Federasyonu Başkanı olarak, iyi işler yaptı, başarılı oldu. Elbette hataları, yanlışları da vardı. Temmuz başında bir yazımda “Ben onun yerinde olsam, yeniden aday olmazdım, zirvede bırakırdım” diye yazmıştım. Keşke Avrupa Futbol Şampiyonası dönüşünde “bu kararı” verebilseydi. 
Bugünkü tabloya gelince… Eğer “5 oy farkla kaybettiği seçimi” 5 oy farkla kazansaydı, tam bir “Pirrus Zaferi” olurdu…
“Bazı sandıklara itiraz edildi”, o sandıklardaki oylar yeniden sayılırken, “İnşallah sonuç değişmez” diyordum…
“Başarılı bir Federasyon Başkanı” olarak futbol tarihimize geçti… Yaptıkları için bir T.C. vatandaşı, spor insanı olarak ona teşekkür ederim.

BATSHUAYİ Mİ, CENK TOSUN MU?..

Galatasaray’ın Avusturya’daki “bozgun kampından” nihayet iyi bir haber ve güzel görüntüler geldi. Batshuayi’nin “ilk golünü atması” çok alkışlandı, ama oynadığı futbol, golünü de bastıracak cinstendi. 
Doğrusu ya, sezon boyu, Ali Koç’a sorulacak; “Batshuayi’yi Galatasaray’a hediye edip, Beşiktaş’ın sözleşme yenilemediği Cenk Tosun’u kapmak, nasıl bir yöneticilik?..

ŞAKA!

Oğuz Aydın, Fenerbahçe’ye gidince, Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk Hoca’mız “Ona ihtiyacımız yoktu, önceliğimiz değildi. Kanatlarda ‘millî olan’ çok sayıda oyuncumuz var” açıklamasını yaptı.

 

Tamam da Okan Hoca’m, “madem” önceliğiniz değildi, ihtiyacınız yoktu, neden uzun süre Oğuz Aydın’ı transferi için Beşiktaş ile kapıştınız ve Beşiktaş’ı devre dışı bıraktınız.
Sezon başlıyor; Fenerbahçe’nin kaptığı Oğuz Aydın, bir Fenerbahçe - Galatasaray “maçında bir gol atar, bir de asist yaparsa”, ne olur “taraftarı uyutmak için” söylediğiniz “öncelik” açıklaması?..