Daha sezonun başında "mahalle takımları ile yapılan" bir-iki maçta manşetler ve yorumlar başlıyor!.. "Felipe, Hagi'nin pabucunu dama atacak!.." "Ortegalı Fenerbahçe, lig şampiyonluğunun en büyük adayı olduğunu ispatladı!.." "100. yılında Beşiktaş lig şampiyonluğunu kucaklayacak!.." "Bu Trabzon zirveye oynar!.." Yıllardan ve yıllardan beri "maalesef" spor medyamızın "böylesine palavra haber ve yorumları ile başlayan" sezonlar, beyinleri "büyük başarılara angaje edilmiş" taraftarların yaşadıkları hüsran yüzünden "çıkardıkları olaylar" ile kapanıyor; olan da fair play'e ve futbolumuza oluyor, yazık değil mi? Bakınız, geçtim "geçen sezonun başındaki hazırlık ve antrenman mahiyetindeki" maçlarını, daha sonra lige "yeni Brezilyalıları ile fırtına gibi giren" Trabzonspor için, ligin ilk 4-5 haftasından sonra, "Bu Trabzonspor uzun yıllardan sonra şampiyonluğun en büyük adaylarından biridir ve ligin sonunda kupayı kucaklayacaktır" diye yazmıştım da, sonunda "nasıl mahcup olduğum" sezonun son haftalarında ortaya çıkmış ve "bu Trabzonspor" küme düşmekten zor kurtulmuştu!.. Fenerbahçe'yi, Beşiktaş'ı, Trabzonspor'u "şimdilik" bir yana bırakarak, Galatasaray'ın "ilk hazırlık maçlarındaki" görüntüsüne bir bakalım: Brezilyalı Felipe'yi "TV'de dikkatle izledim!.." Sezon başı olmasına rağmen, top tekniği, futbolu, kafası, oyunu okuyuşu, oyuna katılışı ve katkısı ile doğrusu ya "Dünya Şampiyonu olan Brezilya Milli Takımı'nın çok oyuncusundan çok daha iyi" bir görüntü verdi!.. Ama dedim ya; "bu maçlar çok güçsüz takımlarla" yapılmıştı, bu bir!.. İkincisi ve çok daha önemlisi; "Bu görüntü onu, hiç bir zaman yeni bir Hagi yapmaz, yapamazdı!.." Hagi olmak ve "Hagi kalmak" öyle kolay iş değildi!. Zaten bizim "anlı şanlı medyamızın bu bol kepçeli aculluğuna karşılık" Felipe "hakkını ve haddini" biliyordu: "Dünya çapında bir futbolcu olan Hagi'ye benzetilmek bana onur veriyor ama onun gibi olmam, olabilmem için daha uzun yıllar çalışmam, çok çalışmam gerek!.." Hatırlayın Repaiç de "geldiğinde" ve bir kaç maç "topa iyi vurduğunda", aynı medya manşetler atmış, yorumlar yapmıştı: "Fenerbahçe Hagi'sini buldu!.." Nerede o "Fenerbahçe'nin Hagi'si?" "Aynı medya", geçen sezondan beri Repaiç'i "yerden yere vurmak ve Fenerbahçe'den göndermek için" fırsat kollamıyor mu? Felipe'nin "mahalle takımları ile yapılan iki maçta görebildiğim meziyetlerini" yazdım; ama ya "Hani, Hagi gibi vuruşları, golleri? Duran toplardaki sihirbazlığı? Büyük hırsı ve takımı ateşlemesi? Takımı bir teknik adam - kaptan karışımı hakimiyetiyle saha içinde yönetmesi?" Belki de var, olacak ama, "bekleyelim bakalım, daha dün bir bugün iki!.." İster inanın, ister inanmayın; benim gözüm Pinto'yu çok tutu!.. (Aculluğuma bakın!..) Fatih Terim'in söylediği gibi; "daha mevsim başı ve hiç hazır değil" ama, "kumaşının sağlam ve kaliteli olduğunu" ortaya koyacak hareketlerini dikkatle izledim!. Eğer "hazır olmadığı bir zamanda" gole ve asiste dönük böylesine "bitirici" kanat hamlelerini art arda yapabiliyorsa, "hazır hale geldiğinde nasıl olabilir" onu düşünmeye çalışıyorum!.. Baliç'in işi zor; çok çalışması ve asıl önemlisi "çıtkırıldımlığından vazgeçmesi gerek!.." Terim'in yönetiminde "bunu başarabilir; zamana ve iradeye ihtiyacı var!.." Sarr; "şimdilik" sağlam ve güvenli!.. Duro'yu da beğendim; çok koşuyor, çok hırslı ve topu iyi biliyor; tam bir görev adamı!. "Diğer yeniler" için henüz bir şey söylemem mümkün değil, biraz daha vakit geçmeli, onları bol bol seyretmeliyiz; özellikle daha ciddi hazırlık maçlarında!.. Yalnız açıkça görünen bir gerçek var; Terim'in Galatasaray'ı ile Lucescu'nun Galatasaray'ı arasında "futbol seyri ve keyfi açısından" çok fark olacak!.. Galatasaray, "Şampiyonlar Ligi'nde ne yapar, ligde şampiyon olabilir mi" onu şimdiden tahmin edemem ama, sarı-kırmızılı ekibin "gerek tribünlerde, gerek TV başında kendisini izleyenlere" büyük futbol zevki ve keyfi vereceğini söyleyebilirim!.. Ve bu farkı da, "Lucescu'ya haksızlık edildi, Galatasaray onu göndermemeliydi" diyen "bazı Galatasaraylı yazar ve yorumculara" hediye etmek gerek!.. "Futbol ziyafetine" doğrusu ya en çok onların ihtiyacı var!. "Neden sadece Galatasaraylı yazar ve yorumculara? Onlardan çok daha fazlasını Fenerbahçeliler ve Beşiktaşlılar yazmadı mı?" sorusunun cevabı ise basit: "Terim'in Galatasaray'ın başına gelmesiyle, kendi takımlarının başına gelecekleri çok iyi tahmin ettiklerinden", Fenerbahçeli ve Beşiktaşlı yazar ve yorumcuların "Lucescu'nun kalmasını istemelerinden" daha tabii ne olabilirdi ki? ocaluluc@beko.net