O ip Ulusoy'u taşımaz!..

A -
A +

Müthişti, dün Türkiye Gazetesi'nde "Naci Arkan" imzasını taşıyan "Vur, abalıya vur!" başlıklı yazı!.. Futbol Federasyonu Başkanı Halûk Ulusoy ve Futbol Genel Kurulu ile ilgili olan bu yazı, doğruydu, gerçekçiydi, cesurdu ve "bazı" kafalara "doğruyu da, gerçeği" de "dank" diye vuruyordu!.. Ben bu satırları yazarken, "Futbol Genel Kurulu henüz toplanmamıştı", meşhur "geçici maddenin getirdiği ad okunarak açık oylama ile yapılacak güven oylamasının sonucu" da elbette belli değildi!.. Ama belli olan bir şey vardı: Türk futbol tarihinin "en başarılı" ve "Türk futbolunun makûs talihini değiştiren" iki federasyon başkanından biri olan (öteki rahmetli Orhan Şeref Apak'tı; Apak da bugünkü siyaset manevralarına benzer bir senaryo ile görevden alınmış, ama onun 'Türk Futbolu'nun unutulmazlarından biri' olmasına kimseler engel olamamıştı ) Halûk Ulusoy'un ipini çekmek isteyenlerin, "genel kurul nasıl bir karar verirse versin", hedeflerine varamayacakları idi!.. Elbette Halûk Ulusoy da "her insan gibi" hatalar yaptı, bunların içinde büyükleri oldu, küçükleri oldu; "yapmaması gerekenler" oldu, oldu da oldu!.. Ama "bunlar", yaptıklarının yanında devede kulak kalır!.. Öncelikle, "futbolun mafyanın eline geçmesini kelle koltukta önleyen adam" olarak işe başladı!.. Birileri "Beni tehdit ediyorlar, beni koruyabilir misin, koruyamazsan istifa edeceğim" diyerek kaçarlarken, o "Beni de,çoluk çocuğumu da, akrabalarımı da tehdit ediyorlar, hepsi ölüm tehdidi ile burun buruna, ben mücadeleye devam edeceğim, sizleri koruyamam, o konu sizin kararınız ve devletin işi" diyerek, "havuz konusunu büyük kulüpler - büyük medya grupları lehine bitirme sözü verdiği için" büyük kulüplerce ve büyük medya grupları tarafından "desteklenen" ama sonra "bazı ilişkileri" sebebiyle arandığı, hakkında davalar açıldığı için "yurt dışına kaçıp, yıllarca Türkiye'ye dönemeyen" bir adaya ve arkasındakilere "futbolu teslim etmeyen adam" oldu!.. Bu mücadelesinde, "bakanların tir tir titrediği ve görüştüğü", dahası, "karşısındaki adayı destekleyen" ve "onun kazanması için" genel kurul öncesi delegelerin kaldığı "Ankara otellerinde adamlarına kamp kurduran" mafya babasının hışmından, çoluk çocuğunu kurtarmak için "yapılan" aracılığa "evet" dedi diye, adını "mafya ile ilişkili" iftirasına kadar ileriye götürenler oldu!.. Bitmedi: O, Şenes Erzik başta ardı ardına gelip "birkaç ayda istifa etmek zorunda kalan" federasyon başkanlarına karşılık, "o" istifalara sebep olan "maç naklen yayınlarındaki pastanın nerede ise tamamını el ele yemek isteyen büyük medya grupları ile büyük kulüplerin havuz konusundaki baskılarını" göğüsleyerek, "maç naklen yayınları sorununu Anadolu kulüpleri lehine çözmeyi" de başardı!.. Bitmedi; o yıllarca "Türk futboluna siyasetin girmemesi için" büyük bir mücadele verdi ve vermeye devam ediyor!.. Biliyordu ki, "siyasetin futbola girişinin vereceği zararı ortadan kaldırmak" çok zor olacak ve uzun yıllar alacaktı; hatta "işin taa başına dönülecek", bugüne kadar verilen "onca" emek boşa gidecekti!.. Mafya ile mücadele, sonra büyük medya grupları ve büyük kulüplerle mücadele, sonra siyasetle mücadele ve "bütün bunların arasında" futbolda "milli takımlar ve kulüp takımları bazında" Türkiye'ye gelen, getirilen "Türk futbolunun görmediği yaşamadığı" başarılar!.. Bitmedi; "futbol altyapısı" bakımından rahmetli Gündüz Tekin Onay'ın da büyük katkılarıyla başarılan "reform niteliğindeki" gelişimler!.. Ulusoy "kalır ya da kalmaz", artık mesele "o noktayı çoktan geçti"; ama "geçmeyecek" bir şey var: "Avrupa Şampiyonası finallerinden sonra bırakacağım" demesine karşılık, FIFA'ların, UEFA'ların "Demokles'in kılıcı gibi" Türk futbolunun başına diktiği risk ve tehlikeye rağmen "kanuna eklenen" ve adeta "bir hükmü Karakuşi'yi andıran" adına da "geçici" denilen maddelerle "ipe çekilmek istenen" Ulusoy'un, kim ne yaparsa yapsın, sonuç ne olursa olsun, Türk Futbol Tarihi'nin "unutulmayacakları" arasına çoktan girdiğidir!.. Çok federasyon başkanı gelip geçti; bazılarını hiç ama hiç hatırlamıyoruz, "bazılarını" ise hâlâ hatırlıyor ve "saygıyla" anıyoruz; hatırlamaya ve anmaya da devam edeceğiz!.. Ulusoy da, "onlardan" biri ve kalsa da, gitse de "bu gerçeği" kimse değiştiremeyecek; "geçici maddeyi" çıkaranlar da, "güven oyu vermeyenler" de, bu işin çığırtkanlığı yapan "bazı" yorumcular ve spor müdürleri de dahil!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.